love for dogs | heejake

eighteen

heeseung'la olan öpüşmemizden sonra, telefona gelen bildirimleri kontrol eden bakışlarımı ekrandan ayırdım ve kapandı kapanacak gözlerimi ovuşturarak açık tutmaya çalıştım.

deli gibi uykum vardı ama heeseung mesaj atarsa ve ben uyuduğum için ona hemen yanıt veremezsem güzel şeyler olmazdı. ona yanıt vermediğim için beni yanlış anlamasını istemiyordum.

öpücüğü başlatan ben olsam bile, kendini yediğini biliyordum ve bende pek rahat sayılmazdım.

benden hoşlandığı bariz ortadaydı ve kendisininde bunu inkar edeceğini düşünmüyordum.

ona karşı hislerim var mı yok mu diye emin olmak istediğim için öptüğüm dudakları, o anda beni esiri altına almıştı ve işi biraz ilerletmiştik. bu kadar ileri gidebileceğimi asla düşünmüyordum ve böyle yaparak onu endişelendirdiğim düşüncesi, rahatsızca kıpırdanmama ve bakışlarımı tekrardan telefon ekranına çevirmeme neden oldu.

mesaj atmasını bekliyordum ama gittiğinden beri yaklaşık 2 saat geçmesine rağmen, ondan herhangi bir bildirim almamıştım.

yazmak istiyordum ama şu an, onu kendi halinde bırakmak ve düşünmesi için zaman tanımak en iyisiydi. aslında düşünmesi gereken ve bir şeyleri netleştirmek için harekete geçmesi gereken kişi tamamen bendim ve ona, onu neden öptüğümü açıklamam gerekiyordu.

ilk olarak, heeseung, gerçekten çok güzel birisiydi.

ilk tanışmamız absürt bir şekilde gerçekleşse de, sonrasında birbirimizi tanıdıkça aradaki buzları eritmiş ve yakınlaşmıştık.

bu süre boyunca onu tanımış ve sadece dış görünüşünün değil, karakterininde güzel olduğunu fark etmiştim.

bana verdiği enerji, kendimi evimde ve güvende hissetmeme neden oluyordu.

yanındayken kahkalarımın eksilmediğini fark etmiş ve biraz dumura uğramaktan kendimi alıkoyamamıştım çünkü ben, sunoo ve niki haricinde başkalarının yanında pek gülmezdim.

heeseung, bunun ve daha nicesinin ilki olduğu için, doğal olarak dikkatimi çekmekten geri kalmamıştı ve sonunda onunla ilgilenmem, beklenmedik bir şey değildi.

tamamen ilgi duyulacak birisiydi.

düşünerek geçirdiğim zaman, saatin gece yarısını çoktan geçtiğini gösteriyordu.

esneyerek yerimde doğruldum ve adımlarım yatak odama yöneldi. o gittiğinden beri yerimden ayrıldığım söylenemezdi.

heeseung'un dudakları gibi sıcak ve güvenli hissettiren yatağıma girdiğimde, gözlerim hemencecik kapandı ve o anları tekrar tekrar düşlemekten kendimi alıkoyamadım.

.

jaeyun:
selam

heeseung:
slmm

jaeyun:
napıyorsun

heeseung:
uzaniyorum oyle

jaeyun:
bende oyle
sordun ya hani😁

heeseung:
ah
ozur dilerim
yeni uyandim
sersemim hala

jaeyun:
oh
bende yeni uyandim sayilir
kahvaltiya gelmek ister misin??

heeseung:
tanrim|
yuzune nasil bakabilirim|
ve neden hicbir sey olmamis gibi davraniyorsun ki|
senin icin onemsiz miydi|

jaeyun:
ne yazip yazip siliyorsun