QUERENCIA

487 24 31
                                    

*Querencia: İnsanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer.

Pete

Bazen yaşadığınız hayatta soyutlanmış gibi hissettiğiniz anlar olur. Daha doğrusu benim şuan hissettiğim şeyin tanımı yüzde yüz bu. Gerçekten ben mi yaşıyorum bu anı? Şuan mutfağın ortasında dikilmiş içerde uyuyan Vegas'a, sevgilime kahvaltı hazırlayan ben miyim?

Günlerdir mutlu bir şekilde onun kollarında ve onu kollarımla sararak uyanan, güne onunla uyanan ben miyim? Evden birlikte çıkıp gün boyu işlerimizle boğuştuktan sonra koştur koştur eve geldiğimde benden önce gelmişse yemeği hazırlayıp beni bekleyen Vegas gerçek mi? Eğer ondan önce geldiysem onun için yaptığım yemeğe bile aşkla bakan Vegas.. Birbirimizde kalmadığımız günlerde -ki bu çok sık yaşanmıyor- günün neredeyse tamamını bana mesaj atarak geçiren ve uyumadan önce beni arayıp uykuya dalana kadar telefonu kapattırmayan Vegas.. 

Belki de bizim yaşımızda ve konumumuzda ergen çocukların yaptığı tüm o klişe şeyleri yapıp bundan büyük bir zevk duymamız.. Sadece bir günlüğüne yurtdışında toplantıya gidecek diye beni de yanında sürüklemesi.. 

Kısacası babasından tamamen kurtulduğumuz günden bugüne geçen zamanda, günler ve gecelerde yaşadığımız her şey bazen bana hayalmiş gibi geliyor. Gerçek olamayacak kadar güzel şeyler yaşayınca, hele de güzel şeyler yaşamaya çok da alışkın değilsen kabul etmesi gerçekten de zor oluyordu. Hayat bütün yükünü en erken yaşlarında omzuna yüklediğinde, büyüdüğünde canın birçok kez yanınca ve hele de sevdiğin kişi defalarca avcunun arasından kayıp gittiğinde, yan yana olmamanız için bütün evren karşınıza dikildiğinde ve sürekli acıyla yoğrulduğunuzda günün sonunda mutlulukla karşılaşınca bunu anlamlandırmakta zorlanıyordunuz. 

O yüzden elimde kaşık dakikalardır dikiliyordum. Kendi halime gülümseyip kafamı iki yana salladım. Sonunda kahvaltıyı hazır ettiğimde kaç saattir mutfakta olduğumu bilmesem bile oldukça zaman geçtiği ortadaydı ve buna rağmen Vegas uyanıp yanıma gelmemişti.

Masayı eksiksiz bir şekilde ardımda bıraktım ve odamıza doğru ilerledim. Açık kapıdan baktığımda sevdiğim adam benim yastıklarımın arasında üst bedeni tamamen çıplak ve belden aşağısı ince beyaz bir örtüyle kaplı halde yüz üstü uyuyordu. Saçlarını dün gece ben karıştırmıştım. Sırtındaki yeni ve eski tüm tırnak izlerini ben bırakmıştım. Onu benim izlerimle kaplıyken daha çok sevmem tuhaf mıydı acaba? Ama Vegas da her zaman bunu söylüyordu. Boynumda izinin olmadığı gün neredeyse yoktu. Ve bazen gözlerinin tenimde bıraktığı izlerde oyalandığını yakaladığımda parmak uçlarını morluklarda gezdirip bana en çok yakışan kolyenin bu olduğunu fısıldıyordu kulağıma. 

Vegas gerçekten içindeki azılı katilin yanında azılı bir romantik de saklıyordu. Bu tezatlık değil miydi zaten beni ona bu kadar bağlayan? Bizi birbirimize benzer kılan. 

Onu izlemeyi bırakarak yanına doğru adımladım. Yatağa yavaşça çıkıp elimi sıcak teninin üstüne koydum. Hafifçe mırıldandı ama uyanmasına yetmedi dokunuşum. Ben de yavaşça eğilip sırtına bastırdım dudaklarımı. Yavaş öpücüklerim ensesine geldiğinde çoktan üstüne çıkmıştım. Hissettiği ağırlıkla kafasını kaldırıp ''Pete..'' diye mırıldandı. Bense yanağımı ensesine dayadım ve şekilli sırtında uzanmanın keyfini çıkardım.

''Sonunda uyanabildin..''

''Üstümde ne yapıyorsun?'' dedi gülerek. 

''Sen gayet de biliyorsun.''

''Hayır bilmiyorum.'' 

Sabah sesi kulağıma dolarken üstünden kalkmak istemedim.

''Sevgilimsin ve ben senin sırtına uzandım. Bununla problemin var mı?'' 

SAUDADE||VEGASPETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin