YAKINLAŞMA

629 46 102
                                    

Pete

Yüzümde sıkıldığımı belli eden ifademle parmağımdaki yüzükle oynuyordum. Resmen kaşındırıyordu. Çıkarıp atmamak için kendimle mücadele ediyordum. Oturduğum koltukta biraz daha geriye yaslandım.

''Toplantıyı başlatıp bitirmek için neyi bekliyoruz?''

Vegas'ın babası o iğrenç sırıtışıyla masanın öbür ucundaydı. Baskından sonra anlaşmaya varmamızın ardından rutin toplantılar düzenlemek resmen geleneğimiz olmuştu. Bundan nefret ediyordum. Etimle kemiğimle bu adamdan nefret ediyordum ve sakin kalmaya çalışmak çok zordu.

''Beklenmedik şeyler hep olur Pete. Yine öyle bir şeyin olmasını bekliyoruz diyelim. Tıpkı senin nişanın gibi. Tebrik etmemiştim değil mi?''

''Etmemenizde fayda var. Kötü şans getirebilir sizin tebriğiniz.'' Babamın öksürüğüyle birlikte bakışlarımı Khun Kan'dan ayırdım.

Yanımda oturan Daw da gerilmişti. Artık ailelerimiz birleşmiş sayıldığı için toplantılara katılması gerekiyordu. Ona bakınca bana soran gözlerini gördüm. Hafifçe kafamı sallayarak sorun yok demeye çalıştım.

Tam o an, biz Daw'la birbirimize bakarken kapının açılmasıyla irkildim. Bakışlarım kapıya doğru döndüğünde onu aniden karşımda görmemin şokuyla sarsıldım. Şuan burada olmaması gerekiyordu. Bu binadan içeri girmemesi gerekiyordu. Köşelere konumlanmış emir bekleyen korumalar silahlarına uzandı.

Ama Vegas oralı olmadı. Ellerini alaycı bir tavırla yukarı kaldırdı. ''Sakin olun beyler. Sizce beklenmiyor olsam bu odaya kadar gelebilir miydim? Aşağıda sizden daha çok var.''

Alaycı gülümsemesi, kendinden emin duruşuyla bana bakıyordu. Kahrolası herif hafifçe göz kırpıp tam karşımdaki sandalyeye oturdu. Göğsüm öfkeyle ve şaşkınlıkla inip kalkarken korumalar babamın işaretiyle silahlarını bellerine yerleştirdiler.

Tavrımdan ödün vermemeye çalışıyordum. O odaya girdiği andaki gibi, bir elim masanın üstüne dayalı ve hafifçe geriye yaslanmış özgüvenli halimle durmaya çalışıyordum. Bakışlarını hala benden çekmemişti. Çarpık gülümsemesinin aksine bakışları donuktu. İlk andan beri onun bakışlarında anlamlar aramaya alışkındım. Onu tam olarak okumaya başladığım andan, bana kendini açtığı andan sonra aramızdaki her şey kırılmıştı. Ve tek görebildiğim şimdi yine o boşluktu. Duygusuz ve alev alev bakışlardan başka bir şey yoktu.

Elini yavaşça ensesine götürüp ovuşturdu. O an gözlerine odaklanmaktan farkına varamadığım şeyle yüzleştim. Şerefsiz herif en sevdiğim gömleğini giymişti. Kırmızı kadife.. Göğüs kaslarını gözümüze sokmayı planlıyor olmalıydı çünkü düğmelerinin çoğu açıktı. Derin bir nefes almam gerekti. Aferin Pete.. parmağında bir yüzük ve yanında nişanlın varken karşında oturan adamın kaslarını izle. Tek derdin buydu çünkü diye kızdım kendime. Hem o karşıma geçmiş ilah gibi durarak ne yapmaya çalışıyordu? En sevdiğim gömleğini giyerek, gözlerime kayıtsızca bakarak, bu toplantıya gelerek ne yapmaya çalışıyordu?

Cevap belliydi aslında. Bana eziyet etmekti amacı.

''Onun burada ne işi var?'' dedim gözlerimi gözlerinden ayırmadan. Geriye yaslanırken kollarını kavuşturup omuz silkti.

''Anlaşmamız gereği toplantılara devam edeceğiz. Ve Vegas da geri döndüğüne katılması gerekiyor. Aramızda kırgınlık ve düşmanlık kalmamalı.'' Kendisi bana bakmaya devam ederken babasıydı konuşan.

Gülmemek için, kendimi tutmak için çabalamadım bile. Kahkaham toplantı salonunu doldururken kafamı iki yana salladım.

''Ne bu şimdi? Biz kocaman bir aileyiz de diyelim oldu olacak.''

SAUDADE||VEGASPETEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin