|10| Kanatların Ardındaki Detay

60 3 129
                                    

Medya: Hollywood Undead - Circles

Taehyungun ağzından.

Hissettiklerim, onun bildiğinden çok daha fazlaydı. Ben hiç anlatmadım, o ise hiç bilemedi.

1 Eylül 2013

Işıkları kapatıp yatağa uzandım. Camı biraz kıynaştırdım ve elime gardenyalarımı aldım. Sonsuz kez içime çektim güzel kokusunu. Senin yüzünden önemsiz olan her şey önemli hâle gelmişti benim için. Bende bıraktığın etkinin asla farkında değildin. Olamayacaktın da. Neyse, önemli değil. Ben seni sen fark etmeden tek başıma sevmeye de razıydım.

Sen telefonun ucunda bir şeyler mırıldanıyordun. İkimizde henüz çok küçüktük. Ben on yedi yaşımdan yeni gün alıyorum. İnanır mısın hiç kötü bir şey düşünmedim. Seni öpmeyi düşünmedim. Parmaklarımın saçlarının arasında gezinme ihtimalini, beni öpmeni aklımın ucundan bile geçirmedim. Benim gibi bir adamı sevmen imkansız gibi bir şey olurdu herhalde. Çok temiz sevdim seni, yüzünü bile görmemiştim oysaki. Anlatılanlar kadarını biliyordum. Acı çekiyordum. Hemde öyle bir çekiyordum ki her yatağıma girişimde neden seni göremiyorum diye ağlıyordum. Buna rağmen sevmeye devam ettim seni. Vazgeçmedim. Kalbimde solmayacak bir umut fidanı filizledim. Senin adını bahşettim ona. Seni bulacak, ve o soğuk ellerini kendi ellerim arasına alıp ısıtacaktım.

Öyle çok sevdim ki seni simasını bile hatırlayamadığım annem bunu duysa çok üzülürdü.

İnsanlar sevdikleri kişiyle beraber her gün yan yanayken ben sadece bir gün senin ellerini tutabilmeyi umut ediyordum. Artık onca seneden sonra yüzünü bile hatırlayamazken hâlâ seni görebilmeyi umut etmek asla sonu olmayan bir yolda ilerlemek gibi hissettirse de, o yolun sana ait olduğunu bildikten sonra hiçbir şey önemli değildi. Ben senin sonsuzluğunda ilerlemeye çoktan razıydım. Kimse bizim kadar ciddiye almıyordu hayatı, kimse biz kadar çatmıyordu kaşlarını, kimse bizim kadar savaşmıyordu ve kimse ben kadar, seni öpmek istemiyordu.

Genede güzel olduğuna emin olduğum yüzünü hatırlayamamak içimi paramparça ediyordu. Ah hele o sesin... Eminim ki o da senin gibi çok güzeldir. Bir kere hatırlatsan bana varlığını hayatımın sonuna kadar yeter bu bana. Ama kim bilir neredesin... Seni istiyorum, sadece seni. Jeongguk, lütfen.

Sürekli başa sarıp dinlediğim ses kaydını çalınan kapıyla korkup durdurmak zorunda kaldım ve hiç bırakmak istemediğim demeti vazosuna geri koydum. "Taehyung, gene mi o ses kaydını dinliyorsun?"

Yanıma doğru gelip yatağa oturduğunda utanıp başımı eğdim ve arkama sakladığım telefonu çıkarıp yavaşça ona döndürdüm. "Doğum günü bugün baba, en azından bir kere arayamaz mıyız?" Ağlayacak gibi durup aramamız için çok ısrar etmeme rağmen izin vermedi. Gözyaşım yanağımdan tişörtüme doğru bir yol izleyip aktı ve saniyeler geçtikçe ağlayışım daha da şiddetlendi. "Ne zaman göreceğim onu? Daha fazla bekleyemiyorum. Hâlâ yeterince büyük değil miyim?"

Ipıslak olan yanaklarımı elinin tersiyle silip gözyaşlarımdan öptü ve içten bir gülümseme sunup saçlarımı okşamaya başladı. "Biraz daha beklemelisin oğlum. Çok az kaldı. Sonra istediğin kadar göreceksin." Her seferinde aynı şeyi söylemesinden çok sıkılmıştım artık. Hep bunu diyordu ama asla o zaman gelmiyordu. Yüzümü asıp yerimde kımıldandım ve başımı kucağına koydum. "Söz mü?" Uzattığım serçe parmağımı tutup güven verici bir şekilde gülümsedi ve "Söz." Dedi.

Ona inanmalı mıydım bilmiyorum. Nedense içimde bir his bazı şeylerin olduğu gibi gitmeyeceğini söylese de şimdilik kulak asmamaya karar verip bunu aklımdan sildim. Babam bana asla yalan söylemezdi. "Seni çok seviyorum baba."

Forget The Sun [Taekook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin