⚜Hissedilen Karmaşık Duygular⚜

143 16 0
                                    


Yazar Anlatımıyla 

  Zeynep kaskatı kesilmişti. Daha önceden bildiği bir şey olsada yeni yeni idrak ediyordu. İçinde bir yerlerde bu durumu kabullenebilmiş değildi. Ne olursa olsun 17 yıl anne baba dediği kişilerin ona böyle bir şey yapmasını yediremiyordu. Onu başından atmak için bile bu yalanı söylediğini düşünmüştü ama şimdi gerçek tüm çıplaklığıyla karşısındaydı. Gözlerini sıkıca yumdu. Ağlamak istemiyordu. Hem artık mutlu olması gerekmiyor muydu? Beliz Hanım'ın ne kadar güzel bir anne olduğu ortadaydı. En azından artık anne sevgisi hissedebilirdi. Hissederdi değil mi?

 Ediz Bey de karmaşık duygular içerisindeydi. Onun kızı olduğundan emindi. Zaten nasıl emin olmasındı ki? Kızı onun tıpatıp aynısıydı. Ama içinde ona heveslenmemesini söyleyen bir tarafta yok değildi. Daha öncede buna benzer bir şey yaşamıştılar. Kızlarının ölmediğine inandırılmıştılar sonuç ise hayal kırıklığıydı. Bundan korktuğu için kızı ile yakınlaşamamıştı. Bir hayal kırıklığı daha yaşamak istememişti. Şimdi ise test sonucu kızının gerçekten ölmediğini karşısındaki güzelliğin kızı olduğunu söylüyordu. İçi buruktu. Kızını koruyabilmiş olsaydı şimdi karşılarında bu kadar çekingen olmazdı.

 Kızına doğru ilerledi koltuğun önünde çömelip nazikçe ellerini tuttu. Bir yandan da iç geçirmeden edememişti. Daha erken tutmalıydı bu minik elleri.  Gözlerini yüzüne çevirdiğinde Zeynep'inde dolu gözlerle ona baktığını gördü. Boğazını temizledi. Ağzından tek çıkabilen "Özür Dilerim." oldu. Daha fazla dayanamayarak avucunun içindeki minik elleri koklayıp öptü. Hala ilk kucağına aldığı gibi kokuyordu kızı. Hiç indirmemeliydi kucağından hep güvenle saklamalıydı bebeğini. Pişmanlık içini kavuruyordu. Diğer aile üyeleri çökmüş vaziyette onları izliyorlardı. Beliz Hanım çoktan ağlamaya başlamıştı. O da Ediz Bey ile aynı duyguları paylaşıyordu. Oğulları ise kendilerini yalan olmasına fazla kaptırmışlardı. Şimdi ne yapacaklarını bilemiyorlardı.

Beliz Hanım ayağı kalkacak gücü kendinde bulduğunda hemen kızının yanına gitti. Bakmaya kıyamıyordu, içi gidiyordu. En son 17 yıl önce gördüğü bebeği büyümüştü. Gözündeki yaşları silip her zamanki tebessümünü dudaklarına koyarak ortamdaki hüzünlü havayı dağıtmaya çalıştı.

"Şuna bakın hiçbir evladım bana benzemiyor. En azından sen benzeseydin ya annene kızım"

Annesinin ne yapmaya çalıştığını anlayan Aker daha öncede içi kaynayan kıza doğru yaklaşıp muzip bir sesle konuştu.

"Eee anne hamilelikte en çok kime bakarsan ona çekermiş. Aynı ben baksana bize."

Zeynep'i hafif kaydırıp yanına sırnaştı. Ediz Bey'de yalandan kaşlarını çatıp Aker'e bakarak onlara katıldı.

"Eşşeksıpası 5 yaşına gelmiştin ama yanımızdan ayrıldığın mı vardı."

Zeynep ortada dönen konuşmaya karşı bulunduğu ruh halinden sıyrılıp kıkırdadı. Anında ona dönen bakışlara karşı utanmadan da edemedi. Beliz Hanım kızının utandığını görüp hemen söze girdi.

"Hadi hadi kahvaltıya. İşiniz gücünüz yok mu sizin? Kaç yaşına geldiniz hala biz diyoruz." 

Çabucak kızının koluna girip yemek salonuna doğru götürdü. Herkes masaya oturduğunda kahvaltı yapmaya başladılar. Zeynep biraz daha tuz dökmek için masada tuz ararken ulaşamayacağı yerde olduğunu gördü. Aynı zamanda tuzun yanındaki kişinin adınıda bilmiyordu hala öğrenmemişti. Sıraç kardeşinin bu halini gördü utandığı için isteyemediğini düşünmek içini sıkıştırdı. Tuzu alıp Zeynep'e doğru uzattı. Zeynep şaşırarak tuzu elinden aldı.

"Şey... Teşekkür ederim." diyebildi.

Beliz Hanım o an kızına abilerinin isimlerini söylemeyi unuttuğunu farketti. Bu onu biraz utandırmıştı, kaç yaşında kadındı aklına nasıl gelmezdi. Bu durumu düzeltmek için söze girdi.

"Kızım artık sonuçlarda açıklandığına göre seni abilerinle tanıştırayım." dedi. Zeynep kafa salladığında sözlerine devam etti."

En başta oturan kumral, uzun boylu adamı gösterip "Bu en büyük abin Sıraç 30 yaşında.  Kendisi doktor zaten hastahaneye gittiğimizde de anlamışsındır. O hastahanede çalışıyor. 2 yaşında oğlu var görmüşsündür adı Ayaz"  Zeynep Sıraç'ı dikkatle incelerken Sıraç bembeyaz dişlerini göstererek kocaman gülümsedi Zeynep'e. Zeynep görünce utanarak kafasını eğdi.

Bu sırada Beliz Hanım Sıraç'ın yanında oturan Sıraç'tan birkaç santim kısa saçları ve gözleri kapkara olan adamı gösterip tanıtmaya devam etti.

"Bu ikinci abin Asil 26 yaşında babanın yanında şirkette çalışıyor." Zeynep onu incelerken titremeden edemedi. Çok soğuk duruyordu. Hemen gözlerini çekip sıradaki kişiye baktı.

"3. abin Aral 23 yaşında psikolog" Zeynep ilk geldiği gün bağıran kişinin Aral olduğunu farkedince göz ucuyla onu süzdü. İlk günki gibi sinirle bakmıyordu ama sevgi dolu baktığıda söylenemezdi takmadı sıradaki kişiye baktı.

"Son abin Aker 22 yaşında. Yazılım mühendisliği okuyor son senesinde." Zeynep Aker'i görünce yüzünde bir tebessüm oluştu. İlk gün onunda çok sevgi dolu olduğu söylenemezdi ama Zeynep için onu merak edip araması bile paha biçilemezdi. İçi kaynamıştı bir kere ona.

Aker, Zeynep'in tebessümünü görüp tebessüm etti. Abilerinede hava dolu bakışlar atmayı ihmal etmedi. Sonuçta Zeynep ilk ona tebessüm etmişti. İlk defa abi oluyordu içini çocuksu bir heves sarmıştı. Test sonucundan öncede pozitif çıkmasını çok istemişti. Zeynep gibi tatlı minik bir kardeşi olsun isterdi hep. O gece onu bulduğundaki hali içini sızlatmıştı sarıp sarmalamak istemişti ama daha önce buna benzer bir durum yaşamaları onlarda bir güvenlik mekanizmasi oluşmasını sağlamıştı.

 Zeynep Aker'e bakarken Asil'in de kendisine baktığını görmesiyle hemen kafasını eğdi. Asil'in donuk bakışları onu korkutuyordu. Mizacının böyle olduğunu anlamıştı ama geldiğinden beri ona karşı tepki vermemesi ne hissettiğini anlamasında yardımcı olmuyordu. Zeynep istenmemekten korkuyordu.

Asil Zeynep'in kendinden korktuğunu anlamıştı. Burnundan sesli bir nefes vererek masadan kalktı. Sinilenmişti. Neye sinirlendiğini oda bilmiyordu. İşe gidiyorum diyerek evden hızlıca çıktı. Ardından herkes doyup salona geçmişti. Zeynep ise onu istemediğini sanarak üzülüyordu. Bu yaşına kadar istenmemişti zaten şimdi biyolojik abileri onu istese nolurdu sanki. Aral'da istemiyor kesin diye düşündü. Oyuncağı elinden alınmış çocuk gibi hırçınlaşarak ağlamak istedi. Bu sıra kapıdan bir hizmetli abalanın kucağında ağlayarak gelen bebeği görüp ilgisini ona yöneltti.

Sıraç ayağa kalkarak ellerini ona doğru uzatıp ağlayan bebeğini kucağına aldı. Babasının kucağına gitmesiyle sakinleşen bebeğe baktı Zeynep. Bu bebek Beliz Hanım'ın az önce bahsettiği Ayaz olmalıydı. 2 yaşında olduğunu söylemişti ama bu bebek daha küçük duruyordu. Daha dikkatli incelemeye başladı. Sıraç'a benziyordu Ayaz. Zeynep Ayaz'ın katran siyahı saçlarının Asil'e mi yoksa annesine mi çektiğini merak etti. Ayaz'ın annesini hiç görmemişti ama sormak gibi bir patavatsızlık yapmadı.

Sıraç Zeynep'in meraklı gözlerle Ayaz'ı incelediğini görüp tebessüm ederek Ayaz'la beraber Zeynep'in yanına gidip koltuğa oturdu. Ayaz da Zeynep'i incelemeye başlamıştı.

"Halasını merak etmiş olmalı kucağına almak ister misin?" Sıraç'ın sözleriyle heycanlanıp başını salladı.

Ayaz kucağına geldiğinde ikiside birbirini anlamaya çalışıyordu. Sıraç onların bu tatlı haline iç geçirdi.

Bir olan bebeğinin iki olduğunu o an daha iyi anladı.


Bölüm Sonu

948 kelime

Duygularını fazla belli ettiremediğimi düşündüm bu bölümü biraz bunlara ayırdım.

Yakın zamanda yeni bölüm gelecek.

Okuyan beğenenler oy verip yorum yaparsa çok sevinirim :)



Fırtınadan Kaçan KırlangıçHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin