Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
--
"Önce yemeğe gidelim, sonra eşyaları yerleştiririz"
Tatil köyüne gelmişlerdi. Arkası denize bakan, önü bahçeli küçük evin önüne park ettiği arabasından inerek sevgilisine ve oğluna karşı konuştu changbin.
Jungwon karnını tutarak babasının koluna girdi. "Çok iyi fikir baba! Biraz daha bir şeyler yemezsem açlıktan öleceğim"
"Öyleyse şuraya girelim mi?"
Felix arkasını dönerek hemen evlerinin yanında olan, changbinin gösterdiği deniz mahsülleri restoranına baktı. Hızla changbine bakıp kafasını aşağı yukarı salladı. Deniz mahsulleri olan her şeye bayılırsın felix.
Denizden babam çıksın yerim diyenlerdendi.
Changbin, sevgilisi ve oğlu ile birlikte restorana girerek balkondaki masallardan birine oturdular.
Denizden esen rüzgar saçlarını sallandırırken gözlerini kapatarak denizin kokusunu içine çekti felix.
İşi ile o kadar meşguldü ki böyle bir tatili uzun zamandır yapmamıştı. Gözlerini açarak karşısında oturan changbine baktı gülümseyerek.
"O kadar güzel ki şimdiden geri dönmek istemiyorum. Keşke hep burada kalsak güzel olmaz mı? 36 saat nöbet yok düşünsene ne kadar mükemmel"
Changbin uzanarak felixin rüzgardan uçuşan ensesindeki uzun saçlarını okşadı. "Çok yoruluyorsun değil mi?"
Felix kafasını aşağı yukarı salladı. Yorulmak az kalırdı. 5 dakika uyuyabilmek için soğuk zeminde yattığını biliyordu felix..
Şimdi bunları düşünmenin ve konuşmanın zamanı değildi. "Neyse, Buraya tatile geldik. İş hakkında konuşmayalım."
"Evet ya" dedi jungwon da. "Burası bizim herkesten, her şeyden uzakta ailecek kendimize verdiğimiz bir tatil. O yüzden burada iş yok, okul yok. Sadece eğlence var anlaştık mı? Gece gündüz eğleneceğiz."
"Paşama bak sen" diyerek yanında oturan jungwonu kolunun altına aldı changbin sıkıp sevmeye başladı. Felix onları gülerek izlerken masalarına gelen garson ile ona döndü.
"Hoşgeldiniz" dedi yakışıklı genç. Felix ona gülümsediğinde jungwon da babasından kurtularak karışmış saçları ile sızladı babasına "Ya baba napıyorsun rezil ediyorsun bizi elalem-"
Sözünün kesilmesine neden olan, garson genç ile olan göz temaslarıydı. Jungwon, şapşal şapşal bakarken çok tatlıydı. Garson genç de onun dağılmış saçlarına ve şapşal bakışlarına karşı bıyık altından gülerek boğazını temizledi. "Bir isteğiniz var mı?"
