"Kızım hadi geç kalıyoruz!"
"Jungkook oppa'da gelicek değil mi anne?"
"Gelicek kızım sanırım sen jungkook oppanı çok seviyorsun"
"Evet seviyorum anne onunla çok güzel oyunlar oynuyoruz"
"İyi hemen gidelim o zaman" annem elimi tuttuğunda tam evden çıkıyordu ki onu durdurmuştum.
"Anne! Ayıcığımı unuttum eğer onu götürmessem jungkook oppa bana küser"
"İyi hadi odandan al, gel de gidelim artık"
****
Bunu demesiyle olduğum yerde kala kalmıştım. O muydu yani? Ama o ölmemişmiydi? Bu nasıl olur?
Kd: S-sen ölmemişmiydin?
Jk: ne ölmesi? Öldümde haberim mi yok?
Kd: ama annem sen ve ailenin bir trafik kazası geçirdiğinizi ve arabada ölü bulunduğunuzu söyledi bana.
Jk: hayır kang dae öyle bir şey olmadı. Bunca zaman babmda sizi arıyormuş sonunda bulabildik sizi.
Kd: nasıl? Ben hiç birşey anlamadım?
Jk: hani o gece size gelmiştik ben senin odanda senin babanın fotoğrafına bakıyordum?
Kd: evet
Jk: ben o zaman sen gelmeden önce fotoğrafın fotosunu çekmiştim. Bugün babam evime geldiğinde ona gösterince herşey açığa kavuştu. Bende ilk başta bilmiyordum sen olduğunu, O yüzden babam seni akşam yemeği için davet etmemi söyledi, Aslında sana yemekte söylicektim fakat dayanamadım sonuçta yıllar sonra ilk aşkımı buldum bu yüzden söyleyip söylememek konusunda emin değildim.
Kd: ben hala olayın şokunu atlatamadım. Senin o olduğuna emin olmak için bir şey sorabilir miyim sana?
Jk: tabi sor.
Kd: "JUKA" yani o ayıcığın bir gün biz bir parkta oynarken bir yeri yırtılmıştı neresi yırtılmıştı?
"Lütfen doğru olsun lütfen" diye tanrıya çoktan yalvarmaya başlamıştım bile.
Jk: sol bacağı yırtılmıştı ayrıca parkta değil bizim evin bahçesindeydi.
"İşte bu!" Bu gerçekten o diye içimden mutluluk çığlıkları atarken dışarıya ise sadece sakin tarafımı yansıtmaya çalışıyordum.
Kd: sen gerçekten o'sun
Jk: evet Beni özlemedin mi?
Kd: ha? Şey yani evet.
Jk: insan özlediği birine sarılır diye biliyorum ben.
Gözlerimi devirmeden edememiştim
Kd: hâlâ kendini beğenmişin önünde gidenisin.
Jk: hiçte bile
Kd: evet öylesin! Hatırlıyor musun ayıcığın ismini koyacağımız zaman "benim ismim olsun! Senin ismin çok kötü" Diye beni ikna etmeye çalışıyordun ben ise sana "hayır benim ismim olacak! Asıl Senin ismin güzel değil!" Diye sana bağırmıştım sonrada
Jk: sonrada annemler gelmişti bize "neden kavga ediyorsunuz siz?" Diye sormuşlardı biz sebebini söyleyince de bize gülmüşlerdi. Sonrasında ise ikimizin isminin ilk iki harflerini birleştirmişlerdi bizde o ismi ayıcığa koymuştuk.
Kd: çok adil olmuştu sonrasında oyun oynamaya devam etmiştik. Özledim o günleri o zamanlar masumduk tek kavgamız bu tarz basit şeylerdi.
Jk: evet gerçekten çok özledim o günleri.