Jk: bir cevap vermiyecek misin?
Jungkook gözlerimin içine o kadar masum bakıyordu ki bir an gözlerinde kaybolduğumu hissettim.
Tam jungkook'a cevap vermek için ağzımı araladığımda bir anda midemin bulantısı ile tekrar ağzımı kapayıp hızla jungkook'un üzerinden kalkıp tuvalete koştum, jungkook benim için endişelenmiş olacak ki peşimden gelmiş kusmama yardımcı olmak için saçlarımı arkadan tutuyordu.
Jk: iyimisin? Ne oldu birden bire?
Jungkook'un endişeyle sorduğu soruya her ne kadar cevap vermek istesemde midemin bulantısı yüzünden cevap veremiyordum.
Midemde bir şey kalmadığını hissediyordum. Ayağa kalkıp lavabonun yanına ilerleyip suyu açtığımda jungkook'ta peşimden geliyordu. Elleri saçlarımı tutarken bir diğer eliylede önüme gelen saçları geriye atıp duruyordu.
Jk: daha iyi misin?
Kafamı olumlu anlamda salladığımda jungkook'tan gelen sorular bir türlü bitmek bilmiyordu.
Jk: ne oldu ki birden bire? Yediğin bir şeymi dokundu acaba? Ama aynı şeyleri bende yedim, belkide dışarıda soğukta oturduğun için üşütmüşsündür? Hastaneye gitmeliyiz.
Kd: gerek yok iyiyim ben
Jk: olsun yinede gidelim
Kd: iyiyim dedim ya jungkook
Jk: peki madem eğer kötü hissedersen söyle doktora gidelim tamam mı?
Kd: tamam
Peki şuana kadar herşey iyiydi ama bundan sonra ne yapacağım? Jungkook'a bir cevap vermem gerekiyor ama şuan yüzüne bakabileceğimi sanmıyorum.
Kd: canım çok fazla kek çekti ben gidip hazırlayayım
Hızlı adımlarla tuvaletten çıktığımda jungkook'un "kaç kang dae hanım nereye kadar kaçabilirsin ki?" Dediğini duymuştum, yanaklarım hızla alevlenirken yanaklarımın domatese döndüğüne emindim.
Hızla mutfağa gelip çok yavaş bir şekilde kek'i tabaklara koymaya başladım ne kadar geç yaparsam kârımaydı kek'i yedikten sonra uykum geldi bahanesiyle kurtulabilirdim. Kekleri tabaklara yerleştirdikten sonra dolaptan kola çıkardım. Jungkook her an bu eve gelebileceğini göze alarak dolabı doldurmuş yani o öyle söyledi. Kolayı bardaklara doldururken belime sarılan ellerle irkilmiştim, ardından jungkook'un mükemmel sesi kulaklarımı doldurmuştu.
Jk: hâlâ bana bir cevap vermedin?
Bu durumdayken ona nasıl cevap vermemi bekliyor? Şuan bulunduğum durumu düşünmeyerek arkamı döndüm ve gülümsedim ona hislerimi söylemekten kaçınmayacaktım.
Kd: benim cevabım sözlerimde değil
Jungkook anlamıyan gözlerle bana bakarken "anlamadım?" Diye sorusunu yönlendirmişti.
Kd: benim cevabım gözlerimde saklı eğer iyi bakarsan anlarsın.
Jungkook geniş bir şekilde gülümseyip gözlerini gözlerime kilitlemişti, onun gözlerimin içine baktığı her saniye benim için çok özeldi ama bu kalp atışlarımı dudaklarımda hissetmeme engel değildi, belkide bu hisslerim onu her şeyden çok arzuladığım içindir. Jungkook'un bana yaklaştığını fark etmem ile gözlerimi kapatmıştım. Dudaklardımda hissettiğim yumuşak dokuyla içimdeki heyecan nirvanaya ulaşırken jungkook'u daha fazla arzulamaya başlamıştım, onu istiyordum fakat bu kez ayıkken istiyordum her anını, her zerresini beynime kazımak istiyordum, nede çok şey istiyordum değil mi? Dudaklarımın üzerindeki baskı hareket etmeye başlayınca bende dudaklarımı aralamış onun öpüşüne karşılık vermeye başlamıştım jungkook karşılık vermem ile dudakları yana kıvrılmıştı. Jungkook dudaklarımdan ayrılıp hızlı bir hareket ile belimi nazikçe kavrayıp beni tezgahın üzerine oturtup bacak arama girmişti. Tekrar dudaklarıma yöneldiğinde bu kez ben daha hızlı davranarak dudaklarımı onun dudakları ile birleştirmiştim.