***
Derse girmemle yaklaşık 15 dakika sonra Ateş'te sınıfa girmişti ve direkt yanıma oturmuştu.Elimde kalemimi geçirdiğim sırada alttan alttan Ateş'e bakıyordum. O elleri... parmağındaki yüzükler... cezbediciydi.
Ona baktığımı farkettiği sırada çarpık bir gülüş atıp parmaklarını masada oynatmaya başladı. Yüzüklerin tıkırdama sesi beni benden alıyordu.
Hızla gözlerimi kaçırmıştım, ardından iki üç dakika sonra belimde bir dokunuşla yerimden sıçramıştım. Hocanın sesini duymamla irkilerek yerime oturdum.
"Defne, kızım ne oluyor orada?" bir şey belli etmeden "Hocam yok sadece yanlışlıkla elime kalem battı o yüzden öyle tepki verdim." demesiyle onaylar gibi bir ses çıkarıp derse devam etti.
Sen kimsin de bana hesap soruyorsun acaba? Neyse daha sonra ona haddini bildirecektim!
Yavaş bir biçimde kafamı aşağı indirmemle belime dokunan elleri görmüş oldum. Ateş narince parmaklarını belimin üstünde oynatıyor, bazen de komple elini bastırıp beni kendine çekmeye çalışıyordu.
Omzumu yavaşça ittirip kendisinden uzaklaştım, Ateş dişlerini göstererek gülüp parmağındaki yüzükleri tenime değdirmeye başlamıştı.
Gittikçe daha tahrik oluyordum ama ona belli etmemeye çalışıyordum. Yüzükleri galiba benim en tahrik olduğum konuydu.
Hızla yerimden kalktığım sırada hocaya "Lavobaya gidip geliyorum." dememle kafasını salladı.
Hızla sınıftan çıkıp lavaboya gittim. Tam elimi yıkayacağım sırada duyduğum sesle odağını oraya verdim.
"Kanka Ateş çok yakışıklı ve benim bir an önce onu elde etmek gerek. Defne şıllığı ile sevgili diyorlar ama o sürtükle olmaz Ateş. Hem okula ilk geldiği gün bana yanaşmıştı. Çabuk elde ederim." diyen sesle yerimde rahatsızca kıpırdanmaya başladım.
Bu kişi tabiki Özge'ydi.
Bu kız benim katil olma nedenimdi resmen!
Ateş'i elde etmeyi düşünüyordu... benim Ateş'imi hemde! Özge acayip saçmalamıyordu ve ben ona haddini bildirecektim.
Konuşmaya devam ettiği sırada karşı tarafı onaylar gibi bir ses çıkarıp devam etti "Kanka zaten bazıları diyor anlaşmalı sevgililik, belli zaten. Ateş bu gibi bir kızla asla olamaz."
Gittikçe artan sinir seviyemle birden geriye doğru gidip ayağımla kapıya bir tekme attım. Özge'nin "Kanka kapat burası başıma yıkılı-" demesine kalmadan kapıya bir kez daha vurdum.
Neyse ki dışarıda ki insanlar bu sesi duyamazdı.
Özge'nin "Kimsin be! Sen kim oluyorsun?" demesine kalmadan kapıya bir kez daha vurmamla kapı geriye doğru savrulup açıldı.