Bölüm 4 - Saklı Ormana Giriş

8 1 2
                                    

Yolculuğumuzun ilk üç saatini geride bırakmıştık. Ve yol ayrımına gelmiştik.

"Beyza hangi yöne gideceğimizden emin misin?"

"Aman be Bade ben yılların taksicisiyim. Tabii ki biliyorum."

Jale ile birbirimize korku dolu bakışlar attık.

Bir süre camdan dışarıyı izledim. Fakat burası değişik bir yerdi. Bir sürü ağaç ile kaplıydı. Ve bol bol çiçek vardı. Daha önce hiç böyle bir yol görmemiştim. Burada bir şeyler dönüyordu. Aklımdaki bu düşünceleri biri ile paylaşmam gerekiyordu. Jale'ye döndüm.

"Jale sen de fark ettin mi?"

"Neyi?"

"Bu yollar çok garip değil mi? Her taraf bir sürü yeşillik ve çiçek ile dolu. Normalde daha farklı bir manzara olması gerekiyordu. Yani sadece düzensizce dikilmiş ağaçlar gibi."

"Haklısın. Ama belki de burası bir köydür."

"Ama neden hiç köyün isminin yazdığı tabela görmedim ve neden hiç ev yok?"

"Kızım belki burada periler yaşıyordur ve evlerini gizlemişlerdir."

Jale'ye göz devirip yeniden cama döndüm. Böyle ciddi bir konuyu bile espriye bağlamayı başarmıştı.

O sırada yeniden yol ayrımına gelmiştik. Beyza sıkıntıyla yola bakıyordu.

"Kızlar sanırım navigasyonu açsak iyi olacak."

Özge hemen navigasyonu açtı fakat bir sıkıntı vardı.

"Kızlar bir sorunumuz var."

Arabanın içinde şaşkınca birbirimize bakıyorduk.

"Ne oldu?" diye merakla sordum. Aslında bu duruma çok da şaşırmamamız lazımdı çünkü arabayı Beyza kullanıyordu. Ve konu benim canım erkek Fatma Beyza'ma gelince her an her şey olabilirdi.

"Burası navigasyonda gözükmüyor."

"Ne!?" Ağzımdan tiz bir çığlık çıktı.

Özge hemen lafa atıldı.

"Ben bir de telefondan bakıyorum."

"Bu nasıl olabilirki? Bir konum neden navigasyonda olmasın? Bana bak Beyza eğer bizi kandırıyorsan seni çok kötü yaparım." diye sinirle konuştu Jale.

"Kızım bir dur. Ben nereden bilebilirdimki bu yolun navigasyonda olmadığını?"

O sırada Özge başını olumsuz anlamda salladı.

"Kızlar sonuç yok. Şu an bulunduğumuz konum navigasyonda yok."

"Ama bunun mantıklı bir açıklaması olamaz. Biz nereye geldik böyle? Beyza geri dönelim." diye dehşetle konuştu Özge.

"Olmaz Özge Hanım. Ben o kadar direksiyon salladım. Şimdi geri dönemem. Hem buradan bir yol bizi mutlaka gideceğimiz yere çıkaracaktır . Burası büyük ihtimalle kestirmedir.
Kollarımı göğsümde bağlayıp konuştum.

"Beyza arabayı süren sendin. O yüzden geri gidelim. Hem burada bizden başka araba yok. Ben endişelenmeye başladım."

"Bu kadar abartılacak bir şey yok. Beyza Turizme güvenin."

Beyza gaza bastı ve en sağdaki yoldan ilerledik. Dört adet yol olduğu için karar vermek gerçekten zordu.

Stresimi ve gerginliğimi atmak için kitap okumaya başladım. Ama nafile. Başımıza bir şeyler gelme korkusu bedenimi ele geçirmişti. Ve bu şekilde hissederken kitabıma odaklanmak oldukça zordu.

Korku dolu bir ifade ile camdan bakarken. Jale bana seslendi.

"Merak etme hiç bir şey olmayacak. Hem insanlar bu yolları güzelleştirmek istemişlerdir. Bu yol mutlaka bir yere çıkar."

Ona dönüp sıcak bir gülümseme takındım.

Dört saat. Yola çıkalı tam dört saat olmuştu. Ve biz hiç bilmediğimiz yolda ilerlemeye devam ediyorduk. Ve  sonra beklemediğimiz bir şey oldu. Yolun sonuna geldik. Yolun devamı ağaçlarla kaplıydı. Ve burada kapalı kalmıştık. Harika.

"Beyza Turizme 89 sayısını tuşluyorum." diye konuştu Jale."

Ardından Özge ekledi.
"Senden anca böyle bir şey beklenirdi."
Açıkçası bu bir az kaba oldu ama Beyza gerçekten hata yapmıştı. Evet hepimiz hata yapabiliriz ama kendisi bu kadar övünüp navigasyon kullanmayıp bizi bu duruma düşürdü.

Beyza bir umut beklercesine bana baktı.

"Hiç kusura bakma Beyza. Dört saattir yoldayız ve karşılaştığımız manzaraya bak."

Beyza somurtarak bana baktı.

"Peki burada bir az bekleyelim. Eğer yanımıza başka biri daha gelirse onlarla buradan nasıl çıkacağımızı konuşuruz."

"İnsanlar Beyza gibi kendini beğenmiş olmadıkları için bu yola gelmezler."

"Jale yeter bu kadar. Tamam kız yaptı bir hata ama ona bu kadar kötü gerek yok." diyerek olayları sakinleştirmeye çalıştım.

Şimdi yapacağımız gel şey beklemekti. Ya da dışarıya çıkıp buralara göz atmak.

O sırada telefonum gürültülü bir şekilde çaldı. Annem arıyordu.

"Alo anne."

"Kızım gittiniz mi?"

"Daha gelmedik ama yaklaştık."

"Kızım evden çıktığında saat beşti. Şimdi dokuz buçuk . Neden hâlâ gidemediniz?"

"Anne yolumuz bir az uzundu. Hem bir yerde mola verip kahvaltı yaptık."

"Peki kızım dikkat edin. Trafik çok tehlikeli."

"Tamam anne kızlarla mola versek mi diye konuşuyoruz da ben seni sonra ararım."

"Tamam kızım Allah'a emanet olun."

"Sende. Görüşürüz." diyerek telefonu kapattım. Anneme doğruları söyleyemezdim çünkü öğrendiği an da bir peri misali yanımızda belirir bize ve bizi terlikle döverdi...

Karakterler, mekanlar, olaylar vb. hakkında bilgi postları paylaştığım Instagram hesabım: locketbloom

KAYIP ZÜMRÜT LÂNETİ (Eski Bölümler)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin