jaeyun:
bos musunheeseung:
evet
noldujaeyun:
bi sey olmadi ya
bizimkiler beni ekmis
biri bi yerde biri bi yerde kankileriyle
ben tek kaldim
canim sikilinca da sana yaziyim dedim
musaitsen bi kafeye falan gidelim mi
ya da nereye gitmek istersen
sen secebilirsinheeseung:
asik oldum ben yanmisim|
gitmek istedigin bi yer varsa oraya gidebiliriz
benim icin sorun degiljaeyun:
yok sen soyleyebilirsin ne yapmak istiyorsanheeseung:
o zamannnnnn
piknik yapmak ister misin???jaeyun:
bana uyar
o zaman 1 saat icinde bi seyler yapayim ben
sana yazarim
gideriz bi yereheeseung:
tamamdir
bende birkac atistirmalik alayimgönderdiğim mesaja attığı görüldüyle yerimden fırladım ve sevinçle etrafımda döndüm. açtığım kollarım ve sevinçle dönen bedenime anlamsız bakışlar atan popp'ye uçan bir öpücük göndererek sevincimi onunla da paylaştım.
gözlerini devirme gibi bir özelliği olsaydı, onu yapardı. benden tiksindiğini belli edercesine kuyruğunu şımarıkca sallayarak arkasını döndü ve kalçalarını sallayarak benden uzaklaştı.
buluşacak olmamızın heyecanını üstümden biraz da olsa atabildiğimde, hızlı adımlarla odama girdim ve buluşmada giyilebilecek ama rahat hissettiren bir şeyler bulmayı umarak dolabımı karıştırdım.
yazlık kıfayetleri tamamen şort ve tişörtten oluşan ben için giyilesi bir şeyler bulmak biraz zordu ama sonunda aralarında en düzgün görünenlerini -beyaz bir şort ve haki yeşili bir tişört- çıkararak üzerimi değiştirdim.
neyse ki sabah duş almıştım da, şu an onun ceremesini çekmiyordum. kıyafet seçmek bile on dakikamı dolabın önünde harcamama neden olmuştu. bir de duş almakla uğraşsaydım, tanrı bilir kaç dakika gecikirdim.
saçlarıma şekil verdikten sonra poppy'nin mamasını ve suyunuda tazeledim ve evden çıktım.
yarım saate yakın bir süre çoktan geçmişti sanırsam. evimizin yakınındaki küçük marketten içeri girdim ve birkaç meyve suyuyla şekerleme aldım.
jaeyun'un ne getireceğini bilmiyordum ama pratik ve lezzetli bir şeyler hazırlayacağından şüphem yoktu.
aldıklarımı ödedikten sonra çıktım ve yürümeye başladım.
dudaklarımda neşeli bir şarkının sözleri yer alırken, dudaklarım kıvrıldı ve kendimi şapşalca gülümserken buldum.
tanışmamızın üzerinden çok bir şey geçmese ve ilk tanışmamız pek hoş bir şekilde gerçekleşmesede, jaeyun'a karşı olumsuz hiçbir düşüncem yoktu.
kendisi, çoğu kişi, bunlar arkadaşlarım, tarafından ilk izlenimini kötü sayılabilecek bir şekilde bırakmış olsa da, bende etki etmemiş ve ona karşı yavaş yavaş çekildiğimi fark etmeme neden olmuştu.
poppy ile kanlı bıçaklı olsalar da, bahçeye çıktığımızda ve ben görüş açılarında değilken köpeğimle tatlı bir şekilde oynuyordu. ben geldiğimde ise, azarlamaya başlaması çok ayrı bir olay olduğu için oralara hiç girmeden, merhametli birisi olduğunu söyleyebilirdim.
şahsen üst komşumun köpeği, benim kafama işemiş olsaydı, artık üst komşumun bir köpeği olmazdı.
bir kere aşçıydı. yemek yapmakla hiç alakası olmayan ben için çok büyük bir nimetti ve kaçırırsam ayağıma gelen şansı geri tepmiş olurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love for dogs | heejake
Fanfictionlee heeseung'un köpeği, alt komşuları sim jaeyun'un kafasına işer.