1.3

319 27 43
                                    

Sea day
(Rosina Castelli)

"Memnun oldum." Cümlemi tamamlarken kafamı hafifçe aşağı doğru eğip kaldırdım.

"Peki ya sen?"

"Rosina" Kısa bir şekilde cevapladım Atenea'nın sorusunu. Ortam fazla gerginken garson geldi.

"Merhaba, ne alırdınız?" Herkes sırayla söylemeye başladı. Hepsi pizza söyledi. Uzun zamandır yemediğim için bende herkes gibi pizza söyledim.

Onlar kendi aralarında konuşurken bende onları dinliyorum, Emma'nın sorduğu soruyla bakışlarımı ona yönelttim.

"Sen nerden geldin Rosina? Yanlış anlama burdaki herkes farklı yerlerden geldi o yüzden soruyorum." Açıkçası böyle bir soru beklemiyordum, ama yinede beklemeden cevapladım.

"Amerika'da yaşıyorum ama aslında babam İtalyan." Gülümsedi ve konuşmaya başladı.

"Ne kadar güzel, daha önce İtalya'ya gitmiştim muhteşem bir yer!" Gerçekten de muhteşem bir yer.

"Evet haklısın." Dedim kısaca, ilk iki gün tek kalmayı planlamıştım ama planım bozulmuşa benziyor.

"Bu gece parti alanına mı gidelim yoksa otelin barına mı?" Daha ilk günden birileriyle tanışmış olabilirim ama bu sefer hiç bir yere gitmek istemiyorum.

"Bu gece?" Aidan emin olmak ister gibi sordu.

"Evet hem Rosina'yla biraz daha vakit geçiririz." Celice'nin neden benimle bu kadar çok vakit geçirmek istediğini anlamıyorum, buraya bir tek ben gelmedim, bu durumdan şikayetçi değilim ama arkadaş edinme konusu gerçekten hala hoşuma gitmiyor.

"Kusura bakmayın ben bugün biraz yorgunum, o yüzden odaya çıksam iyi olur, size iyi eğlenceler tekrardan tanıştığıma memnun oldum." Kalktıktan sonra odama gittim üstümü değiştirip yattım, gerçekten yorucu bir gündü çoğu vaktim arabada geçmişti, erken kalkmıştım ve bu beni yeterince yormuştu. İlk günden birileriyle tanışmak istememiştim fakat istediğim gibi olmamıştı. Kafamı yastığa koyduğum gibi gözlerim kapanmaya başladı.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
(2. Gün)

Sabah ne zaman kurduğumu hatırlamadığım alarm sesiyle uyandım, alarm sesim 'Diet Mountain Dew'
Olduğu için sabahım güzel başladı. Telefonun ekranını açtım, saatin 07.01 olduğunu görünce kalktım. Kahvaltı 8'deydi ve benim 1 saat içinde hazırlanmam çok zor olacağı için hazırlanmaya başladım. Banyoya gittim yüzümü uzun zamandır kullanıp beğendiğim bir jel ile yıkadım, dişlerimi fırçalayıp üstümü giyinmek için odama gittim. Dün giydiğim elbise diz kapaklarıma geliyordu, bu yüzden bugün pastel renkte yeşil uzun bir elbise giymeyi tercih ettim. Fazla makyaj yapmayı pek sevmezdim. Hayır, tabiki de klasik wattpad kızları gibi saçımı dağınık topuz yapıp nemlendirici sürmeyeceğim. Sadece maskara sürdüm ve hafif koyu kırmızı olan rujumdan biraz dudağıma değdirdim ve yaydım, böyle daha güzel olduğunu düşünüyorum. Başıma da elbisemle aynı renk bandanayı üçgen bir şekilde bağladım ve çıktım. Saatin 8'e geldiğini fark ettiğimde adımlarımı hızlandırdım ve restorana girdim. 90-100 kişilik bir yer olmadına rağmen kalabalık geldi gözüme. Akşam yemeğini normal bir restoranda gibi söylerken, kahvaltılar self servisti fakat böyle olsada insanlar sırasında düzgün bir şekilde bekliyor. Bu durum hoşuma gitti çünkü karışık ortamlarda bulunmayı sevmiyorum, sakin yerler benim için daha huzur verici. Ben etrafa bakınırken arkamdan bir el omzuma dokundu, anında arkamı döndüğüm ve elin sahibinin Aidan olduğunu gördüm.

Summertime Sadness ~With Aidan GallagherHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin