Special episode

579 60 89
                                    


Jungwon yine her ayki gibi hemşirelerden izin almıştı. Hemşireler çok seviyordu Jungwon'u.

Sevilmeyecek gibi de değildi. Aslında hiçbir sorunu yokken bu hastaneye yatırılmış, sonra asıl sosyal anksiyete sahibi olmuştu.

"Ayda bir eskiden bir arkadaşı arardı bir de bir adam daha var. Sevgilisi galiba ben hiiç bilmiyorum. Ama zavallı çocuk. Çok tatlı, çook kibar. Umarım çıkar yakında bu çukurdan."

Kapısının önünde ona uyku ilaçlarını getiren hemşireler hep böyle şeyler söylerlerdi Jungwon hakkında.

Orta yaşlı sevimli Rus hemşire elindeki tepsiyi masasının üstüne koydu ve Jungwon'un yanına oturdu.

"Ye hadi sonra da uyu bak. Dün seni görmeye gelen o yakışıklı kimdi hem? Anlat ablana dinliyorum."

Jungwon'un en sevdiği hemşireydi Pheodora. İlk günden beri onunla ilgileniyor, normalce sohbet edip ona sarılabiliyordu.

Jungwon konu Jay'e gelince biraz duraksadı. Utanmıştı sandımca. kafasını eğdi ve elleriyle oynayarak konuşabildi ancak.

"Çok özel biri. Rusyada pek sevmezsiniz siz ama.. Erkek arkadaşım benim."

Utanmıştı biraz. Biraz da korkmuştu. Ya o da homofobik çıkarsa diye hiç düşünmemişti çünkü işin özünde.

"Yaa, tabii biliyordum ben. Benim tatlı oğluşuma ancak onun gibi hoş, alımlı, yakışıklı biri yakışırdı. Evlensene sen onunla."

Jungwon güldü, ama bu mutlu bir gülümseyiş miydi.. tartışılır. Konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı.

"Ben onu çok üzdüm. Yıllarca başkasına aşıktım.. Öyle sandım.. Jay benim hep yanımdaydı. Abla ben onu aslında hak etmiyorum. Boşa çıkardım her şeyi. Ona ben ancak aşık oldum.. Ama biliyorum ben, eskisi gibi sevmiyor beni."

Pheodora bunu duyduğunda kahrolmuştu. Hemen Jungwon'un saçlarını karıştırdı ve yanaklarını okşadı. "Nedenmiş o canım. Seviyordur o hala. Sen buradan çıkınca halledersiniz yine."

"Bana dokunduğunda, eskisi gibi değil... Eskiden olsa dokunduğu yerler saatlerce gözüme takılır bana hissettirdiği o sevgi duygusu başımı döndürürdü her ne kadar ona gerçekten aşık olmasam da.. Şimdi ise.. Sanki biri onu beni görmeye zorluyormuş gibi."

Başını hemşirenin omzuna yasladı ve devam etti, "Ben buradan çıktığımda, Jay'e hak ettiği değeri vermek istiyorum. Ondan binlerce kez özür dilemek geçiyor içimden. Jay'i çok seviyormuşum ben aslında.. Abla belki evleniriz ha, ne dersin? Gelir misin sen düğünümüze?"

Jungwon yemeğini bitirene kadar Pheodora'yla konuştular, Jay'le evlendiği günün hayalini kurup gülüştüler.

Jungwon haklıydı. Jay, ona eskisi kadar ilgi duymuyordu. Ama hâlâ seviyordu onu içten içe. Bir an önce oradan çıksın da Jungwon'la vakit geçirsin yaptığı pisliği düzeltsin de istiyordu.

Jungwon'un oraya kapatılmasında Jay de hatalıydı çünkü. Sunghoon'a duyduğu bir yıllık aşk ya da ilgi fark etmez, Jungwon'un ondan başkasına aşık olduğunu duyunca bir anda o "hevesti" dediği aşkı yaptırmıştı ona bunları. Jay Rusya'ya indikleri gibi Sunghoon'u dinlemeyip hastaneyi aramasaydı belki.. her şey güzel olabilirdi.

Sunghoon'u neden dinlediğini ise kendi bile bilmiyordu. Ya da neden hemen Sunghoon'a bulduğu bir anda ortaya çıkan günlüğü okuttuğunu. Tek bildiği canı iki kere yanmıştı.

İlk Sunghoon'un başkasına aşık olması yakmıştı canını. Sonra da Jungwon'un ona yıllarca umut verip en sonunda yine günlüklerine Jake'e olan aşkını yazması yakmıştı canını.

Ama Jay'in en hatalı olduğu kısım bu değildi. Hiç sormuş muydu o Jungwon'a, "O günlüğe yazdıkların gerçek miydi?" diye.

Hayır.

Jungwon, evet Jake'e aşıktı yıllarca. Ama hayatında hiç günlük tutmamıştı, kimsenin evine girmemişti ya da arkadaşını boğmamıştı. Zaten Jay'in bildiği, sevdiği Jungwon hep yanındaydı onun.

Hiç ayrılmamıştı ki o Jungwon'un yanından 4 yıl boyunca. Gece, gündüz hep beraberlerdi Jungwon ne zaman yapmıştı ki o kadar pisliği?

Jay bunları ancak 4 yılda fark etmişti.

Elinde tuttuğu rusça kitabını masaya koydu ve ayağa kalktı. tekli koltuğa koyduğu deri ceketinin cebinden arabasının anahtarını alıp kendi kendine söylendi. "Seni artık oradan çıkarma vakti geldi."

•••

Sunghoon'un hayatı mükemmeldi. Hayatının aşkıyla yaşıyordu. Tüm sorunlarına çözüm bulunmuştu. Yemek yiyebiliyor, sevgilisinin kolları arasında huzurlu bir şekilde uyuyabiliyordu.

Dört yıl geçmişti Jungwon'a yaptığının üstünden ama ne gariptir ki hiç suçluluk duymuyordu. Sunghoon çok aşıktı sadece ve sevgilisi için en iyi kararı vermişti kendi gözünde.

Sunghoon yanında yatıp düşünceli bir şekilde tavanı izleyen sevgilisine döndü. Öğlen olmuştu ama hâlâ zahmet edip yataktan çıkmamışlardı. "Ne düşünüyorsun öyle?" diye sordu kısık bir sesle.

"Hiç, sadece seninle artık burada olmak istemiyorum." Sunghoon duyduklarına inanamıyordu. Jake onu istemiyordu.. Yanında...

"Ne demeye çalışıyorsun?" Panikle sordu. Jake yattığu yerde biraz doğruldu ve Sunghoon'u kucağına çekti. "Kore'den sıkıldım artık. Başka bir yere gidelim Sunghoon. Her yerde bizi zevkle karşılarlar."

Sunghoon yaşadığı rahatlama hissiyle derin bir iç çekti. Jake haklıydı, çok istediği olimpiyatlara katılıp artistik paten kategorisinde birinci olmuştu. Her ülke kabul ederdi onu.

"Nereye gidelim sevgilim?" O da biraz doğrulup sevgilisinin dudaklarına küçük bir öpücük kondurdu. "Ben Hollanda ya da İtalya diye düşünüyordum ama sen nereyi istersen oraya gideriz güzelim, hiç fark etmez."

"Düşünecek ve karar verecek çok zamanımız var bence. Ama Sunoo ve Riki nolacak Jake? Onları nasıl bırakacağız?"

Sunghoon Riki ve Sunoo'yu hâlâ bebek gibi görme huyundan bıkmamıştı. Jake en azından komik buluyordu. Tam cevap verecekti telefonuna aylardır konuşulmayan bir gruptan bildirim geldi.

we down baaad

Jay
Koreye donuyorız
en cok da siz sevineceksiniz bu donuse degil mi?

Sunghoon da görmüştü mesajı Jake ondan hiçbir şey saklamazdı zaten.

"Jake Hollandaya gidelim lütfen hemen gidelim. Jungwon'u görmek istemiyorum, çok kötü hissetmeme sebep oluyor ve çok kötü hissettiriyor. Bana yaşattığı onca kötü şey aklıma geliyor nolur gidelim burdan."

Jake sevgilisinin panik olmuş yüzü karşısında kalbinin parçalandığını hissediyordu, nasıl olur da Jungwon'un bu kadar kötü biri olduğunu Sunghoon'dan önce fark edip onu koruyamamıştı?

"Tamam güzelim gidelim. Bir daha asla onu görmene gerek kalmayacak söz veriyorum sana."
Yataktan kalkmadan önce bir kez daha Sunghoon'un dudaklarını ve boynunu derin öpücükle öptü ve köpekleri beslemek üzere odadan çıktı.

Hayatı şu an mükemmeldi ve bunu asla bozmayacaktı.

--------

OZEL BOLUMMM😭😭🫶🏻🫶🏻 COK OZLEDIM BEN BU FIC ICIN BIR SEYLER YAZMAYI?????

Su an yazdigim baska bir Jakehoon var
Mr & Mrs Smithden  biraz esinlendigim onu da yayimlarsam muhtemeleb burdan minik minik reklamini yaparim💓💓

Get into it \ JakehoonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin