Ruhumdaki Yorgunluk

770 75 13
                                    

Yaşadığı şeylere o kadar dalmıştı ki eve vardığını taksici seslendiğinde farketti. Parayı ödedikten sonra taksinin kapısını kapatıp apartmana doğru yürüdü. Sanki adım atacak hali yoktu. Ruhen yaşadığı şeyler ona bedenen koca birer yük olarak geri dönüyordu.

Ceketinin cebindeki anahtarı yorgunluktan titreyen elleri ile alıp yavaşça kapıyı açtı.

Kapıyı açar açmaz karşısına dikilen Ezo partiden canı sıkıldığı için erken ayrılmıştı. Ama eve gelir gelmez de aklı tek arkadaşı olan Alide kalmıştı. Aliyi hemen soru yağmuruna tuttu.

Ali ben canım sıkıldığı için eve gelmiştim gelmesemiydim

Benim yüzümden sen de mi erken ayrılmak zorunda kaldın partiden

Özür dilerim ben sen orada bi anda ortadan kaybolunca belki dışarı çıkmışsındır diye düşündüm

Bi dakika bi dakika sen niye hiç konuşmuyorsun bişeyin mi var neden yüzün bembeyaz

Ali tek arkadaşımın üzülmesini istemem bişey söylesene korkutuyorsun beni

Ali sadece sessizce yok bişey, ben yorgunum uyumaya gidiyorum diyebildi. Geride ne olduğunu anlamaya çalışan ve aklında binbir soru olan bir Ezo bırakarak hızlıca odasına gitti.

Odasına girer girmez kendini yatağa attı. Aslında hiç uykusu yoktu sadece belki uyursa  ruhundaki acının hafifleyebilecegini düşünüyordu genç adam.

Hastanede ise yavaş yavaş partinin sonuna yaklaşılıyordu. Güneş sırayla Adil Hocaya, Tanju hocaya ve Ferman hocaya veda ettikten sonra sıra arkadaşlarına veda etmeye geldi.

Doruk: Görüşürüz Güneş

Demir: Abi özletme kendini sık sık gel olur mu

Nazlı: Görüşürüz Güneşciğim burada da bi ailen var unutma

Gülin: Güle güle canım gitmeseydin ne olacaktı ya ben nasıl dayanacağım sensizliğe

Güneş: Üzülme lütfen sultanım sen üzülürsen benim de aklım burada kalacak. Seni çok seviyorum tamam mı

Doruk: A bizim karaşimsek nerde

Güneş: A evet bana veda etmeden gitmez herhalde değil mi

Tanju: En son benim yanıma gelip izolasyon odasına girmek için izin istemişti kriz geçirecek gibiydi.

Nazlının içinde bir anda bir korku oluştu. Kriz mi ya bişey olduysa Aliye yanında ya kimse yoksa gibi düşünceler sarmıştı beynini. Ama Nazlı Aliyi unutmamış mıydı buda neyin nesiydi şimdi. Neden onun için bu kadar endişeleniyordu.

Adil hemen Tanjunun gösterdiği tarafa doğru koştu. Ardından bütün ekip de peşinden geldi. Bütün odalara teker teker bakmaya başladılar. Ama nafile Ali hiçbirinde yoktu.

Adil eline telefonunu alıp Aliyi aramaya başladı. Tanjudan kriz geçirdi lafını duyduktan sonra içini bir endişe kaplamıştı. Oğlunu en iyi tanıyan oydu kriz geçirdiyse tek başına ne yapardı. Adil bunları düşünürken de telefonla Aliyi ikinci kez arıyordu.

Ferman ise Ali nin odada olmadığını gördüğünde odadan kendi başına çıkmış peki nereye gitti diye düşünüyordu. Sonra bir anda aklına az önce bulundukları odada Aliye söyledikleri geldi. Ve ne yaparsa yapsın banane diye geçirdi içinden.

Ali ise eve geldiğinde yattığı yatakta ruhundaki yorgunlukla beraber uyuya kalmıştı.

Alinin ruhundaki yorgunluk uyuyunca geçer miydi ki.

Neden herkes Aliyi bulamayınca bu kadar telaşlanmıştı oysa Aliyi yalnız bırakan onlar değil miydi?

Son pişmanlık Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin