"annee" jiwon koşarak yanıma geldiğinde kucağıma almıştım.
"bebeğim nasıl geçti günün"
"komikti"
"o zaman eve gidelim mi artık?" diyip kafamı biraz sağa yatırmış onun cevabını bekliyordum.
"babam gelicek mi?" yüzüm düştüğünde jay araya girmişti.
"hastayım ya gelemem babacım ben. biraz daha burada kalmalıyım" bunu demesiyle yüzünü buruşturan jiwon ağlayacaktı ki jay kucağına almak istemişti.
"annenden zor izin aldım kreşe gitmemen için ama artık kreşe gitmelisin biliyorsun değil mi? ve bunun için artık burada benimle değil kendi yatağında uyumalısın ve bu şekilde yaparsan hemen büyürsün"
"ayı teddy kadar büyük olur muyum"
"sen o kadar kocaman olmamalısın. annen ya da benim gibi olman yeterli. hem bak ben de iyileşince gelicem"
ikisi konuşurken ben de kafamı farklı bir yere çevirmiştim. camın etrafındaki perdeyi incelerken odanın kapısı açılmıştı.
jake ile jay'in annesi içeriye girmişti galiba ki "oğullarıma bak oğluşum" demişti.
işte yine böyle anların içine-böyle anların katili olmaya gelmişti.
oğluşum karı.
gerçekten bıkmıştım artık daha kaç kere bunu diyebilirim bilmiyordum ama öyleydi.
onlar kapının oradaki kısa kolidorun sonuna geldiklerinde beni de fark etmişlerdi.
jay'in annesi kaşını kaldırıp konuşacaktı ki "jake gelmeyeceksen beraber inelim arabadan bavulunu al" demiş hızla jiwon'u kucağıma almıştım.
"çantamı alayım önce sonra çıkalım. 12 saat yol geldim hala bir ev yüzü göremedim özür dilerim abi"
jay sorun değil diye kafasını salladığında tabii ki de kim eksik diye düşünüyordum ama düşünmeme bile gerek kalmamıştı.
"oğluşum nereye? hem bizden habersiz o kadar yol geldin ve hem de bizde kalmayacak mısın?"
"anne şimdilik jungwon'un yanında kalacağım" dediğinde annesi fısıltıyla "ikinizin bu jungwon sevgisini anlamıyorum" dediğinde ben de göz devirmiştim.
jake ise uyarmak için cümlesini bastırırcasına söylemişti. "HEM ikisini de çok özledim hem de siz abimin yanında kalacaksınız evde yalnız kalmayayım. DEĞİL Mİ ANNE" dediğinde daha cevap veremeden jay konuya dahil olmuştu.
"bir kimse benim yanımda kalmasın. iki evet anne istediğini yapsın. zaten jake kore'ye dönmeyi düşünüyor. görüşmek için daha çok vaktiniz olur."
jay annesinin konuşmasını tamamen engellediğinde ben de 'neden daha önce de böyle davranmadı' düşüncesine girmemek için jake'in burada kalmasına mutlu olmaya başlamıştım. tabii sevincimi dışa vurmayı sonraya saklıyordum.
jake eşyalarını toplayıp "abim haklı anne" demiş ve annesini öpmüştü. o sırada ben de jiwon ile jay'in birbirinden ayrılamamasını izliyordum.
"hadi annecim gidelim artık"
jiwon jay'e el sallarken jay de jiwon kadar gülümseyerek el sallıyordu. bir an olsa da ikisini ayırmak istememiştim ama jay'in annesini gördüğüm an bu isteğimi yok etmiştim.
odadan çıktığım gibi sırıtarak jake'e dönmüştüm.
"gerçekten kalacak mısın jake"
"bilmiyorum şu sıralar burada kalmayı düşünüyordum ve bu bıcırığı bırakmak istemiyorum" diyip jiwon'un burnuna dokunmuştu.
jiwon kahkaha attığında keyfim iyice yerine gelmişti.
beraber eğlenerek eve gittiğimizde jiwon hızla odasına gitmişti. şaşırarak arkasından gittiğimde o çoktan yatağının kenarına koyduğum minik merdivenden yatağa çıkmaya çalışıyordu. ne yapacağını merak edip kapının kenarında beklerken yatağına çıkıp üstünü örtmüş ve sonradan fark ettiğim jay'in aldığı peluş penguene sarılmıştı.
"annecim kıyafetlerini değiştirmemi istemiyor musun?"
"hayır anne çok rahatım"
"peki beraber yatmıyor muyuz?"
kafasını olumsuz anlamda salladığında yatağın kenarına oturmuştum.
"neden peki ben bir şey mi yaptım?" bebeğimi düşürdüğümde ardından da jay ile boşandığımda benim için sadece jiwon kalmıştı. bu yüzden üstüne fazla titrediğim için mi bunalmıştı acaba.
korkuyla cevabını beklediğimde yine kafasını sallamıştı.
"hayır anne"
"peki neden yatağındasın o zaman? benimle yatmayı sevdiğini sanıyordum?"
kollarını açıp "çoook seviyorum anne. bak dünyalar kadar ama babam yatağımda yatıp büyümemi söylemişti" dediğinde aklıma jay'in çıkmadan önce dedikleri gelmişti.
jay'in sözleri üstünde bu kadar düşünmesi beni şaşırtmıştı. ben bile bu şekilde düşünmemiştim.
"korkmayacağına eminsin değil mi?" uzun zamandır benimle uyuduğu için endişelenmiştim.
"korkmicam ben büyicem" bana karşı çıktığında bu kararlı ve tatlı haline kıkırdamıştım.
düz ve yumuşak saçlarını okşamış "iyi geceler o zaman bebeğim" diyerek alnına öpücük kondurmuştum.
"rüyanda beni ve babamı gör anne" diyip yanağıma öpücük kondurmasıyla yatağından kalkıp odasından çıkmıştım.
gün geçtikçe bu durum beni çok zorluyordu.
***
ben bu ikisine asigim demistim dimi