6. Bölüm

248 16 0
                                    

Medyada Savaşın fotoğrafı var yakın zamanda karekter tanıtımı yapacağım.
Keyifli okumalar😘

Arasla Nurun karşısında durduğumuzda Savaş konuşmuştu.
-Hayırlı olsun!
Aras başını salladığında Nurda abisine dönüp
-Sağol abi. Demişti
Bende lafa girip kısa Bi şekilde Hayırlı olsun demiş ve onların yüzüne daha fazla bakmadan dedemlerin olduğu masaya dönmüştüm.
Ben masaya giderken Savaşta bir kaç şey konuşmuş masasına ilerlemişti. Hala Arasa kırgındım ne zaman affederim ya da affeder miydim bilmiyorum...

Dedeme bakındığımda babannemle birlikte masaları gezdiğini gördüm. Büyük ihtimalle misafirlere hoşgeldiniz falan diyorlardı. Ayağa kalkıp dedeme doğru ilerlediğimde koluna girdim ve olduğu masadaki kişilere kısa bir baş selamı verdim. Dedem sonunda sohbeti bitirdiğinde farklı bir masaya yönelirken babannem konuşmaya başladı.
-insanlarla tanışmak istemdiğine göre söyle bakalım ne istiyorsun Aryam?
Ah babannem bir şeyde anlama be güzel kadın ben ona samimi olduğumu düşündüğüm bir tebessüm yollarken dedemin sesini duydum.
- çiçeğim ne işler karıştırıyorsun bakalım?
-Bir bakayım kim var filan dedim dedecim, yoksa ne iş karıştırıcağım ki?
-Sen onu benim külahıma anlat. Hadi hadi söyle niye geldin?
Babannem in sesiyle tekrardan aynı yalanı söylemeye devam ettim.
-hiiç babannecim öylesine.
Dedem bana bir bakış attığında bende dedemi durdurup etrafa kısa bir bakış atıp dedeme döndüm,
-dedecim sen Ateşlerin masasına hoşgeldin demiş miydin?
Dedem bana anlamak ister gibi baktığında benim beklediğim cevabı verdi.
-Hayır gitmedim. sen niye soruyorsun?
-he dedecim öylesine soruyordum. Bak hazır herkes masadayken gidelim de hoşgeldin diyelim torununuzla ne dersiniz?
-Sen Bi işler karıştırıyorsun ama hadi hayırlısı. Diyen dedemle
şirince olduğunu düşündüğüm gülümseme mi dedeme sundum. Geldiğimiz yönün sol tarafına doğru dönüp Savaşların masasına doğru yürüdük. Biraz daha ilerlediğimizde bizi ilk farkeden Savaşın arkadaşlarından olduğunu düşündüğüm(Asaftan bahsediyor) farketti. Nerdeyse bir kaç adım kala Savaş ve babasıda farketmiş Savaşın babası yanındaki ağaların kararını öğrenmek için gittiğim Savaşların konağında babaannemin yanında oturan, kadına dönüp bir şey demiş ve hepsi birden ayağa kalkmıştı. Büyük ihtimalle Savaşın annesi oluyordu bu kadın ve galiba bizim geldiğimizi söylemişti.

Sonunda masanın önünde durduğumuzda Dedemin konuşmasını bekledim.
-hoşgeldiniz Mehmet Ağa
-Hoşbulduk Sağlim Ağa. Sizde hoşgeldiniz.
Dedem ve babannem baş selamı verdiğinde bende hemen sol tarafıma dönüp Savaş Ağaya doğru dönüp
-Sizde hoş geldiniz düğünümüze Savaş Ateş!
Dedim. Savaşın yüzünde belli belirsiz bir sırıtış olduğunda
Dedem ve babannem hatta Savaşın annesi olduğunu düşündüğüm kadınla babasıda benim özellikle Savaşa hoşgeldin dememe garip garip baksalarda bu masada bir tek geçen günkü savaşın arkadaşları ve Savaşın annesinin yanında duran genç kızda bize imalı bir şekilde baktığında ben pek umursamadan intikamımı almış olmanın sevinciyle konuşmaya başlayan dedemi dinledim.
-Savaş ve Aryanın düğünü bu hafta sonu olacak biliyorsunuz...
Dedem bana kısa bir bakış attığında bende ona dikkat kesildim. Benimle birlikte Savaşta masaya geldiğimden beri bende olan gözlerini çekmiş dedeme kulak asmıştı.
-O yüzden çok zamanımız kalmadı. Düğün alışverişiydi, hazırlıklarıydı derken anca yetişir. Bundan sebep bizim hanımlarda uygun görürse yarın tüm kadınlar toplanıp düğün alışverişine çıksın. Sende uygun görürsen bizde erkeklerle düğün işlerini konuşalım Mehmet ağa.
Dedem herkesten onay aldığında ben hala benim evleneceğim düğün hakkında konuşulanları izliyordum. Dayanamayıp sinir ve alay barındıran sesimle konuştuğumda;
-tabi ya siz halledin. Ah bu arada kim evleniyordu ben pek Bilmiyorum da malum ZORLA evlendiğim biriyle benden habersiz yapılan planlarla, evlenen kişinin ben olup olmadığına emin değilim!
Alayla söylediklerim karşısında Dedem bana dönmüş ve benim korkacağımı düşündüğü bir bakış attmıştı. Ben hiç oralı olmamıştım. Şuan umursadığım düğün falan değildi sadece benimde bir şekilde bu konulara dahil olmam gerektiğini ve benimde saygınlığım olduğunu göstermek istiyordum.
Bu sefer adını henüz bilmediğim Savaşın annesi olarak tahmin ettiğim kadın konuştuğunda
-tabii ki güzel kızım evlenen sensin ağalar şimdilik üstü kapalı konuşuyor ama senin ayriyeten istediğin bir şey varsa bize söylemen yeterli biz hemen yaparız sonuçta bir kere evleniceksin öyle değil mi hanım ağam?
Savaşın annesinin söylediklerinden sonra babaanneme dönüp konuşmuştu. Babnnemde öyle tabi demiş ve bana güven verircesine bakmıştı.
Ben hemen konuya girip siz kaşındınız der gibi bakıp hala adını bilmediğim Savaşın annesine döndüm
-pardon siz?
Benim sorudan sonra hemen kendini tanıtmak için lafa girmişti
-ah ben hicran güzel kızım Savaşın annesiyim.
Bana sürekli kızım demesi içimdeki kimsesizliği Örtüyordu. O kadar içtendi ki şuan rol mü yapıyor yoksa herkes burada diye mi böyle yapıyordu bilmiyordum. Ya da gerçekten böyle biri mi anlam vermedim. Çok kafama takmadan söze girdiğimde
-hicran hanım
Lafımı tamamlayamadan hicran hanım tekrar lafıma girdiğinde
-hicran anne demen yeterli canım resmiyete gerek yok.
Hicran anne? Anne lafını kullanmayı bırakın hadi el insaf bu şey için bu kadar erken değil mi ben daha 10 yaşımdan beri anne lafını bir kere bile başka birine söylemeyen ben! Karşımda bana bu şekilde sevgiyle bakan kadına nasıl söylerdim. Bi anda benim durgunlaşmamla Savaşın annesi yanlış bir şey söylediğini anlayıp etrafına baktığında, babaanneme bakıp ondan güvence almak istedim. Galiba en çok yanımda olan insan oydu. Tekrar karşımda bana üzgünce bakan kadına döndüğümde söze girdim.
-Hicran teyze...
En azından resmiyetsiz ama o kelimeyi kullanamadım bunu bir tek benim güzeller güzeli kokan anneme söyleyebilirdim. Bana samimi olduğu bir tebessüm ettiğinde bende ona küçük bir tebessüm sundum. Ve sözlerime kaldığım yerden devam ettim.
-madem evlenecek kişi benim o halde düğün istemiyorum.
Herkes bana şaşkınlıkla bakarken gözüm Savaşa kaydı oda ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu tek kaşını kaldırıp bana baktığında kimsenin konuşmasına müsaade etmeden tekrar konuştum.
-bir düğün istemiyorum çünkü sade bir nikah yapsak yeterli olur. Sonuçta istemediğim bir düğünde gülerek evlenip bir de oynayamam. Bana kalsa gelinlik yerine kefenle çıkardım ama malum olaylardan dolayı bu dünyadan da gidemiyorum.

bu sefer masaya geldiğimizden beri sesi çıkmayan Savaşın sesini duydum.
-Annee! Düğün hazırlıklarına başlayın siz! Kim neyle çıkmak istiyorsa çıksın bu dünyadan gitmek istiyorsada belli bedeller vericek bunu bile bile yapsa iyi olur, haadiyorsa ben bu bedeli vermek istemiyorum! O zaman o düğünde gelinlikde giyecek o nikah masasında benim yanımda durup güle oynaya o düğünden ayrılacak.
Bu sefer bir adımla önümde durduğunda ben hiç kendimden taviz vermeden dimdik ona bakmaya çalışıyordum çalışıyordum diyorum çünkü boyu fazla uzundu ve sinirli olduğu için bunu pek sorun etmiyordu. Dibimde durup sinirli Bi şekilde bastıra bastıra söyledikleriyle artık taşma noktasına gelmiştim.
-Sana bir seçme hakkı verilseydi şuan burada olmazdın! Şimdi burada durupta bize laf ebeliği yapma, Annem sana düzgün bir soru soruyorken adam akıllı cevap ver! kimse burda seni umursamıyor. Saçma sapan laf kargaşalarını kes artık!

Ben onun dedikleriyle şoka girerken 10 dakika önceki adamla şimdiki adamın aynı olup olmadığını sorguluyordum bu hep böyle mi olucaktı. Bir iyi  kötü mü olucaktı bana karşı. Bana karşı annesini korumuştu neden yapmıştı ki ben annesine sanki kötü bir şey mi demiştim sadece içimden geçen şeyleri açıkça herkese söylemiştim ve artık cidden dayanamıyordum. Gözlerimin dolduğunu farkettiğimde gözlerimi kapatıp tekrar açtım dibimde duran Savaşta bunu farketmiş ve benden bir adımla uzaklaşmıştı. Gözlerimin doluluğunun geçtiğinden emin olduktan sonra, gözlerimi açıp direk Savaşı odak noktam olarak belirleyerek, Savaşa doğru bir adım atıp az önce onun açtığı boşluşu kapattım şuan gözlerimden bile belli olacak bir öfke vardı. Savaş benim bu halimi görünce ilk irkilmiş sonrada artık yüzümde nasıl bir ifade tskınmışsam bana korku dolu bakıyordu. Sonunda ağzımı açtığımda kendimden bile beklenmeyecek şeyleri söyledim.
-İYİ O ZAMAN BUNDAN SONRA KENDİNE EVLENECEK BAŞKA BİRİNİ BULURUSUN SAVAŞ AĞA, ÇÜNKÜ BUNDAN SONRA NE BAŞKALARINI DÜŞÜNÜP KENDİNİ ATEŞE ATAN BİR ARYA, NE De BU ZAMANA KADAR SESSİZLİĞİNİ KORUYAN BİR ARYA BULABİLECEKSİN!

bu sözlerimle birlikte koşarak oradan çıkmıştım. Dedemin ve babaannemin haykırışlarını duymazdan gelerek arabama binmiştim. Nereye gideceğimi bilmeden sürüyordum. O kadar sinirliydim ki resmen beni herkesin içinde küçük düşürmüştü. benim sözlerimin umursanmadığını söylemişti. Ama bir andan da haklıydı çünkü eğer benim sözlerim umursansaydı berdel saçmalığı olmazdı. Ama en çok kırıldığım nokta şu olmuştu benden o kadar önemsiz bir şeymişim gibi bahsediyordu ki önceki adamla şimdikinin o olmadığına yemin edebilirim. Ben onun bu yaptıklarını aklıma getirdikçe sinirle direksiyona bir kaç kere vurduğumda en sonunda yol beni, geçen gün geldiğim uçurumun kenarına getirdi. Hızlıca inip derin derin nefesler aldığımda sakinleşmeyi bekliyordum.
Bir şey bulmam lazımdı kafamı dağıtmam lazımdı yoksa bu sinirle hiç iyi şeyler yapmayacaktım oyalannmam lazım bir şekilde ya da deliricektim sinirden. adam akıllı öfkemi kusamamayıp koşa koşa buraya geldim ya cidden deliricektim bir tane yüzüne bir yumruk patlatayım ya en azından o sözlerinin hesabını ona tam anlamıyla yedirmemiştim!
Aklıma gelenle sinsice sırıttığımda görülmemiş bir hesabım olduğu aklıma geldi en azından şimdilik başkalarının hesabını kapatabilirim!

1324 kelime olabildiğince uzun yazmaya çalışıyorum lütfen emeklerimin karşılığını verip, beğenmeyi ve yorum yapmayı unutmayın ❤️
Bir sonraki bölümde görüşmek üzere...

BERDELE MAHKUMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin