Zehir ustası
"Lucy'i mi öldüreceksin?"
Cathy gülümseyerek Danny'e baktı.
"Evet. Hapsedip öldüreceğim ilk kişi o olsun."
Danny içten içe gülüyordu. Gereksiz bir şekilde buna sevinmişti.
"Öyle mi? Peki benden ne istiyorsun?"
"Bana eter bulmanı istiyorum."
Danny kafasını yana eğdi.
"Eter mi? En yakın nalburda kendin bulabilirsin."
Cathy yerinden kalkarak su içmek için Danny'nin mutfağına gitti.
"Biliyorum. Ama sence de bir kadının nalbura gidip eter alması biraz şüpheli değil mi?"
"Evet ama bir erkeğin alması neyi değiştirir?"
"Çoğu şeyi değiştirir."
Cathy bardaktaki suyu içtikten sonra bardağı masaya bıraktı.
"Sen bir beyefendisin doktor. Kimse senden şüphelenmez ama benim gibi çılgın bir kadından kesinlikle şüphelenirler. Bu yüzden senin bana eter almanı istiyorum."
Danny biraz düşününce bunun mantıklı olduğunu anladı. O sırada Cathy ona yaklaştı.
"Merak etme doktor. Parası neyse öderim."
"Ah hayır. Paranın önemi yok. Be-"
"Nasıl yok? Paranın nasıl önemi olmaz?"
"Hayır yani bunu düşünmüyordum demek istedim."
Cathy şaşkınca ona baktı.
"Oh, kusura bakma o zaman."
"Her zaman kendini fazla kaptırıyorsun değil mi Cathy?"
Cathy kollarını göğsüne çekti.
"Hiçte bile."
Danny hafifçe gülerken Cathy'nin yüzünde de hafif bir gülümseme vardı.
"Neyse. Çok durmak istemiyorum. Yarın eteri alıp gelirsin."
Danny başını sallayıp gülümsedi.
Cathy memnun bir ifadeyle Danny'nin evinden çıktı. Danny onu arkasından "Dikkatli git." diye uyardı.
"Bu doktor gerçekten beni düşünüyor. Ne tatlı."
kendi kendine konuşup evine gitti.
Eve girip üzerini değiştiren kadın üstünde çalıştığı bayıltıcının dozunu ayarlıyordu.
Bu şey vücuda alındıktan saniyeler içerisinde etkisini gösteriyordu. Başta Lucy'i bir kafeye davet edip içeceğine katmayı düşündü ama etrafta kameraların olması bunu riskli kılıyordu bu yüzden onu evine çağıracaktı.
Bunun üzerinde çalışırken etere ihtiyacı olmadığını fark etti. Danny'den istediği bu şeyin gereksizliğini şimdi fark etmişti. Bunda bir sorun görmedi ne de olsa onu sonra arayacaktı.
Son dokunuşları yaptıktan sonra onu mutfağa kaldırdı. Kendisi de yatağına yatıp uyudu.Cathy evinden gider gitmez Danny kapıyı kapatıp büyük bir kahkaha attı.
"Eğer böyle olacaksa onunla uğraşmam gerekmeyecek! Ah Cathy...aklımı mı okuyorsun? Bu harika! Harika!"
Kahkahası kıkırdamalarla azalınca Danny hafifçe öksürdü ve dosyalarını iş çantasına koydu. Kendisi normalde binaya gidecekti ama gelmesi planlanan kişileri sonra da görebileceğini düşündü. Bu yüzden uyumaya karar verdi.Sabah olduğunda Danny yavaşça yatağından kalktı. Güzelce yıkandıktan sonra çıkarmış olduğu gözü geri taktı ve giyinmek için odasına gitti. Üstünü giydikten sonra evinin kapısından gazetesini aldı ve okumaya başladı. Arada bir erken kalkıp durduğu için oyalanacak çok şeyi vardı. Daha sonra da Cathy için eter almaya gidecekti.
Birden telefonunun çalmasıyla Danny yerinden kalktı ve telefonu açtı.
"Merhaba?"
"Doktor. Cathy ben."
"Cathy. Ne oldu?"
"Dün gece bir çalışmamı bitirdim. Eter almana ihtiyacım yok. Yine de teşekkür ederim."
"Ah öyle mi?"
"Evet. Şimdi kapatıyorum. Sonra görüşürüz."
"Peki. Görüşürüz."
Telefonu kapatıp yerine koyan Danny somurtarak kahvaltı hazırladı. Dün sırf bunun için evine gelip yardım istemişti ve şimdi nasıl ihtiyacı olmazdı?
Morali bozuk bir şekilde kahvaltısını yapıyordu şimdi.Bu sırada Cathy Lucy'i evine çağırmıştı. Lucy'den beklenildiği gibi kendisi teklifi geri çevirmemiş ve hemen gelmişti.
Cathy onu içeri davet eder etmez mutfağa kahve hazırlamak için gitti.
Kahveyi makineye yerleştirirken Lucy onun yanına geldi.
"Kahve için yardıma ihtiyacın var mı Cathy? Yardım edebilirim."
"Ah ne tatlısın Lucy. Ama ben hallederim. Sen içeri geç. Televizyon açabilirsin istersen."
Lucy ona tatlı olduğunu söylediğinde kızarmadan duramamıştı. Ama onu mutfakta yalnız bırakmakta istemedi. Bu yüzden ısrar etti.
"Emin misin? Gerçekten-"
"Hadi ama Lucy. Sen misafirsin geç içeri." dedi Cathy yapmacık bir gülümsemeyle.
Kahveler olduğunda Lucy salondaydı.
Cathy hemen onun fincanına yaptığı toz karışımını koymuştu.
İçeriye kahvelerle gittiğinde Lucy Cathy'e gitmesi gereken kahveyi almaya yeltendi. Cathy eliyle kahveyi koruyarak konuştu.
"Bu benim Lucy. O senin." Cathy bir yandan da diğer kahveyi gösterip konuştu.
Lucy sorgulamadı ve karışımı barındıran kahveyi aldı.
Cathy ufak bir yalan uydurmaktan zarar gelmeyeceğini düşündü.
"Şu sıralar baş ağrılarım var. Doktora gittiğimde bana ilaç verdi. İçeceklerime karıştırmamı söyledi."
Lucy bir yudum aldı ve konuştu.
"Oh, öyle mi? Geçmiş olsun Cathy. Umarım baş ağrılarından kurtulu-" Lucy'nin gözleri bunu söylerken seğirmeye başladı.
Cathy gülerek "Teşekkür ederim tatlım. Geçecek gibi duruyor." diyerek Lucy'i bağlamak için ip getirmeye gitti.
Onu sıkıca bağlayıp tuvaletine sakladı. Kapıyı kilitledikten sonra Danny'nin evine gitmek için hazırlandı. Kendisini ondan gereksiz bir iyilik isteyip bundan vazgeçtiği için suçlu hissetmeye başlamıştı. En azından onu görüp işe beraber gidebilirler diye düşündü ve Danny'nin evine gitmek üzere yola koyuldu.Danny kahvaltısını bitirmişti ve televizyondaki kanallarda gezinip duruyordu. Hala morali bozuktu. Cathy'nin şimdi ne yaptığını merak etti.
Birden bire televizyonu sertçe kapattı. Neden iki de bir onu düşünüp duruyordu? Evet arkadaşının binaya gelmesini ve onunla orada olmayı istiyordu ama biraz fazla mı aşırıya kaçmıştı? Yani, Cathy aynı şekilde onu düşünüyor muydu ki de- hayır. Neden sadece birkaç düşünceden karşılık bekliyordu ki?
Evet Cathy onun için önemli bir tanıdıktı ama o Cathy için öyle miydi? Son zamanlarda onun yüzünden kendisini aşırı gergin hissediyordu ve neden böyle olduğunu bilmemek canını sıkıyordu.
Normalde böyle değildi. O her zaman, Cathy ona ne kadar yaklaşırsa yaklaşsın bunu önemsemezdi ama neden şimdi...
Danny bunun hakkında çok düşünmek istemedi. Dışarıda biraz gezdikten sonra bir yerlerde takılmaya karar verdi.
Üstüne bir şey alıp kapıyı açtığında karşısında Cathy'i gördü.__________________________________
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi şuraya alalım 👉🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙇𝙤𝙤𝙠 𝙄𝙣𝙩𝙤 𝙃𝙚𝙧 𝙀𝙢𝙚𝙧𝙖𝙡𝙙 𝙀𝙮𝙚𝙨 | 𝓓𝓪𝓷𝓷𝔂 𝔁 𝓒𝓪𝓽𝓱𝔂
Fiksi Penggemar°~ "Ne de olsa beni olduğum gibi kabul eden ilk kişisin. Yemek yemek seninleyken daha keyifli oluyor." °~ "Sen benim için paha biçilemezsin."