-3-

94 37 72
                                    


Hatırladıklarımla aniden yataktan kalktığımda kafama sinsi bir ağrı girdi. Gitmem lazımdı bir an önce. Gerçi nerede olduğumu dahi bilmiyordum.

Duvarları beyaz renkle boyanmış, beyaz ahşap mobilyaların olduğu, bir köşesi boydan boya cam olan bir odanın içindeydim.

Biri bana zarar mı vermek istiyordu?Bilmediğim bir yerdeydim, bilmediğim bir odanın içinde mahsur kalmış gibiydim. Aniden üstüme baktım... Neyseki kendi kıyafetlerimleydim. Elim pantolonumun  cebine gitti.

Telefonum, o neredeydi acaba? En son cebimdeydi. Yatağın yanındaki komidine uzandım.  İşe yarar bir şey bulmak isteği ile çekmeceleri açtım. Kalem, kitap birkaç ıvır zıvır dışında hiçbir şey yoktu. Nolur nolmaz diye tükenmez kalemi aldım. Gerekirse kullanırdım.

Boydan boya camla kaplı köşeye doğru adımladım. Fakat hala başımda katlanılmaz bir ağrı vardı. En azından etrafı görürdüm. Gördüklerim kaşlarımı çatmama sebep oldu.

Allah aşkına neredeydim ben? Etrafta bir sürü ladin, çam ağaçları vardı.

Daha da önemlisi nasıl kurtulacaktım buradan. Tekrar başa dönmek istemiyordum. Tekrar o eski günlere, beni acıya boğan günlere... Kurtulmam gerekti bir an önce... Kızlara bir şekilde haber vermem lazımdı...

Aklıma hızla gelen fikirlerden en mantıklısını seçmek zorundaydım. Çünkü zamanım kısıtlıydı. Birazdan odaya girebilirdi.

Pekala Arya kızım sakin ol! Sen daha önce eğitim aldın. Aklını ve gücünü kullan kızım.

Tamam...Şimdi biraz daha iyiydim.

Cebime sıkıştırdım sivri uçlu tükenmez kalemi çıkardım ve sessiz adımlarla yatağa ilerledim. Yatağa girip üstümü örttüm. Derin bir uykudaymış gibi davranmam lazımdı...

Tamam tamam olacak sakin ol!
Alacağım nefesler göğüs kafesimi parçalıyordu korkudan. Sakin olmamı istiyordum fakat başıma gelebilecek şeyleri düşündükçe vücudum tirtir titriyordu...

Koridorda adım sesleri duymamla kafamı hafif aşağıya eğip uyku halini aldım. Hazırdaydım. Buraya gelince ilk rövanşımı yapacaktım.

Sakin - sakin - sakin... Nefesini kontrol et lütfen... Düzgün nefes al... Gözlerimi sımsıkı kapadım çünkü odanın aydınlık görünümü bir an için anmak istemediğim zamanlardaki gri boyası eskimiş odaya dönüşmüştü. O odaya.
Kalbim haddinden fazla hızlı atıyordu... Kanımın damarlardan geçişini dahi hissediyor gibiydim...

Kapı kulpunun aşağıya çekilmesiyle nefesimi tuttum.

Lütfen sakin ol. Yapabilirsin.

Derin bir uykudaymış gibi doğru aralıklarla nefes alıp veriyordum. Fakat zihnim açıktı. Onun araladığı kapıdan içeri adımlayışını hissediyor ve duyuyordum. Sessiz adımlar atıyordu.

Kendimi hazırda tuttum.

Adımları yatağa doğru yaklaştığında vücudum istemeden gerildi. Gerilen vücudumla kirpiklerim titredi. Onun bana baktığını hissediyordum. Kaşlarım aniden çatıldı ve anlımdan bir ter damlası çeneme doğru indi.
Elini  yavaşça alnıma doğru yaklaştırması ile bir anda uyku halinden çıkıp elini tutup tüm gücümle ters çevirdim. Kahveren gözleri yerinden çıkacak gibi irice açılmıştı. Beklemediği bir anda yapmıştım çünkü. Üstüme örttüğüm örtüden sıyrılıp hızla sağ elimde tuttuğum kalemin ucunu boynuna dayadım. Kalem ucu ile çok zarar vereceğimi zannetmiyordum ama olsun.

Kalp atışlarım nefes alışımı zorluyordu. Boynuna sardığım bileğimi çekmeye çalıştı diğer eliyle. Gücü karşısında şaşkına uğrasamda çekmemek için gücümün sınırlarını zorluyordum bir yandansa kolumum epey acıdığını hissediyordum.

YOLUN SONUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin