17

2.5K 125 26
                                    

Uyanmamın üzerinden 5 gün geçmişti fakat girdiğim her ortamda benim hakkımda olan fısıldaşmalar hala geçmemişti.

Harry beni gördüğünde ısrarla bunu kimin yaptığını sormuştu fakat kendimi zor tutmuş ve ondan da saklamıştım. Tom'un yaptığını söylesem Tom illa bir yolunu bulur ve ya yalanlardı ya da bir şekilde herkesin hafızasından silerdi. Öyle bir şey yapacaktım, yapmalıydım ki kendine olan saygısını ve gururunu ayakları altına alacak ve bana yalvaracaktı. Benim ona bana inanması için yalvardığım gibi.

Minerva bu beş günde benimle her gün uzun uzun konuşmalar yapmış, sanki bu uzun konuşmalar bir anda her şeyi geçirecekmiş ve bunu kendi başaracakmış gibi gururlanmıştı.
Onu kırmak istemediğim için her dediğine tamam deyip her şey düzelmiş gibi davranıyordum en azından öyle davranmaya çalışıyordum.

Tom geceleri odaya gelmiyordu. Bazen onu yasak ormana giden yolda yakalıyordum fakat onunla karşı karşıya gelmek son istediğimdi çünkü içimdeki ses beni ilk gördüğünde bu sefer işini şansa bırakmayarak öldüreceğini söylüyordu.

Bu günlerde derslere girmemiştim ve çok eksiğim vardı. Bu yüzden kütüphaneye gidecektim. Her ne kadar profesörler bana karşı az da olsa yumuşak davransalar da sınavlarda tolerans göstermeyeceklerine adım kadar emindim.

Yavaş yavaş kütüphaneye doğru yürürken yere bakıyordum.
Sertçe birine çarptığımda dengemi sağlamak için kim olduğunu bilmediğim kişiye sıkıca tutundum ve onun da beni sıkıca tutarak çekmesiyle dengemi sağladım ve istemsizce çarptığım kişinin bedenine yaslanmış oldum.

Kafamı kaldırdığımda siması çok tanıdık gelen biriyle karşılaştım. Dilimin ucundaydı ama bir türlü adını ve onu nereden tanıdığımı çıkaramamıştım.

"Ben çok özür dilerim. Biraz dikkatsizim bu aralar. Sen iyi misin Y/n?"

Kolumu tutup nezaketen yavaşça okşadığında zoraki bir şekilde gulumsedim ve bir adım geri çekildim.

"Evet, iyiyim. Bir şeyim yok, teşekkürler."

Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik ve zaten cam gibi görünen mavileri daha da parladı.

"Ben Shawn bu arada, ortak salonda tanışmıştık. Unutmuş gibisin."

Onu hatırladığımda kafamı aşağı yukarı sallayarak tebessüm ettim.

"Evet hatırladım, yanlış anlamazsan kütüphaneye gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz."

Bir şey demesine fırsat vermeden adımlarımı hızlandırdım. Beklemediğim bir şekilde beni takip etmeye başladığında ona döndüm.

"Bir şey mi oldu?"

Kafasını iki yana salladı.

"Hayır, sadece düşündüm de beraber daha fazla vakit geçirmeliyiz."

Gülümsedim ve kaşlarımı kaldırdım.

"Üzgünüm ama-"

"Hayır hayır. Sadece arkadaşça. Riddle'lara bulaşmak gibi bir niyetim yok."

Kaşlarım çattım.

"Derken?"

"Tom'un eski sevgilisisin ve şimdi de Mattheo'yla aranda bir şeyler olduğunu inkar edemezsin. Yani-"

"Ben Y/n Black. Riddle'ların malı değilim."

Hızla elini bana uzattı ve iki yana sallamaya başladı.

"Öyle demek istemedim. Of tam bir aptalım. Özür dilerim, ben sadece arkadaş olabiliriz diye düşünmüştüm. Yani şey, her neyse boşver çok saçmaladım ve zamanını alıyorum. Ben... Gideyim en iyisi."

MATTHEO RİDDLE İLE HAYAL ET ( Askıda.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin