Loser & Lover, Jikook ✓

8. Bölüm: Tehdit

3.02. 2018

"Ben hâlâ o ağacın altındayım sevdiğim... Peki sen neredesin?"

Flashback

Taekook ikilisi yaklaşık 3 aydır birliktelerdi ve çok mutlu gözüküyorlardı.

Benim aksime...

Herkes benim çok mutlu olduğumu düşünüyordu. Sürekli güldüğüm için güneş gökyüzünü terk edip, yerini aya bıraktığında hıçkıra hıçkıra ağlayabileceğimi tahmin edemiyordu hiç kimse.

Jeongguk bana hâlâ soğuk davranıyordu. Eskisi gibi demek isterdim. Keşke eskisi gibi olsaydı..
Eskiden de soğuk davranırdı ama gözleri böylesine soğuk bakmazdı bana.

Şimdi ise ne zaman gözlerine baksam bedenimi buz tutuyordu.

Bunun dışında her ne kadar Taehyung ile Jeongguk mutlu gözükse de Taehyung'da bir gariplik vardı. Gözleri bir yere dalıyor, sonra da doluyordu.

Oturduğum ağacın altından kalkıp, eve doğru yürür iken Taehyung'un şirkete gittiğini görmüştüm. Evimiz şirketten çokta uzak değildi.

Şirkette ne yapabileceğini düşünürken onu takip etmeye başlamıştım. Asansörün önüne gelip en üst kata çıktığında, aklıma gelen düşünceler ile sinirden bedenimin titrediğini hissetmiştim.

Asansör de Taehyung olduğu için hızla merdivenlerde doğru koşmuş, onlarca katı hiç durmadan çıkmıştım..

Taehyung asansör ile geldiği için benden önce gelmiş ve yöneticinin odasının önünde durup derin bir nefes almış, sonra da içeriye girmişti. Bundan sonra herhangi bir şey yapamayacağım için koşarak çıktığım merdivenleri yavaş ve oldukça uyuşuk adımlar ile geri iner iken ne olduğunu Taehyung'asormayı aklıma not etmiştim.

(...)

Şirketten geldiğimde kendimi yatağa atmış, tavanı izlerken düşünmeye başlamıştım.

Taehyung neden yöneticinin odasına girmişti ki?

Neden bir haftadır böylesine durgundu?

Aklıma bir şeyler geliyordu ve bunun olmamasını dilemiştim.

Ama ya olursa?

Jeongguk ne yapardı ki o zaman?

Benden sonra bir de Taehyung onu bırakırsa nasıl yaşardı?

Ya Taehyung?... Benim yıllarca katlandığım bu yangına katlanabilir miydi?

Bedenimi ele geçiren karışık duygular ile yastığı kafamın altından çekmiş, yatakta bacaklarımı kendime doğru çekip yastığı ağzıma bastırıp çığlık atmıştım.

Canım kesinlikle çok yanıyordu...

(...)

Güneş gökyüzünü yavaş yavaş terk etmeye başladığında, akşam yemeği vaktinin geldiğini bildiğim için Jin hyung seslenmeden aşağıya inme kararı almıştım.

Odamdan çıkıp merdivenlere ilerlerken merdivenin hemen yanında ki odadan bir hıçkırık sesi gelmişti.

Bu oda Taehyung'a aitti.

Hiç düşünmeden odaya girmiş, yatağının yanında, dizlerini kendine çekerek yere oturmuş bir şekilde ağlayan Taehyung'u gördüğümde hızla yanına gidip sarılmıştım.

Taehyung da sarılışıma karşılık verirken bir kaç saniye öyle durmuş, sonra da ondan ayrılarak tombul parmaklarım ile göz yaşlarını silmiştim.