12. Bölüm

348 20 3
                                    

Keyifli okumalar yorum yapmayı ve beğenmeyi unutmayın lütfen ❤️

-Savaş!
Kapıyı kapatır kapatmaz karşıma çıkan Savaşla ödüm koptu. O korkuyla bağırdığımda Savaş beni dinliyor gibi değildi.
-ödüm koptu napıyorsun sen burda?
-Sen benim tişörtümü mü giydin?
-E-evet. Yani kıyafrtlerimi daha yerleştirmemişler bende mecbur senin tişörtünü giymek zorunda kaldım istemiyorsan çıkartabilirim.
Ya yemin ediyorum gerizekalılıkta yüksek lisans yaptım çıkarabilirim ne demek hadi çıkardın diyelim ne bok giyeceksin. O bir tarafı olmayan dantelli gecelikleri mi? Hadi onu bırak adam ya çıkar derse. Ben o endişeyle Savaşa baktığımda
-Yok, gerek yok giyebilirsin.
-tamam sağol da kıyafetlerimi ben bir kaç gün önceden göndertmiştim yerleştirmiş olmaları gerek miyor muydu?
-Annem unutmuştur söylemeyi. Yarın söylerim yerleştirirler.
-tamam neyse önemli değil.
Deyip Savaşı beklemeden yatağa girdim üzerimi örütüyü çektikten sonra yatağın en ucuna kadar gidip sol kolumun üstüne yattım.
Yatağın bir ucu çöktüğünde Savaşın da yatağa girdiğini anladım. O kadar dipteydim ki bir santim daha kıpırdasam herhalde parkeyle öpüşücektim.

Yazardan...

Savaş tişörtünü giyen kıza bakıp tekrar bir iç çekti normalde asla kimseye tişörtlerini giymesine izin vermeyen Savaş, bu kızın üzerinde tişörtünü giymesine ses çıkartmamıştı. Savaşa dar gelen tişört onun üstünde iki beden büyük duruyordu. Bir de yatağın en ucuna gitmiş Savaş yanında uyuyan güzel kadının saçlarına bakıp dokunmamak için kendini zor tutuyordu. Bu güzel kadını biraz kışkırtmak için Aryanın dibine kadar girdi. Arya arkasında hissettiği hareketlilikle dönmek ve dönmemek arasında kaldı. Bi anda saçlarının arsında hissettiği nefesle vücudu gerildi.
Savaş onun saçlarında nefes alıyordu ve Arya şuan hiç bir şey yapamıyordu. Savaş Yanındaki küçük bedenin Onun şampuanıyla yıkandığını anladığında içinden bir siktir çekti.
Savaş Aryanın gerilmiş vücudunu fark edip biraz daha zorlayıp bedenini Aryanın bedenine yapıştırdı. Arya en sonunda dayanamayıp Savaşa doğru hamle yapmak için arkasına döndüğünde Savaşla burun buruna geldiler. Arya bu yakınlıktan rahatsız olup geri çekilmek istediğinde tam düşüyordu ki Savaş kolunu Aryanın beline koyup kendine çekti.
Aryanın aklında bu korkutucu yakınlık varken Savaşın aklındaki ise Aryanın kalp atışlarının hızlanması ve bununla birlikte nefes alamayışıydı. Savaş burnunu Aryanın burnuna sürterek Aryanın kulağına sessiz ve bir o kadar etkili bir şekilde fısıldadı.
-Nefes al Arya.
Arya sanki bunu bekliyormuş gibi derin derin nefesler aldığında
Titrek sesiyle konuştu.
-Savaş uzaklaş biraz. Nefes alamıyorum
Dediğinde Savaş Aryanın boynuna yönelip üfledi.
Arya bi anda olan bu şeyle hem kalbinin atışını durduramıyor hem de hala nefes alamıyordu. Eğer Savaşla biraz daha bu şekilde kalsa ya heyecandan ya da nefessizlikten öbür tsrafa gidecekti. Savaşı itmek için ellerini omuzlarına koyup onu itti. Savaş da itiraz etmeyip geri çekildiğinde yanındaki ondan etkilenen bedeni süzdü. O kadar aciz duruyordu ki o güçlü kadın gitmiş de onun yerine minik bir kız gelmiş gibiydi. Savaş bu halinden memnundu çünkü Aryanın her halini görmek istiyordu.
Savaş ilk geceden bu kadını korkutmamak için aklında ileride bu kadına yapacağı şeyleri düşünerek uykuya daldı. Aryada dibinde olan bu bedenin düzenli nefeslerini duyduğunda kendini geri çekmek istemişti ama mengene gibi saran bu bedenden kurtulamıyordu. Sonunda o da dayanamayıp Savaşın da uyuyor olduğunu bilerek onun saçlarına gömüldü. Arya da bu eşsiz kokuyla daha fazla dayanamayıp uyuya kaldı.

Arya'dan devam...
Sabah uyandığımda üzerimde bir öküz varmış gibi hissediyordum hani içime öküz oturdu derlerdi ya heh işte benimde üstümde bir öküz vardı. Gözlerimi açıp etrafıma baktığımda üstümde bir adet bana mengene gibi sarılmış Savaş bulmuştum. Boynuma gömülmüşti. Boynumdaki düzenli nefeslerden Savaşın uyuduğunu anlayıp hemen üstümden atmak için omuzlarından tuttum. O kadar çok itmeye çalışmıştım ki ne onu üstümden atabiliyordum ne de uyandırabiliyordum.
-Savaşşş! Of üstüme çokmüşsün öküz gibi. Kendi kendime dediğime hafifçe kıkırdadığımda göğsüm hareketlenmişti Savaşda bu hareketimden rahatsız olduğunu belli edercesine mırıldanmıştı altında biraz daha kıvrandığımda uykulu sesini duymuştum
-Arya rahat dur uykum var.
-Ya ama benim yok hem kalk birazdan kahvaltıya çağırırlar saat 9 haddiiii!
-Ama benim uykum var ben uyuyacağıma göre sende benimle uyuyacaksın.
Savaşın her konuşunda çarpan nefesi ve üstimdeki bedeniyle daha fazla dayanamayıp susmak zorunda kalmıştım.
-Ya bir saattir uyuyorsun bir saat kalk artık üstimden snein yüzünden kıpırdayamıyorum bile.
Sonunda dayanamayıp ellerimi Savaşın sçalarına soktuğumda Savaş hoşuna giden mırıltılar yapmıştı. Saçını biraz karıştırdığımda ellerimin arasındaki bu yumuşak saça bayılmıştım bir gün mutlaka Savaşı saçları için rahatsız edip oynayacaktım. Biraz daha savaşın saçlarını karıştırsaydım aklımdaki hain planı uygulayamayacaktım. Savaşın en beklemediği bir anda saçlarını sertçe ama bir o kadar kopmasındna korkarcasına çektiğimde
-Aah Arya napıyorsun yaa manyak mısın kızım sen!
-kalk üstümden sende.
Sonunda Savaş üstümden kalkıp kendini yan tarafa attığında hemen üstümü düzeltip yataktan kalkmıştım arkadan Savaşın söylenmelerini duyuyordum ama cevap vermiyordum.
Banyoya girip ihityaçlarımı giderdikten sonra banyodan çıkıp giyinme odasına girdim.
Ahhh tabi ya daha üstlerimi yerleştirmemişlerdi dışarı çıkıp Savaşa bakındığımda banyoda olduğunu gördüm banyo kapısının önüne geçip tam kapıyı tıklayacağım sırada kapı açıldı.
-hayırdır kapımda mı bekliyorsun şimdide?
-senin dün gece yaptığın gibi mi?
Deyip sırıttığımda uzatmadan tekrar asıl söylemek istediğim şeye geldim.
-Neyse ben ne diyicem benim giyecek bir şeyim yok eşyalarım daha yerleştirilmemiş ne yapacağım.
-tamam ben senin eşyalarının nerde olduğunu sorup getiricem tamam mı?
-tamam çabuk gel.
Dedikten sonra Savaş çıkmıştı bir on dakika sonra Savaş elinde ik valizlerle geldiğinde hemen ayağa kalkıp valizlerimi elinden alıp sürükleyerek odaya götürdüm giyinme odasına girmeden teşekkür ettiğimde savaşın cevap vermesini beklemeden içeri girip altıma eşofman giydim. Savaşın üstünü çıkarmak istemiyordum hem üşendiğimden hem de uğraşamazdım çok acıkmıştım çünkü. Hızlıca dışarı çıktığımda Savaşa giyindiğimi söylemiştim o da beni süzdükten sonra suratında çarpık bir gülümseme olmuştu ve giyineceğini söyleyip giyinme odasına girmişti, onu beklemeye karar verip odada oyalandım sonunda çıkıtğında üstünde beyaz gömlek altında siyah pantolon vardı ceketini de eline almıştı.
-Bir yere mi gideceksin?
-Evet bir kaç gündür şirkete gidemiyorum imzalamam gereken önemli bir kaç dosya var. Bir kaç saatliğine gidip geleceğim.
Onu onayladığımda birlikte odadan çıkmıştık merdivenlerden aşağıya inerken savaş sahiplenircesine elini belime koymuştu. kahvaltı sofrasındakilere yaklaştığımızda karan sonunda demişti.
Savaşla birlikte masanın bir diyer ucuna geçip oturduğumuzda kahvaltı yapmaya başladık. Savaş ayaklandığında ben hala tabağımdaki kahvaltılıkları yemekle uğraşıyordum.
(Mehmet ağa): işe mi oğul?
(Savaş):Evet baba bir kaç saatlik işim var gidip geleceğim.
Mehmet ağa savaşı onayladığında herkesin gözünü üzerimde hissettim ne var diye bakındığımda hicran teyze konuşmuştu.
-kocanı kapıya kadar geçir kızım işe gidecekmiş.
başımda dikilen Savaşa baktığımda tekrar hicran teyzeye dönüp - -kapı orda hicran teyze ben niye gösteriyorum ki
Diye sorduğumda herkes bu halime gülmüştü Savaşda kıkırdamıştı.
Hicran teyze tekrar konuştuğunda adettendir kızım kocan işe her gittiğinde onu sen geçireceksin. Dediğinde ben oflamış tabağımdaki yemeklere veda edercesine bakıyordum. Savaş bu halime kıkırdayıp üzerime eğildiğinde alnımla saçımın ortasına kısa ama etkili bir öpücük kondurmuş ve kapıya yönelmişti ben hala beni öptüğü yerde kalırken bi anda heyecanlanıp ayağa kalktım o heyecanla arkamdan sandalye düştüğünde sofradakiler bu halime gülmüştü ben de utanç içerisinde hızlı adımlarla kapıya yöneldiğimde Savaşın ayakkabısını giyiyor olduğunu gördüm.
Beni fark ettiğinde
-kocanı karşılmaya bu kadar meraklı olduğunu bilmiyordum karıcım demişti.
-aaaah ahh evimin direği kocamm benim. Seni karşılamayacağımda kimi karşılayacağım dediğimde Savaşla bu halime gülmüştük
-önceki haline geri dön arya sana son anda talibini bulup evde kalmaktan kurtulan yeni gelin tripleri yakışmıyor. Deyip güldüğünde bende onun dediklerine gülmüştüm.
Alnıma yöneldiğinde yine öpeceğini anlayıp gözümü kapatmıştım hiç bir hareketlilik olmayınca gözümü açıp baktığımda Savaşın bana muzipçe sırıttığını gördüm.
-Aa şey ım sen sen git hadi görüşürüz. deyip kapıyı Savaşın suratına kapattığımda savaşın uzaklaştığını kahkaha seslerinden duymuştum tekrar kahvaltıya geçtiğimde kimsenin masada olmadığını gördüm. Bende geri odaya çıkacakken mehmet amcanın sesini duydum.
-gelinim gel hele içeriye.
İçeriye geçip oturduğumda salonda bir tek karanla mehmet amca vardı.
-Senin namın her yerde yayılmış güzel gelinim!
-Anlamadım, ne namı?
-Her yerde seni konuşuyorlar bu güne kadar tavlada kimseye kaybetmemişsin Sağlim ağayla bile oynayıp yenmişsin onu.
Kiçük bir kıkırtı kopardığımda
-Bana tavla oynamayı mı teklif ediyorsunuz?
Mehmet amcada küçük bir tebessüm sunup karana baktığında karan da bana sen şimdi bittin bakışları atıp içeriye girip 5 dakika sonra elinde tavlayla gelmişti.
Yaklaşık iki saattir mehmet amcayla tavla oynuyordum ama hiç bir şekilde beni yenemiyordu bir çok taktik denemişti ama ben tek hamlemle yine onu yeniyordum. Mehmet ağa en son pes ettiğine dair söylendiğinde tavlayı kapatmış ve elimde turuyordum ee adeti yerine getirelim öyle değil mi?
-Al bakalım Mehmet ağa dediğimde mehmet ağa başarmamanın da etkisiyle bana sinirlice bakıyordu. Onun bu haline güldüğümde
-Merak etme mehmet amca bir gün sana taktiklerimi gösteririm ustasından öğrenmiş olursun dediğimde sonradan yanımıza gelen hicran teyze ve lara gülmüştü.
Ayağa kalkıp odaya gitmek için izin istediğimde odaya girip oyalanmak açısından kızları aramıştım. Bir iki saatte kızlarla konuştuktan sonra odanın kapısının tıklatılmasıyla kızlara görüşürüz demiş kapatmıştım.
-gel.
Odaya giren hizmetlilerden biriyle buyrun dedim.
-hanım ağam yemek hazırdır aşağı çağırıyorlar.
-Tamam gelicem...
-Fadime, hanım ağam.
Gülümseyip karşılık verdiğimde
-Fadime, savaş geldi mi?
-yok hanım ağam yolda olduğunu söylemiş ağam. 5 dakika sonra o da gelecekmiş.
-tamam fadime sağol dediğimde fadime dışarı çıkmış bende kendimi düzeltip ardından aşağı inmiştim. Masaya oturmamın ardından kapı çalınmış hizmetlilerden biri kapıyı açmıştı. İçeri savaş girdiğinde etrafa kısa bir göz atıp sonunda benim üzerimde durmuştu üstünü değiştirip geleceğini ve onu beklemeden yemeye başlayabileceğimizi söylediğinde hepimiz başlamıştık. Cidden çok acıkmıştım. Çorbamın yarısına geldiğimde Savaşın da merdivenlerden indiğini gördüm yanıma gelip omzuma elini sürttüğünde napıyor bu bakışlarımla Savaşa bakıyordum ama o beni aldırmadan saçlarımın arasına küçük bir öpücük kondurup yerine oturmuştu. Ben hala öpücüğün etkisindeyken o da dişlerini göstere göstere sırıtmıştı biri fark etti mi diye bakındığımda herkesin önündeki yemeğe odaklandığını gördüm bende daha fazla duramyıp çorabamı içtiğimde diğer yemeğe geçmiştim çatalımı tabağımdaki yemeğe batırdığımda başka bir çatalın tabağımın açısına girdiğini gördüm elin sahibine baktığımda bunun Savaş olduğunu gördüm ya sanki önündeki tabak dolu değilmiş gibi niye benim önümdeki yemekten yiyiordu ki zaten aç bir insandım ben.
Sinirli bir şekilde homurdandığımda Savaş bu halime sırıtmıştı. Sonunda tabağımı bitirdiğimde pardon yanlış oldu Savaşla birlikte tabağımı bitirdiğimde masadan kalktık salona geçip oturduğumuzda kahveleri önümüze koydular önümdeki kahveden içmek için eğildiğimde arkama geri yaslanırken savaşın kolunu arkamda hissettim ben ona bakarken o da bana bakıyordu arkamda duran eliyle saçlarımı alıp oynadığında. O beni izlerken bende ortamda geçen sohbeti dinlemeye çalışıyordum.
Kahve bardağımı içmek için eğildiğimde önümdeki kahve bardağının olmadığını gördüm acaba biri mi aldı diye etrafıma bakarken Savaşın elinde kahve bardağımı gördüm nerden anladın diye sormayın çünkü onun bardağı önünde duruyordu. Yüzümü ona yakınlaştırıp sessizce konuştuğumda
-Savaş benim bardağımı içiyorsun!
-Olabilir karım değil misin?
Elimi başıma vurmamak için kendimi zor tutuyordum bu adam beni çıldırtacaktı. Yemeğime göz diktiği yetmezmiş gibi şimdide kahveme göz dikmişti. Bende madem o benim kahvemi içiyor deyip onun kahvesini elime aldığımda ona bakarak bir yudum aldım ve sinsice sırıttım onunda bu hareketime karşı dudağı muzipçe kıvrılmıştı. Savaş bana yaklaşıp konuştuğunda
-Bak sende benim kahvemi içiyorsun ama ben bir şey diyor muyum?
-Olabilir sonuçta kocam değil misin?
Bu dediğimle kahkasını tutamamış gülmüştü. Etraftakiler sohbetini kesip bize döndüğünde Savaşın neden kahkaha attığını merak ediyorlardı. Savaş herkesi aydınlatmak üzere seslice konuştuğunda utancımdan ölmek üzereydim.
-Karıcığımın uykusu gelmiş malum biz de yeni evliyiz uykumuz çok oluyor deyip
sürükleye sürükleye yatak odasına getirmişti.
-Ya Allahaşkına Savaş ne demek yeni evliyiz uykumuz çok oluyor!?
-e karıcım biz yeni evli değil miyiz uykumuzun çok olması normal çünkü yeni düğün yaptık.
Ben savaşa sen ciddi misin bakışları atarken o da benim bu halime kahkaha atmıştı. Beyefendi bugün kahkaha atmalara doyamadı!
-Savaş ordan bakılınca aptal gibi mi görünüyorum altındaki imayı anlamayacağımı mı sanıyorsun cidden? Hadi ben anlamadım YAA İÇERİDEKİ O KADAR İNSAN NASIL YANLIŞ ANLAMAMIŞ OLABİLİĞĞĞR! deyip sinirlendiğimde Savaş beni takmamış yatağa geçmişti.
-hem benim uykum yok ki ne diye getirdin beni?
-Benim uykum var o yüzden sende geliceksin. Dediğinde bir daha aşağıya inemeyeceğim ve inipte bir açıklama yapamayacağım için banyoya yönelip ihtiyaçlarımı giderip çıktım hava çok sıcak olduğu için giyinme odasına yönelip üzerime askılı şortlu geceliğmi giyip yatağa girdim. Yatağa girdiğimde Savaşa uzak yatıp yine en köşeye geçmiştim hiç uykum yoktu ki nasıl uyuyacaktım ben bi anda belimden tutulup çekilmemle sırtım sert bir göğüse çarptı. Savaşa dönmek istediğimde izin vermemiş daha sıkı tutmuştu.
-Savaş napıyorsun bırak beni.
-sessiz ol. Deyip saçalrımın arasından enseme nefesini üfledi bu napıyordu şuan ben kafayı yiyecektim. Savaş karnımdaki elini oynattığında ben artık yaşamıyordum. Savaş birazcık daha beni kendine çektiğinde şuan onu her şeyiyle hissedebiliyordum. Durması için bir şey yapmam lazımdı ama ben daha elimin kolumun nerde olduğunu bilmiyorken onu nasıl durduracaktım. Savaş saçlarımın arasından boyun girintime girdiğinde şuan uyumayacağını net bir şekilde karar kıldım. Boynuma yönelip nefesini verdiğinde içimi bir titreme almış ve bedenim kasılmıştı arkamdaki bedende bunu anlamış olacakki beni daha fazla zorlamak için boynumdan derin bir nefes alıp verdi. Ben daha fazla dayanamayıp bi anda yatakta ayağa kalktığımda Savaşın da
Boş bi anına gelmiş olmalı ki izin vermemesine müsade etmeden yatakta oturur pozisyona gelip sırtımı yatak başlığına koydum.
Yazardan...
Arya sonunda kendine gelebildiğinde yatakta oturur pozisyona gelip gözlerini karşısında onu izleyen adama çevirdi.
Savaş neden şimdi karısının oturur pozisyona geldiğini anlamayıp ona baktı. O da sırtını yatağa yasladığında Aryaya baktı.
-Savaş.
-Efendim Arya.
-Oyun oynayalım mı benim uykum yok hem seninde pek yok gibi.
Dediğinde Savaş onun bu imasını anlayıp kıkırdamıştı.
Savaş aklındaki düşünceleri durdurup etkili ve sakin bir sesle
-Nasıl bir oyun? Diye sordu.
Arya heyecanla bacaklarını birbirine bağlayıp sırtını yatağın başlığından ayırıp vücudunu Savaşa döndürüp oturduğunda Savaşa doğru dönüp heyecanla konuştu. Savaş da minik kadının bu heyecanına gülümseyip onun gibi karşısına geçip bacaklarını birbirine bağladı. Arya sonunda konuştuğunda
-birbirimize merak ettiğimiz soruları soracağız.
-hmm. tamam oynayalım ama ya sorulan soruya cevap vermek istemezsek, o zaman ne yapacağız...
Savaş biraz duraksadıktan sonra aklına bir şey geldiği için
ayağa kalktı Savaş giyinme odasına girip 5 dakika sonra çıktı geri yatağa oturduğunda elinde içki şişesi ve iki tane kadeh vardı. Arya Savaşın ne demek istediğini anladığında cümlesinin devamını Arya getirdi.
-o zamanda cevap vermek istemediğimiz sorular olduğunda, her cevaplamak istemediğimiz soru karşılığında bir kadeh içki içeceğiz?
Savaşın dudakları yana kıvrlıdğında Aryayı onaylamıştı.
Arya içinden kendini övdükten sonra hızlıca atılıp
-İlk ben başlıyorum. Dedi
Arya Biraz düşündükten sonra hep merak ettiği ve burda olmalarının sebebi olan soruyu sormaya karar verdi.
-Nur'u neden zorla evlenvdirmek istediniz?
-Hmm güzel bir soruyla başlayalım bakalım, şöyle ki Nurun evleneceği kişiyle Nuru bir gün yan yana gördüm normalde Nurun yanında hep kız arkadaşlarını falan görürdüm ama ilgimi çeken onun erkek olan bir arkadaşı olması değildi çocuğun Nura karşı olan bakışlarıydı yani böyle arkadaşça bakmıyordu ben ilk başlarda fazla kafaya takmasam da sonradan Nuru sürekli o çocukla görünce emin olmuştum. Nurun ona karşı bir şeyler hissedip hissetmediğinden emin olmadan bir şey yapmak istemedim. Bende çocuğun amacını anlamak için yanıma çağırdım aldım karşıma konuştum işte seviyor musun seviyorsan söyle Nurunda sana gönlü varsa bu işi halledelim falan dedim o beni onayladığında bu sefer Nuru yanıma çağırdım. Sürekli yanında gördüğüm bir çocuk var sende gönlü varmış sndinde rızan varsa istemeye gelsinler dedim tabi ben nereden bilicem ki benim bahsettiğim kişiyle Nurun bahsettiği kişinin aynı olmadığını.
Arya Savaşın dediklerinin bitmesiyle şaşkınlığa uğradı sonra hızlıca kafasını sallayıp Savaşın devam etmesi için sessizce bekledi.
Savaş devam ettiğinde
-sonra işte konuştuktan bir gün sonra bu çocuk aileisnide alıp geldi bizim eve, tabi herkesin heyecanı var bir telaş falan var Nurda o kadar mutlu ve heyecanlıydı ki bizde Nuru böyle görünce bu evliliği istediğini falan anladık işte misfirler içeri girdi. Nur kahveleri getirdi falan dağıttı ama yüzünde dehşet bir ifade vardı böyle korku hayal kırıklığı ve yanlış anlaşılmanın verdiği tedirginlikteydi bende tabi ha heyecandandır falsn deyip uzstmadım. Sonra işte konu istemeye geldiğinde babam sabahtan beri kızını heyecanlandıran bu çocuğa tamam demişti. Tabi misafirleri sonunda uğurladığımızda Nurun ağlayıp slaona girdiğini gördüm. İşte ben o adamla evlenmek istemitorum o benim arkadaşımdı benim evlenmek istediğim adam farklı biri ben bu adamla evlenmek istemiyorum gibi bir sürü şey demişti. Tabi herkes şoka girmiş ne diyeceğini bilmiyordu en sonunda oturup konuştuğumuzda herkes babamın kararını merak ediyordu eğer o tamam olmayacak derse bu iş biticekti ama iki aileyi birbirine düşürüp kan davası çıkmasına yol açacaktı. Babam Nura evlenmek zorundasın deyince Nur yalvarmış yakarmıştı ama babam hiç bir şekilde onu dinlemiyordu bu işte benim de hatam vardı tabii ki buyüzden bende kızkardeşimin zorla evlenmesini istemedim gittim çocuğun ailesiyle çok ayrıntı vermeden konuştum onlarda beni reddettiğinde artık yapacak başka bir şey bulamıyordum. Ya babam evlenme işini reddedicek kızı için oğullarını ve geleceğini karşısına alacaktı ya da oğulları için kızını feda edicekti.
Sonra bir gün biz kahvaltı yaparken nur kahvaltıya gelmedi. Annem gidip yukarıya baktığında elinde bir kağıtla geldi. Kağıttada nur sevdiği kişiyle kaçtığını falan yazmıştı. Biz o telaşla kalkıp bütin mardini aradğımızda onları havaalanında yakaldık. Sonrasınıda zaten biliyorsun.
Dediğinde şuan yüzümde saçma sapan bir ifade olduğuna yemin edebilirdim.
-Ne yani ben şimdi saçma sapan bir yanlış anlaşılma yüzünden mi zorla evlendirildim.
-Evet saçma sapan bir yanlış anlaşılma yüzünden zorla EVLENDİRİLDİK!
Diyen Savaşla sinirlerim gerildi. Artık olan olmuştu. Arya bu saatten sonra hesap sorsada boşaydı. Savaşın sesini duyan Arya kendine geldi.
-tamam sıra bende benim sana sormak istediğim bir soru var.
-Mardine gelmeden önce ne işle meşguldün hayatın nasıl gidiyordu?
-Yani şimdi Savaş dışardan nasıl gözüküyorum bilmiyorum ama aptal değilim.
Savaş Aryanın ne demek istediğini anlamadığına dair tek kaşını kaldırıp sorgularcasına baktığında Arya kendini aydınlatmak için tekrar konuştu.
-yani evleneceğin kadını illa ki araştırmışsındır öyle değil mi? Bu soruyu sorman saçma oldu o yüzden.
Aryanın söyledikleriyle Savaş bu kadının bilmişliğine dudakları kıvrıldığında aklında olan ama sormaya korktuğu bir diğer soruyu sordu.
-tamam başka bir soru soruyorum o zaman. Deyip Aryadan onay aldığında devam etti konuşmasına.
-Beni ilk gördüğünde ne hissettiniz Arya Ateş?
Arya bu soruya karşı bir kadeh içki alıp içtiğinde Savaş neden bu souya cevap vermediğini anlayamadı. Bu sorunun cevanını mutlaka almalıydı.
-mmmh ekşiymiş. O zaman ben soruyorum. Diyen Aryayla Savaş da onay verdi.
-Sen beni ilk gördüğünde ne hissettin?
Savaş bu soruya cevap vermek için dudaklarını açtığında karşısındaki meraklı meraklı bakan kıza inat doldurduğu kadehi eline alıp bir iki yudumda bitirdi. Aryaya dönüp
-bu arada senin içkiyle aran iyi midir mesela kaç kadeh sonra sarhoş olursun.
-Bu sorunun cevabını verisem soru sorma hakkını kullanmış olursun tamam mı?
Savaş sırıtarak peki öyle olsun dediğinde karşısındaki kadını dinlemeye başladı.
-hm galiba en fazla üç kadeh içebilirim sonra bendeki kayışlar kopuyor. Yani içkiyle aram öyle mükemmel değildir.
Savaş duyduklarıyla sinsice sırıttığında Arya tekrar konuştu.
-ya senin, senin aran iyi midir içkiyle?
-Bu sorunun cevabını verisem soru sorma hakkını kullanmış olursun. Diyen Savaşla Arya onun dediklerini ona söyleyen Savaşla küçük bir kıkırtı koparmış ve tamam demişti.
-galiba benim sarhoş olmak gibi bir ihtamilim yok. İçkiyle aram gereğinden fazla iyidir.
Arya onu onayladığı da buna ilk başta şaşırsada sonradan karşısındaki kişinin Savaş olduğunu hatırlayıp şaşırmasın şaşırdı. Aklındaki olayı bitirdiğinde Savaş sormuştu
-sıra bende. Öhöm Kaç tane Sevgilin oldu?
-hm özele girmek serbest miydi?
-elbette sonuçta istediğimiz soruyu sormakta özgürüz öyle değil mi cevap vermek istemezsen diye içki içiyoruz ya burda.
-doğru o zmaan ben bu soruyu cevaplayım. Şöyle ki benim hiç sevgilim olmadı.
Bu dedikleriyle şaşıran ve dalga geçtiğini düşünen kadına alaylı bir gülüş sunduğunda.
Arya alaylı hareketini anlamamıştı.
-Hadi Arya birbirimize karşı dürüst olacağız demiştik. Bu zamana kadar kimsenin sana dokunmadığını söyleyemesin bana. Deyip bir daha dalga geçercesine gülen Savaşla Arya sinirlenmiş ve kışkırtıcı bir şekilde dudaklarını yana kıvırıp konuşmuştu.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 17, 2022 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

BERDELE MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin