Bir insan uykusunda bile mutlu hissedebilir miydi? Ben hissetmiştim. Gözlerimi ilk defa bir günün bitmesi hayaliyle değil mutlulukla açmıştım. Başımda duran Ediz Bey nazikçe başımı okşayışlarına uyanmıştım. Kısık açtığım gözlerime ve uyumaktan şiştiğine emin olduğum yüzüme bakıp gülümsemişti.
"Günaydın biriciğim, kahvaltı hazır annenleri bekletmeyelim aşağıda" dedi. Kafamı sallayıp hızla yataktan kalktım. Dolaptan eşyalarımı alıp banyoya girdim. İşlerimi halledip aşağı indim. Herkes oturduğunda güzelce kahvaltımızı ettik.
Ediz Bey'e dönüp "Dediğiniz okula ne zaman başlayabilirim?" diye sordum. Ona ne zaman siz gibi saygı belirten bir ifadeyle konuşursam kaşlarını çattığı gibi yine çatarak "Babaya siz denmez küçük hanım." dedi. Yüzündeki küskün ifade o kadar komiktiki yinede gülmemek için kendimi tutup "Dediğin okula ne zaman başlayabilirim?" diye yineledim.
Hemen yüzünde memnun bir tebessüm oluşmuştu. "Sen ne zaman istersen o zaman."dedi. Artık okula gitmek istediğimden hemen söze atılarak "Bugün gitsem hem pazartesi bugün." dedim. Kafasını sallayarak "Olur yemekten sonra çıkarız seninle" dedi.
Beliz Hanım'da benim bu heyecanlı halime gülerek "Sonunda okula zorla göndermeyeceğim bir evlada sahibim çok şükür" dedi. Meraklı gözlerle ona döndüm. Benim baktığımı görünce konuşmaya devam etti. "Tüm abilerin şu an ne kadar iyi yerlerde olsalarda zamanında okula gitmemek için ne hasta numaraları ne oyunlar çevirdiler görsen hayretler içinde kalırsın. " dedi.
Ediz Beyde gülerek "Hayatım sende çok farklı değildin nasıl o kadar başarılı olduğuna çok şaşırırdım. Üniversitedeyken kaç kere bana hasta numarası yaptığını unuttun sanırım" dedi. Bunun üzerine Beliz Hanım'ın yanakları hafifçe pembeleşti. Onların o halini düşünüp gülmeden edemedim. Şu anki hallerinden o kadar uzaktı ki bu.
Ediz Beye dönerek "Peki ya sen? Sende mi okulu sevmiyordun." diye sordum. Karizmatik bir tavırla bana dönüp "Ben okula çok hevesle giderdim. Sen abilerinin aksine bana çekmişsin çiçeğim." dedi. Bundan oldukça gurur duyarmış gibi bir tavrı vardı.
Bizi sessizce dinleyenlerden Sıraç abim bana dönerek "Bu kadar hevesli olduğuna göre belli bir hedefin var sen ne okumak istiyorsun?" diye sordu. Bu konuda o kadar hevesliydim ki heyecanlı bir şekilde konuşmadan edemedim. "Psikolog olmak istiyorum." dedim. Aral'ın mesleğini ilk öğrendiğimde çok heyecanlanmıştım aslında ama o benden pek hoşlanmadığı için belli etmekten çekinmiştim. Şimdi bile bunu dediğim için yüzüne bakmaya çekiniyordum. Kim bilir neler derdi bunu dediğim için.
Beklediğimin aksine o hiçbir şey demedi. Aker abim konuşmaya dahil olarak "Bizim ailede genetik herhalde sende üçüncü olursun" dedi. Anlamayarak ona baktığımı görünce devam ederek "Annemde psikiyatrist bilmiyor musun?" dedi. Duyduğumla şok içinde ağzım açıldı. İşe giderken görmediğim için hiç mesleğini sormamıştım. Bu sefer heyecanla Beliz Hanıma döndüm belki Aral'dan çekiniyordum ama ondan çekinmeme gerek yoktu. Psikologla çok farklı şeyler değildi sonuçta. Onunla mesleği ile konuşmak için şimdiden heyecanlanmıştım. O da bu halimi fark ettiği için "Akşam seninle okuma saati yaparız sonrada konuşuruz şimdi kahvaltınız bittiyse doğru okula küçük hanım" dedi.
Ona 'tamam' anlamında kafamı sallayıp odama çıktım. Zaten üstümü giyinmiştim forma almamıştık. Forma giyiliyor mu bilmiyordum. Üzerimde okula abartı kaçmayacak kıyafetler vardı. Aynadan son kez kendime bakıp çantama iki test kitabı bir not defteri koydum. Ediz Beyi bekletmemek için hızla merdivenlerden iniyordum. Ayağımın kaymasıyla az kalsın düşecekken kapşonumdan tutulduğumu hissettim.
![](https://img.wattpad.com/cover/320732748-288-k906327.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fırtınadan Kaçan Kırlangıç
Ficção AdolescenteKoştum. Gideceğim yeri bilmeden koşmaya devam ettim. Kafam düşüncelerimle o kadar doluydu ki önümdeki taşı farketmekte gecikmiştim. Küçük taşlar ellerimde ince çizikler oluşturmuştu. Yerimde doğrulup üstümü düzelttim. Bileğimde ince bir sızı vardı...