|11| Darağacında Tek Başına

33 3 0
                                    

Medya: Seafret - Drown

Şarkıyı kesinlikle dinlemenizi öneririm. Gerçekten çok güzel ve Jungkook'un duygularını birebir ilettiğini düşünüyorum.

~İyi Okumalar

Senden sonra bırakmaya başladım günlük yazmayı. Kalakaldım. Sana yazarken altında ezildiğim şiirlerim oldu benim. Hâlbuki şiirlerimde özenle seçtiğim elbiseleri giydirmiştim sana. Mevsimler kararıyor sevgisizliğinde. Yaz dallarına astığın soğukluk gözlerimde hâlâ.

Her şey değişiyor yokluğunda, eksiliyorsun.

Bazen bağırdım, bazen seni istedim dizlerimin üzerinde. Saatlerce uykusuzluğumu yaralayıp kanattım adının duyulmadığı dudaklarımda. Tuhaf geldi değil mi? Hafızamın mumluğumdan seni unutmamı, adının solgun dudaklarımdan dökülmesini istemediğini belirtmiştin bana sıraladığın cümlelerle. Son istediğini yerine getireceğim. Korkma. Kendimi unutacağım ve bunu sırf seni hatırlamamak için yapacağım. Prangaları çıkarttım bileklerimden. Suratımın temkinli hâline aldırış etmedim. Kalbimden taşanları doldurdum boş bir kavanoza. Yoksa neşeni benden kalan küllerin üzerine mi kuracaktın? Gülüşlerini benden sonra mı verecektin gökyüzüne?

Çiçekler topladım. Her birini özenle kopardım toprağından. Şimdilerde pişmanım. Alamadığım nefesler boğazıma dizilirken solmuş çiçeklerini koklamayı dilemek, işlediğim en masum cinayetti. Kokuları ellerime serpildi. Beni birkaç saniye de olsa iyi hissettirdi bu vahşet. Kullanılmışlık hissinden arındırdı. Boğazımdaki yumrunun geçtiğini bile düşünmüştüm. Çiçekler... Çok güzel bir yanılgıydı.

Bazen düşünceler sözlerden daha ağır geliyor. Öylece duruyorsun. Duvarı selamlıyor tavana küfürler yağdırıyorsun. Bedenini titreten öfke parmak aralarına kan oturtturuyor, kendi kendinin katili oluyorsun. Kendi kanını görmekten zevk alıyor, daha bi kanatıyorsun kendini. Aynalara konuşuyor, parkelere üç saniyeden fazla bakamıyorsun. Balkonun mermerini evin belliyor, kendini rüzgara bıraktığın anı hayal ediyorsun. Ölümü arzuluyor, yaşamla savaş veriyorsun. Yutkunamıyor, titreyen ellerine bakıp gözyaşlarını birer birer intihara sürüklüyorsun. Boyalı tebessümler takınıp, gözyaşlarınla arınıyorsun. Savaşlar veriyor, binlerce insanın kanıyla yıkanıyorsun. Kalkanlarını kuşanıp başkalarını koruyor, kendini dünyanın en savunmasız insanı yapıyorsun. Sustukça kanıyorsun, haykırdıkça üstesinden gelemiyorsun. Her bir savaş yıkımını getiriyor. Sen öylece, bütün çıplaklığınla yıkımının seni ele geçirmesini bekliyorsun.

İçtiğim hiçbir şey unutturmuyor bana yaşananları. Yıkılıyorum her geçen saniye. Bedenimi ezip geçiyorlar. Ölüm çıkıyor sokaklardan. Bir ambulans sesi beni hatırlatıyor. Koklanmamış onca çiçeğim varken, kaburgamı ağrıtan acılarım var. Nefesim kesiliyor. Oturduğum şu balkondan atlamak geçiyor içimden. Az biraz saçmalamaya başlıyorum. Ölüm tek yol gibi geliyor. Vazgeçiyorum. Her geçen saniye dibe batıyorum. Geçmiyor hiçbir şey. Onca söz yankılanıyor hâlâ kulaklarımda. Biraz kararıyor gözlerim. Alışıyorum yıkılmaya, ölmeye. Her şeye alışıyorum. Bu yakıyor canımı. Meğer ölümü kulaklarıma fısıldamışsın. İşte bunu duyamamış olmak öldürüyor beni.

Biraz merhamet yoksunluğu yaşattım kendime, biraz ahlak. Çığlıklarımı kuşların kanatlarına bağladım. Kafesteki kuş özgürken ben bu şehirde tutsak yaşadım. Senin gidişinle çok oldu kendimi biriktireli. Hayli vakit geçti yokluğunda ama, senin kaskatı olmuş kalbin, beni hiç mi sevmedi? Nedir bu bana karşı olan öfke yeminin? Haykırışlarımın arasında kayboluyor adın. Sessizliğin içersinde tüketiyorum ömrümü. Çaresizce geçirdiğim bu günler, merhametten uzak olan yüreğine ok gibi saplansın. Sana olan sevgim fazla olsa dahi acı çekmeni çokça dilerim. Ben bu denli bitmiş iken senin yaşamana izin vermeyeceğim çünkü. Bak, geçiyor işte hayat nefesinin olmadığı zamanlarda da. Öğrendim böylesini de. Sanırım bana kattığın en iyi şey de tam olarak buydu.

Forget The Sun [Taekook]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin