20 dakikanın içinde Jale'nin evine gelmiştik. Jale ve Beyza üniversiteye başladıklarında ayrı evlere çıkmışlardı. Ben ve Özge ise ailemiz ile kalmayı tercih etmiştik.
Jale'nin evine girdiğimde tüylü terliklerimi giyip banyoya yöneldim. Artık burayı bir başkasının değil de benim evim gibi görüyordum. Jale'nin evinde az sabahlamamaıştık.
Ellerimi yıkadıktan sonra oyuncak odasına gittim. Evet Jale'nin oyuncak odası vardı. Odanın üç duvarı oyuncakları koymak için -sözde- kitaplıklarla donatılmıştı. Kalan bir duvarda ise balkonlar için hazırlanan ancak Jale'nin oyuncak odasında kullandığı bir koltuk takımı ile sehpası vardı. Sehpanın üstüne oyuncak çay ve tabak setini -tabaklarda oyuncak kek ile- koymuştu.
Jale benim odaya girdiğimi görünce konuştu.
"Bade'de geldiğine göre bu şaheseri açıyorum." Sadece sesinden bile ne kadar heyecanlı olduğunu anlamak zor değildi.
Göz ucuyla diğer kızlara baktım. Beyza koltuklardan birine yığılmış, elini yüzüne koymuş, boş gözlerle Jale'ye bakıyordu. Özge, odanın ortasındaki yuvarlak halıya geçmiş Jale'nin Barbie bebeklerini ve kıyafetlerini önüne dizmiş kombin yapıyordu.
Jale ise Özge'nin önüne oturmuş elinde ki maket bıçağı ile kutuyu açmayı bekliyordu bekliyordu.
Ben de Beyza'nın yanındaki pembe tekli koltuğa geçtim. Yüzüme sıcak bir gülümseme yerleştirdim. Bazen Jale'nin oyuncakları neden bu kadar çok sevdiğini anlayabiliyorum. O kadar harika düşünülerek tasarlanmışlardıki insan oynamak istiyordu. İtiraf ediyorum daha önce Jale'nin oyuncakları oynamıştım. Ama gerçekten eğlenceliydi.
Jale'ye döndüm.
Sıcak ses tonum ile ona seslendim.
"Hadi aç bakalım."
" Açıyorum".
🌻
Yarım saat sonra Jale oyuncağı açmayı bitirmiş onunla oynamaya başlamıştı. Özge'de Barbie bebeklere kombin yapıp oynaması için Jale'ye uzatıyordu.
Beyza ve ben mutfağa inip kendimize soğuk kahve hazırlamaya koyulmuştuk.
"Tatil için bavul hazırlamam gerekiyor. Ama daha yanıma alacağım çoğu şeyi belirlemedim."
"Kızım dolabından ne bulursan sıkıştır işte."
"Kızım ya kıyafet bol ya da dar ise ne olacak?"
"Benim için fark etmez. Sizden bir şeyler alır giyerim. O da mı dert?"
Bıkınlıkla nefes verdim.
"Beyza aynı annem gibisin."
Beyza bana boş bir bakış atıp kahvesi hazırlamaya devam etti.
"O değilde yarın saat kaçta yola çıkacağız?"
"Kızlar gelsin konuşuruz."
"O zaman onlara da kahve yapalım."
Her şeyden habersiz diğer odada oyuncak oynayan gariban arkadaşlarıma kahve yapmaya koyuldum.
15 dakikanın içinde kahveler hazırdı.
"Kızlar! Gelin size kahve yaptım."
Kahve lafını duyan arkadaşlarım koşarak mutfağa geldiler.
"Geldim!" Aynı cümleyi aynı anda söyleyen arkadaşlarım birbirlerine kötü bakış attı. Ben ise kavga etmelerini engellemek için konuşmaya başladım.
"Kızlar balkona çıkalım mı? Hava çok güzel."
Özge ve Jale'nin dikkatlerini dağıtıp kavga etmelerini engellemiştim. Bizim grubumuz böyleydi işte. Her an kavgaya hazır. En ufak şeylerde bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP ZÜMRÜT LÂNETİ (Eski Bölümler)
Viễn tưởngKAYIP ZÜMRÜT LÂNETİ 1- GERÇEĞİN KAYBOLMUŞ YÜZÜ Bir arkadaş grubu tatile gitmek yola çıkmışlardır. Ama beklemedikleri bir şey olur ve kaybolurlar. Kimsenin olmadığı bir ormanda. Ormanı gezerken buldukları zümrüt onları kurtarabilecek mi yoksa umutlar...