∆~Cadının İntikamı

143 24 60
                                    


küçük bedenlerinizle,
koca bir dünyayı
yok ettiniz'


A Tergo Lupi
Hoar Frost

"Kralım! Araçlarımızdan biri dumanların ardında kayboldu!" Bir atın yanımıza yaklaştığını ve bir adamın nefes nefese konuştuğunu duydum.

"Cadı sayımızı azaltmaya çalışıyor olmalı. Daha fazla kayıp vermeden buna bir son vermemiz gerekiyor. Oren'a yanıma gelmesini söyle." Douglas gergin bir şekilde konuşmuş ve parmaklarım arasında ki kayışları çekerek atın yavaşlayarak durmasını sağlamıştı. Başımı ona doğru çevirdiğimde elleri bedenimi teğet geçmiş ve sırtımda ki varlığı saniyeler içinde yok olmuştu.

Bedenim telaş içinde kavrulmaya başlamış ve elimi gözlerim üzerinde ki beze götürmüştüm. Tam onu çıkaracağım sırada sıcak parmaklar parmaklarımı kavrayarak geri indirmişti.

"Gözlerini açma. Hala tehlikeli. Sadece bir süreliğine seni yalnız bırakacağım. Geri geldiğimde gözlerini açacağım. Anlaşıldı mı?" Sesinde ki ikilemi duymak içimde ki kötü hissiyatın daha çok artmasına sebebiyet vermişti. Bir şey olacaktı.

Beni yalnız bırakmak istemediğini biliyordum. Yine de gitmesi gerekiyordu ki bu yüzden oldukça gergindi. Bana bir şey olmasından dolayı endişe duyuyordu. Her ne kadar içimde rahatsız edici bir his dolansa da onu daha fazla endişelendirmemek için gülümsemiş ve başımı sallamıştım.

"Burada bekliyor olacağım. Meraklanma." Sesimde ki titremeyi son anda bastırmış ve onun derin bir nefes almasına neden olmuştum. O kadar derin solumuştu ki altında olduğum havayı, bir an için beni de içine hapsettiğini ve kalbinde sıkıştığımı sanmıştım. Bu düşünce kalbimde yer edindi ve göğsüme ağır bir baskı yaptı.

"Imera, ne olursa olsun. Asla gözlerini açma. Asla." Parmakları bezin üzerinden gözlerime dokunmuş ve avucunu yaslamıştı. Benim hissettiğim şeyi o da hissetmiş olmalıydı. Bu kadar çok dile getirmesinin başka bir nedeni olamazdı.

O an Douglas da ben de gözlerimi açacağımı biliyorduk.

Ne kadar tedbirli davransa da buna engel olamayacağını da biliyordu.

Çünkü bazen, yazılmış olan şeylerin önüne geçemiyorduk. Ve bu an tıpkı diğer yaşanacak olan anlarımız gibi yazılmıştı.

Cevap vermedim. Daha doğrusu veremedim. O dudaklarımı aralamamı beklemeden varlığını benden uzağa taşımış ve beni bir başıma karanlığın kollarına bırakmıştı.

Saniyeler sonrasında etrafımda hissettiğim Douglas'ın dumanları yavaş yavaş varlığını kaybetmişti. Bu kalbimin endişeyle çarpmasını sağlamıştı. Dumanların tamamen yok olmasıyla sert rüzgar bedenimle buluşmuş saçlarımı savurmuştu.

Anında kulağıma gelen çığlık sesleriyle başımı seslerin geldiği yöne çevirmiştim. Kötü şeyler oluyordu. Ve şuanda yapabildiğim tek şey burada gözlerim bağlı bir şekilde oturmaktı. Aslında onlara yardım edebileceğimi sanmıyordum. Hiçbir vasfı olmayan bir kızın onlara ne gibi bir yardımı dokunabilirdi ki?

Atın kayışlarını tutan titreyen parmaklarımı kulaklarıma bastırmış ve bir şarkıyı mırıldanmaya başlamıştım. Tıpkı her gergin olduğumda yaptığım gibi.

ONSRA /Ara Verildi/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin