1.3 | "Ax murderer"

120 13 57
                                    

Haftasonum evde tıkılı bir şekilde geçmişti. Markete gitmeye bile iznim yoktu, Jackie'nin bile. Bu yüzden bu iki gün boyunca bana söylenip durdu. Sanki benim bir suçum varmış gibi. Kız kardeşler bazen gerçekten çekilmez oluyordu...
Pazartesi olmuştu ve babam şimdi de bizi okula göndermemekte ısrarcıydı. Kısaca, neden normal bir aileye sahip olmadığımı sorguladığım günlerden bir tanesiydi.
"Bakın, kasaba şu sıralar pek güvenli değil. Özellikle okulunuz hakkında... yani..."
"Baba!"
Jackie cırtlak sesiyle bağırırken saat anca 8 olmak üzereydi. Yarım saatten az bir zamanımız kalmıştı.
"Tamam! Tamam ama bir şartım var?" dedi babam sanki sorarcasına.
Ona bakıp ne olduğunu söylemesi için başımı salladım ama sanki bu anı bekliyormuş gibi biraz durdu. Dışarıdan korna sesi gelmişti. Kaşlarımı kaldırıp tutmakta olduğum kapı kolunu çektim. Dışarıya baktığımda ise...
Hayır ya...
"Sürpriz! Bugün işim olduğu için sizi okula götüren Joyce olacak! Gelirken de buraya uğrarlar.
Dün konuştuk, madem o gün gelemediler bizde bugün için anlaştık. Ne güzel değil mi?"

Güzel... Hem de nasıl...
Jackie ile aynı surat ifadesiyle arabaya bakıyorduk. Bu durum artık onun için de komik değil gibiydi. Çünkü her şey gittikçe ciddileşiyordu.
"Baba..."
Az önce gitmek için yalvarırken şimdi tam tersi geçerliydi.
Babam yüzündeki gülümsemeyi silmeden bizi arabaya yerleştirdi.
Ön koltukta çoktan Jonathan'ın kardeşi Will duruyordu.
Bu yüzden arkaya ilk Jackie'nin oturması için ona gözlerimi büyüttüm. Anlamasını umuyordum! Ama o ne yaptı...
"Aaa Jonathan! Aven neden ilk sen geçmiyorsun?"
Ve yine benimle dalga geçiyordu. Gözlerimi devirdim ve babama veda edip arkaya geçtim.

Jonathan utangaç bir şekilde bana gülümseyip diğer tarafına döndü.
Gitmeye başladığımızda Jackie çoktan Joyce ile sohbete dalmıştı. Onlara kulak vermeyip nasıl şu an Jonathan'ın yanında oturduğumun gerçekliğini sorguluyordum.
Son günlerde olanları merak ediyordum doğrusu. Acaba şu an nasıldı? Onunla konuşmam onu iyi hissettirmiş miydi? O da gece yatmadan önce hep tavana bakarak beni haya-
Her neyse.

"Görüşürüz çocuklar!"
Sırasıyla arabadan indik ve okula doğru yürümeye başladık. Jackie bahçede Steve'in yanına koşup gitmişti.
Jonathan yanımda yürürken gerginliğimi fark ederek söze atıldı.
"Aynı dersteyiz sanırım." dedi.
Birlikte aynı binaya doğru yürürken yavaşça başımı salladım.
"Evet... Tarih."
İkimizinde konuşmakta utangaç olması işleri zorlaştırıyordu, onunla nasıl yakınlaşacağımı bilmiyordum.

O sınıfa girdi ve ben de ardından dolabıma doğru ilerledim. Koridordaki bakışlar bana yönelmişken, dolabıma bakıyordum. Doğru olup olmadığını kontrol ediyordum çünkü... üstünde yazan yazı benim için yazılmış olamazdı.

 üstünde yazan yazı benim için yazılmış olamazdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bakışlara aldanmayıp sakin kalmaya çalıştım. Ben katil değildim. Bunun benimle bir ilgisi olamazdı. Hatta belki Steve'in iğrenç şakalarından birine mağruz kalıyordum.
Umursamamaya çalıştım, kapağı açıp ders kitaplarımı koyacakken... yere dökülenlerle kendimi geriye attım.
Birçok kağıt koridora saçılmıştı... hem de benim dolabımdan.
Etraftakiler bana bakıp gülmeye başladı.
"Tanrım ondan uzaklaşın, sıradaki biz olabiliriz!"
"Şuna bakın! Bu gerçek mi?"
Kalbimin durmak bilmeyen hızda atan sesi kulaklarımda çınlıyordu.
Güçlükle yere eğilip dökülen kağıtları inceledim. Titreyen ellerim, kağıtları güçlükle tutuyordu.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bunlar ben ve Jonathan'dan başkası değildi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bunlar ben ve Jonathan'dan başkası değildi. Kağıtta kocaman "Katil" yazısı yutkunmama bile izin vermiyordu.
Ellerimden kayıp düşerken artık etrafım tamamen sarılmıştı.
Karanlıktı ve başım dönüyordu.
Zihnimde yankılanan kahkahalar ve karanlık, dayanabilmem için hiçbir neden kalmamıştı...
Kollarımdan tutularak biri tarafından dışarı sürüklendim. Hiçbir tepki vermiyordum. Ne ağlıyordum ne de bir şey görebiliyordum.

Uzun bir sürenin ardından artık sesler azalmaya başlamıştı. Görüntüler netleşti ve nefes alışım düzene girdi. Etrafımdaki yeşilliği, ağaçları ve kuş seslerini seçebilir olmuştum.
Bir bankta, yanımda Jonathan'la oturuyordum. Ne ara buraya gelmiştim?
"Buna inanamıyorum... Bunları... kim yapar?"
Beni saran kolları iç çekmemle gevşedi. Kendinden beni biraz uzaklaştırdı ve yüzüme bakmak istercesine eğildi.
"Sonunda kendine gelebildin! Aklımı yitirmek üzereyim!" dedi. O da en az benim kadar endişeliydi. Ne kadar belli etmemeye çalışsa da titreyen nefes alış verişleri bunu açıkca gözler önüne seriyordu.
Oturduğumuz bankın üstünde kağıtlardan iki tanesi vardı, ben ve o.

"Sanırım ben çoktan aklımı kaybettim. Kim neden böyle bir şeyi yaptığımızı düşünür ki?"

"Sence bu belli değil mi Aven? Bizden başka şüpheli yok..."

"Şüphe duymaları saçma ya zaten! Onu ben buldum! Bu beni nasıl katil yapıyor!"

"Ben "baltalı katil", sen ise dikkatleri üzerinden çekmeye çalışırken katile yardım eden kız oldun."

"Çok saçma!"

Dudaklarımı birbirine bastırdım, gözyaşlarımı tutmaya çalışıyordum.
O partiye asla gitmemem gerektiğini en başından beri biliyordum. Hepsi birer hataydı ve artık bir hayatım yoktu. Gerçekten deliyor muydum yoksa beynim bana bir oyun mu oynuyordu?

"Hayatımın hapishane hücrelerinde geçeceğini asla düşünmezdim." dedim.
Bana huzursuz bir şekilde baktı ve başını öne eğdi. "Bende, ve asla düşünmeye de niyetim yok."
Kaşlarımı çatıp gözlerimi kağıttan ona doğru çevirdim.
"Jonathan..."
Ne dediğini anlamadığımı söylemek üzereydim. Ama çalılıkların arasından gelmekte olan bir erkek silüeti, buna engel olmuştu.

"Siz ikiniz, burada ne arıyorsunuz?"

Eddie... Munson?

------------------------------------------------

Editlerimle gözünüzü kanattığım için özür dilerim 😁
Nasıl katil damgası yedik şakkk diye bunu yapan pezo bize daha neler yapmaz
Kitabımı okuyan 4-5 okurlarımı da öpüyom siz olmasanız bi anlamı yok wlsöşccmclv

Stalker | Jonathan ByersHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin