27

1.1K 74 47
                                    

Duş almak için odaya çıktım ve alabildiğimce hızlı bir duş alarak tekrar Mattheo'nun yanına gitmek için ortak salondan çıktım. Koridorda dalgınca yürürken karşıdan gelen Cedric'i fark etmemiştim bile.
Gülümseyen yüzünü fark ettiğimde ufak bir gülümsemeyle karşılık verdim.

"Selam Ced."

Gülümsemesi daha da genişledi.

"Ced demek, beğendim. Ee şey... Mattheo'yu duydum. Yardım edebileceğim bir şey varmı?"

İç çektim ve kafakı iki yana salladım.

"Keşke yapabileceğin, yapabileceğim bir şey olsaydı. Uyanıp uyanmayacağı belli değil."

Bir anda beklemediğim bir şekilde yanıma geldi ve kollarını bedenime sardı.

"Eğer ihtiyacın olursa her zaman buradayım, burada olacağım."

Gülümseyerek sırtını sıvazladım ve ayrıldık.

"Her şey için teşekkür ederim, ben artık gideyim."

El sallayarak birbirimizden uzaklaştık ve Mattheo'nun yanına gittim.

"Selam Matt."

Baş ucundaki sandalyeye oturdum ve gülümseyerek buklelerini okşadım.

"Seni özledim, daha iki gün bile olmadı. Şimdi neler hissettiğini anlıyorum ama ben bir yıl dayanamam. Sensizlik bana zor geliyor Matt. Seni seviyorum, seni çok seviyorum. Ve senden başka kimsem yok."

İstemsizce gözyaşlarım yanaklarımdan süzülmeye başladı.

" Lanet olsun, biz hiç mutlu olamayacak mıyız? Sanki evren bize karşı Matt."

Yutkundum ve başımı göğsüne yaslayarak zayıf kalp atışlarını dinlemeye başladım.

Gözlerimi kapattım ve ağlamamı durdurmaya çalıştım.

"Uyanmalısın Mattheo, ölemezsin. Beni bırakıp gidemezsin."

Burnumu çektim ve derin bir nefes aldım.
Hava kararmıştı. Odaya çıkmak istemiyordum. Mattheo'yu bırakmak istemiyordum.
Mattheo'nun yanındakı sedeyeye göz attım ve ayağa kalkıp sedyenin yanına gittim.
Sedyenin yanındaki komodini kenara çektim ve sedyeyi Mattheo'nun sedyesinin yanına çektim.
Yavaşça sedyeye uzandım ve kenarındaki çarşafı üzerime örttüm.

Mattheo'ya iyice yaklaştım ve kollarımı bedenine sarıp başımı tekrar göğsüne yasladım. Gözlerimi kapattığımda aklımdan bir sürü düşünce geçiyordu.

"İyi geceler Mattheo. Seni çok seviyorum."

Kendi kendime gülümsedim ve yavaş yavaş uykuya daldım.

***

Uyamdığımda Pansy ve Draco başımdaydı. Onları görmeyi beklemediğim için korkuyla yerimden sıçradım ve dibimdeki Draco'ya sertçe tokat attım.

Pansy anında kahkaha atmaya başlarken Draco'nun eli yanağına gitmişti.

"Napıyosun be! Acıdı!"

Nefeslerim yavaş yavaş düzene girdiğinde kaşlarımı çattım.

"Asıl sen napıyorsun gerizekalı! Başımda dikilmiş bekliyo, salağa bak."

Uflayarak yattığım sedyeden indim ve gözlerimi Mattheo'ya çevirdim.
Yüzüm düşerken yutkundum.

Pansy ve Draco bunu gördüğünde yanıma geldiler ve Pansy bana sarılırken Draco kolunu omuzuma attı.
Yarım yamalak gülümsedim.

MATTHEO RİDDLE İLE HAYAL ET ( Askıda.)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin