1.2. i'm bored

324 22 10
                                    

Renegade × I was never there (speed up)

Üzerinde koyu mavi pantolon, gri gömlek, dağınık saçlar, öfkeden delirmiş yüz şekliyle bana bakan Taehyung tam da karşımdaydı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Üzerinde koyu mavi pantolon, gri gömlek, dağınık saçlar, öfkeden delirmiş yüz şekliyle bana bakan Taehyung tam da karşımdaydı. Hem o hem de ben düşüncelerimizi bitirip yüzleşmemizin başlamasını bekliyorduk. Anlatmasını istiyordum. Neden beni bırakmıştı, niye benimle oyun oynamıştı. Sadece bilmek istiyordum.

"Niye yaptın? Aptal herif! Niye benimle oyun oynadın?" Karşısına geçip göğüsüne yumruklar indirirken kollarımı tutup durmamı sağlamıştı.

"Asıl sen niye yaptın? Niye aileme zarar veriyorsun?"
"Sana da zarar verdim. Ama o istediğim kadar etkili olmadı."
"Ne zamana kadar benimle böyle düşman gibi davranacaksın?"
"Taehyung, biz ya aşık olabiliriz, ya da düşman. Sen düşman olmayı seçtin."

Sablr dilermişcesine benden iki adım uzaklaşıp ellerini saç diplerine daldırdı.
"Lalisa, ben sadece senden ayrıldım. Sen manyak, psikopat, terk edilmeyi kaldıramayan bir ruh hastası olduğun için saçma sapan şeyler kurguluyorsun."
"Neden yaptın? Niye aldattın beni?"

"Çünkü sıkıldım. Bu şımarık, takıntılı hallerinden çok sıkıldım. Etrafımdakı kızlara bakınca onların senin gibi olmadığını farkettim. En yakın arkadaşın Mina bile Jimin'in ne yaptığına, nereye gittiğine, kimlerle görüştüğüne karışmıyordu."
"B-beni onunla kıyaslama. Beni diğer kızlarla kıyaslama!"
"Diğer erkek arkadaşlarım her dakika sevgililerine nerede olduklarını bilmeleri için konum yollamıyordu. Ya da her haftasonlarını sadece sevgilileriyle alış-veriş merkezkerinde gezmek için ayırmıyordu. Hepsi rahattı. Sense baskıcı bir anne babadan daha beterdin. Bir süre sonra sana olan aşkım da bitmişti."
"Sen... Sen yalan söylüyorsun. Ayrılmamızda benim bir suçum yoktu."
"Vardı. Şimdi dur artık. Daha fazla ne bana ne de kendine zarar verme. Ayrıca Jimin onu Mina'ya gerçekleri anlatmakla tehtit ettiğini söyledi. Yapma, hırsların için onların hayatını mahvetme."
"Yapacağım. Jimin cezasız kalmayacak."

Koşarak arabama yaklaşıp kapısını açtım. Çantamın içerisinden aldığım telefonu açıp Mina'yı aradım. Çalan bir kaç dakikanın ardından telefonumu açmıştı.
"Mina."
"Lalisa, neyin var? Sesin kötü geliyor."
"Mina, Jimin sana yalan söyledi."
"N-ne yalanı Lalisa?"
"Aslında sesinle en başından beri paran için birlikteydi. Seni sevmiyor, Jimin senin babanın şirketini seviyor."
"Lalisa bu söylediklerin şaka m-"

Lafını bitirmesine izin vermeden telefonu kapattım. Gözümden akan yaşları elimin tersiyle sildikten sonra bakışlarım onu bulmuştu. Bana sanki bir hayal kırıklığıymışım gibi bakıyordu.

"Sana acıyorum, biliyor musun? Çünkü sen sadece nefreti hissediyorsun. İntikam, nefret, acı. Bunların vücut bulmuş halisin sanki."
"Sadece seninle sakinleşe biliyorum. Bunu biliyorsun. Lütfen Taehyung. Beni senden mahrum etme."

Durduğu yerden bana doğru yaklaşmıştı. Yanıma yaklaşıp bana sarılmaya başlamıştı. O uzun zaman sonra ilk kez bana sarılıyordu. Bunu bir rüya olduğunu düşünüyordum. Evet, kesinlikle bu bir rüya olmalıydı. Kollarını bana dolarken ben de ona sarılmıştım. O an her şeyi unutmuştum. İntikamı, acıyı, öfkeyi. Beni iyileştiriyordu sanki. Bütün kötü düşünceleri kalbimden uzaklaştırıyordu. Bunları yaptığını bilerek niye beni uzun süre bu sarılmadan mahrum bırakmıştı.

"Tedavi al Lalisa. Takıntılısın sen."
Benden ayrılarak söylediği lafla yüzümde oluşan ufak gülümseme yok olmuştu.
"Ne tedavisi ya? Deli miyim ben?"
"Değilsin. Sadece biraz psikolojik yardıma ihtiyacın var."
"Sen yardım et bana. Senin yardımını istiyorum."
"Lalisa, biz bittik. Bir daha asla beraber olmayacağız."
"Öyle mi?"
"Evet."
"Tamam o zaman. Defol buradan. Bir daha seni görmek istemiyorum. Ayrıca bunu da söyleyeyim. Ben durmayacağım Taehyung. Seni de, aileni de mahvedenedek durmayacağım."
"Mahvedelim birbirimizi. Ben seni mahvedeyim, sen beni mahvet. Ne zamana kadar devam edeceksin?"
"Sen beni mahvedemezsin! Korkak herifin tekisin."
"Şimdi farkediyorum ki seninle ayrılarak en iyi kararı verdim Lalisa. Sen sevilmeyi haketmiyorsun."

Bir kaç saniye boyunca tiksinircesine yüzüme bakarak arabasına yaklaştı. Bu sırada telefonuma gelen aramayı duyduğumda açmaya başladım. Mina'nın aradığını görfüğümde içimde azda olsa pişmanlık hissi oluştu fakat artık her şey için çok geçti. Telefonu açar açmaz bağırış sesleri duymam bir olmuştu.

"Lalisa, kaçın." Dediğinden hiçbir şey anlamadığımdan sordum. "Ne kaçını Mina, ne diyorsun."
"Polisler her şeyi öğrendi. Muhtemelen sizi tutuklamaya gelirler." Duyduklarım karşısında şok olurken Taehyung şaşkın bir şekilde beni izliyordu. "Nasıl? Peki ya siz?"
"Jimin'i tutuklamışlar. Bizim eve de geldiler. Hala aşağı inmedim. Kaçın Lalisa. Sizi bulmasınlar."
"Nereye?"
"Bilmiyo-"

Lafını bitirmeden telefonun kapanması beni korkutmuştu. Ne yani, onu da mı yakaladılar?

"T-taehyung, polisler, her şeyi öğrenmişler."
"Nasıl?"
"Bilmiyorum. Kaçmamız la-."

Polis arabalarının sesleri. Lafımı kesen bu olmuştu. Sadece bir kaç saniye içinde polisler arabalarından inmiş, içlerinden biri bize doğru yaklaşıyordu.

"Ben komiser Kim Jongin. Sizi Jang Wonyoung ve Jang Hyuk'u öldürme suçundan tutukluyorum."

Gelicek bölüm finalll :)

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gelicek bölüm finalll :)

Bu arada bölümün başında koyduğum şarkıyı dinlemenizi tavsiye ediyorum. Acayip bir özgüven patlaması yaşıyorsunuz.

❤❤❤

Revenge | TaeliceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin