Bu bölümü aşkımsuya ithaf ediyorum... İYİ Kİ VARSINNN
1) Geldiğimizi görmeyeceksin.
Felix dişleri arasında çevirip durduğu kalemi masaya bıraktı. Yelkovanla akrep gece üçü gösterirken uyuyamamayı tercih etmişti. Şimdi ise aklında imkansız şeyler canlanıyordu. Ucunda ölüm olabilecek ama mutluluğu bahşedebilecek planlar dönerken Felix kendini uçuruma sürüklüyordu.
Adamın sesi çınladı kulağında.
' Seoul'un göbeğinde nadide bir omega? Ne dersin Jihoo, şanslı günüm mü? '
' Söylesene dernekten nasıl kaçtın? "
' Korkma güzelim böyle bir omegayı hiçbir alfa yemez. '
Taciz dolu sözlerinde gariplikler vardı. Felix alfa veya omega derken ne demek istediğini o zaman bilmiyordu. Hava fazla kararmadan patronundan izin isteyip hızla eve dönmüştü. Annesi henüz gelmemişken eve tüm ansiklopedileri karıştırmıştı. Saatler süren araştırmanın sonunda buradaydı. Ayaklarını kendisine çekmiş, tünediği sandalyesinden bilgisayarına bakıyordu. Omega Yaşam Derneği'nin resmi sayfası tam ekran bir şekilde açıktı ve odasındaki tek ışık bundan ibaretti.
Gergince bir nefes verdi Felix. Hyunjin'in burayla ne işi olabilir ki, diye düşündü. Ardından aklına gördüğü yorumlar geldi. Ailelerinden ayrı düşmüş çocuklar, hor görülmekten intihar etmiş omegalar ve saçma sapan kulüpler dolandı beyninin bir ucundan diğerine. Gerçekten olabilir mi diye söylenmekten alamadı kendisini. Topluluklar sekmesine tıkladı korkarak.
Karşısına yüzlerce konum çıkmıştı. Pek çoğu dağlık alanlarda bulunsa da Seuol'un içinde olan küçük yerler de vardı. Sayfayı ağır ağır aşağı indirirken gözüne takılan adreslerle durakladı. Küçükken oynadıkları mahalle de dahil bildiği yerler vardı. Oysaki asla OYD'nin ismini duymamıştı.
" İşte... Burası. "
Tanıdık gelen adreslerden birisine tıkladı. Yakınlarda bir yeri işaret eden bu konumu hızlıca telefonuna kaydetti ve kapıya göz attı. Annesi az önce uyumuş olmalıydı. Gözlerini cama çevirdi. İkinci kattan inse ölmezdi. Kafasıyla onayladı bu planı.
Seri adımlarla dolabına yöneldi ve geniş sırt çantasını aldı. İçine bir kaç parça kazak atarken aşağı inip sıcak su dolu termos hazırladı kendisine. Annesini uyandırmamaya çalışarak paltosunu ve deri botlarını aldı. Ağır ağır merdivenleri tırmanırken içindeki napıyorsun sen sesini görmezden gelmeye çalıştı.
Elleri en sonunda soğuk pencere pervazını bulurken bulunduğu duruma güldü. Not kağıtlarını da ajandasını da almıştı. Bir ayağını pervaza yerleştirdikten sonra atkısını burnuna doğru çekti. Diğer ayağını camdan çıkartıp duvarın çıkıntısına yerleştirirken elleri ile pencereden destek almıştı. Sonunda tamamen arkasını döndükten sonra yanında bulunan boruya tutundu. Borudan aldığı güçle biraz hasar bıraksa da evin bir kaç metre ötesindeki ağaca atlayabilmişti. Yılların getirdiği dansçı fiziğine şükrederek ağaçtan atladı ve son kez cama göz attı.
" Yaşıyor olsan iyi edersin Hyunjin. "
- Saatler sonra Seoul yakınlarındaki ormanda -
Çam ağaçları ile kaplı alanda ağır ağır ilerliyordu Felix. Soğuktan kızarmış burnu ve donmaya başlamış kirpikleri ile etrafına göz attı. Yaklaşık üç dört saat geçmiş olmalıydı. Hava hala aydınlanmamıştı. Felix ürkekçe gözlerini ağaçların arasına çevirdi. Yaşam belirtisi görememişti. En kötüsü ise, ormanda kaybolmuştu.
Yön bilgisini unutmuştu. Nereden geldiğini, nerede olduğunu ve nereye gideceğini bilmiyordu. Soğuk ensesinden tırmanarak beynine işlemeye başlamıştı ve bacaklarını artık hissetmiyordu. Görüşü bulanıklaşmaya başlamıştı.
Nasıl bir bokun içerisine düştüm böyle.
İçinde kalan son enerjisi ile karla kaplı zeminde bir adım daha attı. Bedensel işlevlerini kaybettiğini hissediyordu. Gözleri yavaş yavaş kapanıyor ve nefes almakta zorluk çekiyordu. Bu sırada bir kaç nefes sesi duyuldu ormanda. Olduğu yerde dondu kaldı. Mümkün olduğunca yavaş bir şekilde kafasını çevirip çam ağaçlarının daha sık olduğu alana baktı. Bir kaç ışık görüyordu. Hayır, bunlar ışık değil dedi içinden. Bunlar gözler. Bir, iki, üç... Tam üç çift kırmızı göz var.
Nefes almayı bıraktı. Sanki yokmuş gibi hareketsiz kalırsa bu gözlerin sahipleri gidermiş gibi hissetti. Yine de öyle olmadı. Kırmızı gözlerin sahibi alfalar, adım adım feromon yayan omegaya yaklaşmaya devam etti. Felix'in onların bedenlerini tamamen görebileceği kadar yaklaştılar.
Önde duran kurdun cüssesi daha büyüktü. Gri tonlu kürkü ve kırmızı gözleri ile Felix'e doğru hırlıyordu. Arkadaki iki kurt da tıpkı onun gibi gri kürklüydü ama daha küçük duruyorlardı. Felix kaçmak istedi. Kaçıp kurtulmak, sanki bir rüyaymış gibi uyanmak ve sıcak yatağında olmak istedi. Tabii ki olamadı.
Hipoterminin ele geçirdiği bedeni uyuşmuştu. Felix sanki felç olmuş gibi hareketsizdi. Gözleri bile her ne kadar korksa da alfanın kırmızılarından ayrılmamıştı. Felix içinden yalvardı. Kurtulmak için, arkadaşına kavuşmak için yalvardı.
Bu sırada dördüncü bir kurdun varlığını hissetti alfalar. Ortam gerginleşmişti. Ağaçların arasında duran bu cılız omeganın arkasındaydı. Bedenini ay ışığına çıkarmasa da sessiz hırıltısı ve karanlık gözleri ile diğer üç alfa için tehdit sinyali veriyordu. Felix de hissetti onu. Yine de bedenini hareket ettiremedi. Gözleri kapandı yavaşça. Nereden düşmüştü bu ormana?
Öndeki alfa geri adımladı. Felixin arkasındaki kurda doğru hırlasa da bu hırlama savaş ilanı değildi. Gidiyoruz ama şimdilik demekti. Omegaya gözünü çoktan koymuştu. Ardından hızla ortamdan ayrılırken diğer ikisi de sessizce peşine takılmıştı. Felix derin bir nefes alabildiğini hissettiğinde bacakları çözüldü. Bir kaç metrelik kar tabakasına yığılıp kaldı. Omzunu yanındaki ağaca yasladı.
Bu sırada arkasındaki kurt hızla üstüne atlamış ve patilerinin arasına sıkıştırmıştı omegayı. Hırlayarak kahve rengi gözlere baktı. Felix içinin çekildiğini hissetmişti. Kurdun hareketi tehditkar olsa da içinden bir şey panik yapmamalısın diyordu. İçindeki sesi dinledi Felix. Az öncekinin aksine daha sakin bir şekilde bekledi kurdu.
Kurt önce onu inceledi. Ardından burnunu hafifçe üzerinde gezdirdi. Bu süreçte Felix yarı kapalı gözleri ile kurdu izliyordu. Her ne kadar teslim olmak istemese de artık hissetmediği soğuğa göz yumdu ve dünyası karanlığa boğulurken tek duyduğu güçlü bir ulamaydı.
♡♡♡♡♡♡♡
♡♡♡♡♡♡♡İlk bölümden çok yükleme olmasın diye kısa kestim. Umarım anlatım hoşunuza gitmiştir. Oy verip yorum yaparak destek olursanız çok mutlu olurum <3
♡♡♡♡♡♡♡
Yazım Tarihi:
01.09.2022
Yayım Tarihi:
27.02.2024
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flechazo | ChanLix ( ABO )
Fanfiction" Kokun, odamın derinliklerine doğru yayıldı. Bunun senin eserin olduğunu bilmek acı verici... "