jay'in dikişlerinin hepsi çıkmış ve anca rahatça yürümeye başlamıştı. 2 aydır görüşmüyorduk yani ben bunları jake'ten öğreniyordum.
iki ay boyunca yanına gitmek istesem de en son gittiğimde jay'in annesi odada olduğu için çok durasım gelmemişti.
fazlasıyla kavga ederek boşandığımız gibi önemli noktaları kendime hatırlattığım için yanına gitmeden durabilmiştim.
ethan hyung ile konuştuklarımızı unutmuş gibi yapmak benim için daha kolay geliyordu. arada onlarla görüşüp sunghoon hyunga yardım ediyordum.
jake ise bu konuda en büyük yardımcımdı. jiwon jay'in yanına çok fazla gitmek istiyordu. eskiden öyle bir şey olduğunda jay'e mesaj atardım gelirdi ve jiwon'u alırdı ama şimdi ben jiwon'u bırakmaya gidince ikisi bir olup benim orada kalmamı sağlıyordu. ben de çözümü jiwon'u götürme işini jake'e vermekle bulmuştum.
kreşin önünde jiwon'u almak için beklerken daldığım düşüncelerimden jiwon'un bana seslenmesiyle kurtulmuştum.
"bebeğim" diyip jay'in kucağından jiwon'u almıştım.
"taşımasaydın keşke daha yeni-"
"oğlumu taşıyabilirim won merak etme." won demesini umursamamak için arabaya dönüp jiwon'u koltuğuna oturtmuştum.
"araba kullanabiliyor musun?"
"hayır daha değil. zaten beni de jake getirdi. o da şurada-değil" şaşırarak baktığında ben de gösterdiği yere bakmıştım. bir şey yoktu ama galiba sorun bir şey olmamasıydı.
bu teklifi ona yakın olmanın beni zorladığının farkında olarak etmiştim. jiwon'un isteğine karşı çıkacak değildim.
"sen istiyor musun gelmemi?" jay bana sorduğunda omuz silkmiştim. bu sefer gerçekten akışına bırakmıştım.
jiwon'un kemerini takip kapıyı kapattığımda kendi yerime geçecekken kolumdan tutmuştu.
"jungwon rahatsız olacaksan gelmesem de olur"
"gelme desem gerçekten gelmeyecek misin?" kafasını salladığında kolumu elinden çekip sürücü kapısını açmıştım. bindiğimde hala aynı şekilde durduğu için kıkırdamış arabanın canımı açıp "gelmiyor musun?" demiştim.
şaşırıp kapıyı açtığında yüz ifadesi jiwon'un resmen jay'in kopyası olduğu tekrar yüzüme vurmuştu.
"gelmeyecek misin baba" jiwon bizim oyun oynadığımızı sanıp kıkırdıyorken ben de arkaya dönüp ona öpücük atmıştım.
arabaya bindiği gibi kulağımın yakınına gelip "dengemi fazla bozuyorsun" demesiyle kendime gelmiştim.
benim de senin yanındayken dengem bozuluyor her şeyi unutuyorum dengem şaşıyordu diyememiştim.
*** seyy ficte soyle olduklarini dusunsenize (normalde zaten oyleler de 😋
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
