GİRİŞ

1.7K 66 99
                                    

Wage War- Johnny Cash (Stripped) eşliğinde okuyunuz.


Pete

Nefes alabilmeyi, az da olsa kaçabilmeyi umarak adımımı sokağa attım. Derin bir nefes almaya çalıştım. Başaramadım. Boynumdaki kravat mıydı nefes almamı engelleyen? Ellerimi yüzüme kapattım. O an metalin soğuk hissi değdi yüzüme. Tabi ya yüzüktü. Nefes almamı engelleyen şey bu yüzüktü. Sırtımı duvara yaslayıp karşıya baktım. Az önce çıktığım mekanın arka kapısına bakmamak için elimden geleni yaptım. Sigara.. Sigara içersem kendime gelebilirim değil mi? Cebimden paketi çıkardım. İlk nefesi derince içime çektim. Siktir! Bok gibi bir fikirdi. Çünkü bana onu hatırlattı. Düşünmemem gereken kişiyi. Unutmam gereken kişiyi. Kalbimi parçalara ayıran sonrada kırıklar üzerinde beni yürümek zorunda bırakan kişiyi. Beni tek başıma bırakan, beni bu kahrolası aşkı taşımak zorunda bırakan kişiyi.

 İçimdeki nefretin sözlükteki karşılığıydı onun adı. Nasıl düşünebiliyorum şuan onun adını? Onca zamandan sonra hem de? Başımı sağa sola salladım. İçerde nişanlım beni bekliyordu. Bütün ailem, iş ortaklarım, ortak olmaya çalıştıklarım... Herkes işte. Bense burada dikilmiş ne düşünüyorum? Sigarayı yere atıp söndürdüm. Duyduğum ayak sesiyle başımı kaldırdım. Hayır, hayır, hayır...

Olamaz. Hayal görüyor olmalıyım diye düşündüm. Ben bakakalmışken karşımdaki duvara yaslandı. Rezalet görünüyordu. Gözleri kırmızı mıydı? Ağlamış mıydı? Hadi oradan!

Gözlerinde gördüğüm acı başımı döndürdü. Henüz karşımda dikiliyor olmasının şokunu bile atlatamamıştım. Gözlerimde nasıl bir ifade vardı bilmiyordum ama bakışlarını yere indirdi. Gözlerim dolmamalıydı. Karşısında zayıf durmayacaktım. Onun için yeterince ağlamıştım.

Gözlerini gözlerime dikti. Ve sonunda aylardır duymadığım sesi kulaklarımı doldurdu.

'' Güzel takım.''

Körkütük sarhoştu. Onu daha önce böyle çaresiz gördüğümü hatırlamıyordum.

''Ne işin var burada?'' Sesim özgüvenli çıkmıştı. Bu güzeldi.

'' Tebrik etmeye geldim. Gelmese miydim? İki kadeh kutlama içkisi ikram etmeyecek misin? Nişanlınla tanışmak istiyorum.''

'' Kes sesini!'' diye bağırdım. Bana bunları söylemeye hakkı yoktu.

'' Pete gerçekten evlenecek misin? Seni gerçekten kaybettim mi?'' Gözleri bomboş bakıyordu. Alkoldendi. Böyle çaresiz görünmesi alkol yüzündendi eminim.

İstemsizce başımı eğip yüzüğe baktım. O da gördü. Elini yumruk yaptığını gördüm. Yanındaki duvara vuruyordu.

Kahretsin. '' Ne yapıyorsun! Dur, lanet olsun!'' Yanına gittim. Durmadan duvara vurduğu elini tuttum. Eline değen elimle birlikte kalbimde hissettiğim sıcaklığa lanet ettim.

Kafasını geriye atıp gözlerini kapattı. Elim hala sımsıkı yumruk yaptığı elini tutuyordu.

'' Aptal adamın tekiyim değil mi?'' dedi. Öyleydi.

'' İlk kez seni gördüğüm yerde olmak zorunda mıydı nişan yemeğin?'' dedi. Şeytanca gülümsedim.

''Başıma silah dayadığın yeri mi tercih ederdin?''

Şok verilmiş gibi titredi. Yumruğunu tuttuğum elini bıraktım. Onun eli de benimki de kanla kaplanmıştı. Başka bir şey demeden döndüm. İçeriye çoktan geçmiş olmam gerekiyordu. Henüz adım dahi atamadan kalakaldım.

Bir silahın çekilme sesini iyi bilirdim. Sırtımdan bir ürperti geçti.

'' Yine mi? Yine mi silahını bana doğrultuyorsun?'' dedim. Gözlerimin dolması beni sinirlendirdi. Sıksaydı madem diye düşündüm. Her fırsatta o silahı bana ve çevremdekilere doğrultmaya bu kadar meraklıysa sıksaydı da rahatlasaydı.

Belimde silah vardı ama umursamadım. Geriye döndüm.

Sırtıma doğrultulmuş bir silah yoktu. Aksine dizlerinin üstüne çökmüş bir Vegas vardı. Hemen önümde diz çökmüş bir Vegas. İçimden binlerce duygu geçmeseydi gülebilirdim. Vegas dizlerinin üzerinde? Benim önümde?

Tam ne halt ediyorsun diyecekken ellerimi yakaladı. Silahın soğuk kabzasını avcumda hissettim. Ellerimin üzerine kapanan elleri.. Alnına dayalı namlu..

'' Vur beni.''

'' Vegas oyunlarının sırası değil. Bitti. Artık benle oynaman bir şey değiştirmez.''

Gözlerime öyle bir kederle baktı ki yok olmak istedim. Onu sevdiğim için, beni seviyor gibi baktığı için. Ellerimdeki silah onun başına dayalı olduğu için.

'' Oyun oynamıyorum Pete. Yemin ederim bitti. Artık oyun yok. Yalvarırım vur beni. Vur beni bitsin. Dayanamıyorum.''

Çenemi sıktım. Silahı ellerinden kurtarıp kenara fırlattım. Ne yaptığımı bile anlamadan yakasından tutup ayağa kaldırdım sonra yumruğumu yüzüne geçirdim. Gülümsedi.. Manyak herif gülümsedi. Bağırarak bir yumruk daha attım. İlk yumruklaşmamız değildi. Ama ilk kez karşılık vermiyordu. Ben ona vurdukça gülmeye devam etti. En sonunda yakasından tutup yüzüne yaklaştım.

'' Ölmek istiyorsan bunu neden benim yapmamı istiyorsun! Git kendi kafana kendin sık.''

''Dayanabilir miydin? Ölmeme yani?'' Eli yüzüme çıktı. Dokunuşlarını özlediğimi inkar edemezdim. Gözlerim kapandı. Nefesi çok yakındı. Onunla kaç gece paylaşmıştım. Nefes nefese.. Nabzım hızlandı. Çok yakındı.

Kendime gelmem gerekiyordu. Onun kurallarına göre oynayacaktım. Tahrik edecek kadar kısık bir sesle konuştum.

'' Vegas.. Beni gerçekten sevdin mi?''

Yanağımdaki eli enseme kaydı. Saçlarımı yavaşça okşarken fısıldadı.

''Bunu sana zaten söyledim.'' Dudaklarıyla aramda santim dahi yoktu.

'' Seni öldürmeyeceğim Vegas. Deli gibi öpüşmek istiyorsun. Seni öpmeyeceğim. Bana yaşattığın hayal kırıklığının cezası ne olacak biliyor musun? Beni her gün başka biriyle görmek zorunda kalmak. Senin yanında, senin yatağında, kucağında.. Bir daha asla hayatında olmayacağım.''

Yüzüne sıcak nefesimi verdim. Öylece bana bakıyordu. Ama daha bitmemişti. Beni manipüle ettiği onca zaman için şuan ben onu manipüle ediyordum.

'' Öp beni.'' dedim. Bir an ne dediğimi anlamamış gibi baktı. Sonrasında öyle bir güçle belimden tutup duvara yasladı ki beni. Dudakları açlıkla saldırdı. Özlem duygusu ve haz beni hazırlıksız yakaladı. Kısa ama yoğun birkaç saniyenin ardından ayrıldı.

''Hani beni bir daha öpmeyecektin?'' dedi nefes nefese. Dudaklarımı yalayarak gözlerine baktım. Yutkunduğunu gördüm.

'' Veda öpücüğü.''

Başka bir şey demeden dönüp ilerledim. Sırtımda bakışlarını hissedebiliyordum.

Evet o bir şeytan olabilirdi. Ama ben de onun öğrencisi sayılırdım. Ve başarılı olmalıydım ki herkesin korkudan önünde diz çöktüğü Vegas Theerayanpakul benim önümde diz çökmüştü. Benden ölüm dilenmişti. Son kez dudaklarımın tadına bakmış ve şimdi de bensiz kalmıştı.

Hiç fena sayılmazsın Pete dedim kendi kendime.

Hiç fena sayılmazsın. 

SAUDADE||VEGASPETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin