*Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayalım*
Anne denilen o varlık Tanrı'nın kutsamasını aldığı düşünülen bir kadındı. Belki de cinsiyetinin bir önemi yoktu. Onu bizim annemiz yapan sahip olduğu rahimdi. Onu anne yapan bedeninin birer parçası olan çocuklarıydı. Bizlerdik. Bizler onun soyundan geliyordu. Eva... Yeryüzündeki her şeyin ve herkesin annesi...
Hayır, insanlar için geçerli değildi bu. Eva'nın sahip olduğu rahmine sadece vampir ve kurtlar düşüyordu. Ama o büyük savaş sırasında kurtların annesi olmayı kabul etti. Soykırımdan bizi kurtaran oydu. Öldüğünde ise sahip olduğu rahim soyundan gelen çocuklarına aktarılmaya devam etti. En son ki anne iki asır önce öldü. Kurtların soyları tehlikeye girdikçe yeni bir anne doğuyordu. Eva'nın biz kurtlara bağışladığı rahmi içimizden birilerinin bedeninde uyanıyordu.
Ve iki asır sonra Eva'nın rahmi benim bedenimde uyandı.
Anne bendim.
"Anne," dedi Yaşlı Kurdun çocuklarında biri. "Emin misin? O bir erkek."
"Evet," dedi Yaşlı Kurt. "Eva onu seçti. Buna itiraz edebilecek bir düzeyde değiliz. Eva'nın seçimleri sorgulanmaz."
Başımı sağa sola salladım. "B-bir yanlışlık olmalı," dedim korkuyla. "Ben anne olamam." Yaşlı Kurt usulca gülümsedi. "Yoksa anne olmaktan, Eva'nın mirasından korkuyor musun?"
"Hayır!" Sesimin fazla yüksek çıkması ile başımı yere eğdim. "Ben... Sadece... Bir erkeğim. Benim anne olmam imkansız." Yaşlı Kurt başını sağa sola salladım.
Anne ve babamın bakışlarını üstümde hissediyordum. Ablam ve kız kardeşlerim şaşkınlıkla bana bakıyorlardı. Ben onların yüzüne bakamıyordum. Ben... Kadın mıydım yoksa erkek mi? Bir penisim vardı ama bir rahmimde vardı. Kahretsin! Bu...
"Sakin ol Tylor. Cinsiyetinin bir önemi yok," dedi annem. Başımı sağa sola salladım. Nasıl sakin olmamı bekleyebilirlerdi ki? Ben... Hayır, bu imkansız.
"Bakın," dedim yavaşça. "Ben olamam. Ben masum biri değilim. Eva masumdu. Onun temiz kalbi ve kurtuluş duaları Tanrı tarafından masum olduğu için kabul edilmedi mi? Ben masum değilim."
"Sana masum olmadığını düşündürten nedir?" Yaşlı Kurdun sorusu ile sertçe yutkundum.
"Alkol tüketiyorum, sigara içiyorum, evlenmediğim halde birçok dişi kurtla birlikte oldum." Başımı utançla eğdim. "Küfür ediyorum. Dua bile ettiğim söylenemez. Ve en önemlisi ben bir erkeğim." Dün gece yaşananları yeniden hatırladığımda dudağımı dişledim. Anne, elbette biriyle evlenmek zorundaydı. Ve ben bir erkekle evlenecektim. Ah, dün gecenin aynısını belki de defalarca yaşayacaktım. Buna hazır değilim!
"Korkuyorsun," dedi Yaşlı Kurt.
"Evet."
"Erkek olduğun için?"
"Evet."
"Korkmanı gerektirecek bir şey yok. Eğer birçok dişiyle birlikte olmuşsan biliyorsundur ki cinsel birliktelikler sadece hamile bırakmayı ya da hamile kalmayı hedeflemez. Cinsel birliktelikler zevklidir." Başımı kaldırıp Yaşlı Kurda baktım. "Canın yanar mı? Belki. Ama her zaman değil."
"Hem ben anne olsam bile kim benimle evlenir ki?" Alayla güldüm. "Ben bir erkeğim."
"Cinsiyetinin bir önemi yok." Eliyle çocuklarından biri gösterdi. Başımı çocuklarına çevirdiğimde Yaşlı Kurdun benden uzun, ablamın yaşlarında olan erkek çocuğunu gösterdiğini gördüm. Kaşlarımı çattım. "Annenin varlığı hissedildiğinde hemen ardından anne tarafından kutsanacak bir baba seçildi. Oğlum Albert, seninle evlenecek."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Nefes Kadar
Teen FictionBana bir nefes kadar yakın olduğunu söylüyordu. Ama ben ona ölüm kadar uzaktım. Bu iyiydi. Bu mesafe böyle kalmalıydı. Uzamalı, büyümeli. Ya da aynı kalmalıydı. Ama karşıma geçip her seferinde "anne" olduğumu hatırlatması ve bunu hatırlatırken hızl...