8) Kutlama
O kadar çok şey yaşanmıştı ki, ruhu alt üst olmuş omega olayları takip bile edememişti. Kendisi ile daha yeni tanışırken, yan yana geldiği anda zamanı unuttuğu alfanın peşinde gözleri kapalı ilerlemeye hazırdı. Öyle ki, sahipsiz omegaların katılmasının uygun olmadığı o kutlamaya gitme kararı almış, almakla da kalmamış bunun için hazırlanmıştı. Aynada gördüğü kişiyi ise tanımıyordu.
Tekrar kendini süzdü. İçine siyah transparan bir bluz giymişti. Üstünde ise kısa deri ceket vardı. Pantolonu ince bacaklarını sararken botları sayesinde normalden uzun duruyordu. Bunların hepsi Han'ın işiydi. O da zaten Felix'in arkasında durmuş, yüzünde hayran olmuş bir ifade ile omegayı izliyordu. Bir süre sonra dudaklarından şu sözler çıktı.
"Chris seni bir an bile yalnız bırakmasa iyi olur."
Bu cümlenin altında yatan anlam biraz kirli olsa da Felix aldırış etmedi. Aksine, dudaklarını büzerek arkadaşına döndü. "Sen neden gelemiyorsun?"
"Söyledim sana Felix. Henüz eşli değilim. Orada bulunmam doğru olmaz ama diğer omegalarla beraber ana binada olacağım. Sıkılırsan gelebilirsin." Ardından ellerini Felix'e uzatıp gülümsedi. İki omega birbirine destek vermek icin sarıldıktan sonra Felix yine sitem ederek konuştu. "Ben de eşli değilim ama gidiyorum."
"Yanılıyorsun. Senin yanında Chris var. Bu sürüde ona karşı gelebilecek, onun yanındaki omegaya yürüyebilecek tek bir kurt bile yok. Sürü alfası dahil."
Felix yine de gergindi. Sürü Alfası nedeniyle ya da diğer kurtlar nedeniyle değil, Chris ile birlikte olacağı için gergindi. Evet, bunca zaman birlikte geçirdikleri anlar olmuştu ama bir çoğu sadece eğitim içindi. Hatta öyle ki normal bir sohbet ettiklerini bile hatırlamıyordu. Aslına bakarsak, Felix onu tanımıyordu. Sadece, içindeki kurt ona gitmesini söylemişti ve gidecekti.
Han ile son kez vedalaşıp evden çıktı. Chris onu sokağın başında bekliyordu. Varlığı ağaçların arasından belirmişti ve adım attıkça gökteki ayın ışığı yüzüne vuruyordu. Felix nefesinin kesildiğini hissetti bir an. Üstüne kusursuz oturan bir takım giyiyordu.
Chris de aynı şekilde hissetmişti. Nefesi çekilmiş, kalp atışları hızlanmıştı. Kanın beynine vurduğunu hissederken önündeki omegayı bir kez daha süzdü. Bluzundan görünen tenini inceledi. Açıkta kalan boynunu ısırma isteği ile dişleri kaşınmaya başlamıştı ki alfa kendini tuttu. Bu düşünceyi aklından uzaklaştırdı. Bu yaşanmayacaktı.
Elini omeganın eline uzattı ve sıkıca tuttu. Birlikte sakince yolda ilerlemeye başlarlarken Felix aklına gelen sorulardan kaçmaya çalışıyordu. Onu bu durumdan alfa çıkardı.
"Yanımdan ayrılma sakın. Etrafımız alfalarla dolu olacak."
Tabii ki de öyle olacaktı. Ne de olsa Chris, sürüde önemli bir kişiydi. Sürü alfası bile yanlarında dolanabilirdi.
"Çok uzun durmayız zaten."
Chirs onu kafası ile onayladı. Çok uzun bir zamandır bu tarz şeylere katılmıyordu, keza bu sene de katılmamayı yeğlerdi ancak Felix'in varlığı nedeniyle gitmesi gerekmişti. Ona bunu yapmasını söyleyen kimse yoktu ama yine de yapmalıydı. Bu küçük omegayı sürüye kazandırmalıydı. Evet, bu nedenle kabul etmişti. Yoksa ne alfa için yapılan kutlamayla ne de omegalarla işi olmazdı.
Düşüncelerden sıyrıldı ve önüne döndü. Kendinden emin adımlarla ilerlemeye başladı. Sertti. Felix de arkasından tedirginlikle yürüyordu.
İkili adım attıkça kutlama sesi yükseliyor, gülüşen kurtların kahkahaları etraflarını sarıyordu. Felix bir anlık dönüp alfaya baktı. Chris ise karşısına odaklanmış sessizce duruyordu. Ne düşündüğünü merak etti. Ama bunu sorma cesareti ve haddi bulamadığı için önüne döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Flechazo | ChanLix ( ABO )
Fanfiction" Kokun, odamın derinliklerine doğru yayıldı. Bunun senin eserin olduğunu bilmek acı verici... "