!!

218 13 10
                                    

Fırat'ın arkasından giren Sasha'yı görünce kimse garipsememişti, Fırat'ın düğün için yana yakıla piyanist aradığını ve ne zamandır gittikleri barın sahibine ulaşmaya çalıştığını herkes biliyordu. Herkesle selamlaşıp tokalaştı Sasha, sıra en sona bıraktığı Barışa gelmişti. Kendine hissiz bir ifade ile uzatılan eli sıkıca sıktı, sahte bir gülümseme ile selamladı Barış'ı.

"Merhaba. Barış Bey."

"Tekrardan merhaba."

Aralarındaki gerginlik herkesin dikkatini çekmişti, Büge ise o tarafa bakmamaya çalışıyordu. Sasha Barışla da tokalaştıktan sonra boş bulduğu bir koltuğa oturdu. Fırat ve Zeynep mutfakta masayı kuruyorlardı, her şey hazır olunca seslendiler yemek yenilmesi için. Herkes yemekte düğün hakkında konuşuyordu, o da hiç bir şeyden haberi olmadığı için onları dinliyordu. Bir anda muhabbete katılmak zorunda kaldı Fırat'ın ona seslenmesiyle. 

"Sasha Hanım?"

"Buyurun Fırat Bey"

"Size bara gittiğimiz geceden beri ulaşmaya çalışıyorum, Cemre'den aldım numaranızı fakat sanırım yanlış verdi. Aradım aradım kullanılmıyor dedi. Direkt konuya gireyim, eğer sizde kabul ederseniz düğünde piyano çalmanızı rica edeceğim."

"Tabii ki, neden olmasın. Seve seve."

"Çok sevindik gerçekten, çok teşekkürler. Yalnız, şu klasik, bütün düğünlerde çalan müzik değil de, biraz daha orijinal bir şeyler istiyoruz. Yani, piyano çalarken Zeynep bana doğru yürüyecek, oradan da ilk dansımızı yapacağız, tabii uygunsa sizin için o gece ki gibi söylemenizi de isteriz."

"Tamamdır, sonradan sizinle özel konuşup ayarlayalım." 

Gülümsedi Sasha, bu insanlara ısınmıştı şimdiden, çok sıcakkanlı ve güler yüzlülerdi, Barış hariç. Yemek boyunca Sasha'ya imalı imalı bakışlar atıp surat buruşturmuş, hele eve gittiğinde Büge'nin üstünde olan gömlekle geldiğini görünce kıskançlıktan kudurmuştu. 

Yemek bittiğinde Fırat, Sasha, Tahir terasa çıkmış, orada oturup muhabbet ediyorlardı. Büge mutfakta Zeynep'e yardım ediyor, Barışta hem Büge, hem Tahir, hem de Sasha'dan uzak olmak için balkona çıkmış, tek başına oturuyordu. Zeynep önceden yaptığı tatlıyı çıkarmış buzdolabından, kesiyor, Büge de tabaklara dağıtıyordu.

"Büge?"

"Efendim canım?"

"Siz Barışla ayrılalı ne kadar oluyor?"

"Bir kaç hafta falan, neden ki?"

Zeynep elindeki bıçak ve spatulayı bıraktı masaya, Bügeye sorgular şekilde baktı uzunca.

"Sasha'yla ne işin var senin?"

Büge de elindeki tabak çanağı sertçe masaya bıraktı, bir anda çıkıştı Zeynep'e.

"Ya bir kaç bir şey içmek istedim o yüzden tanıdık bir mekana gittim ne var bunda?"

Zeynep böyle sert bir cevap beklemediğinden şaşırmıştı, önüne dönüp tedirgin şekilde tekrar devam etti işine. Büge'yse arkadaşının kalbini kırdığını fark etmiş, pişmanlık duymaya başlamıştı bile.

"Zeynep, özür dilerim bir anda sana patladım. Barış beni çok geriyor sadece gerçekten kusura bakma."

Duymayı beklediği şeyi duydu Zeynep, arkadaşının ona durup dururken böyle bağırıp çağırmayacağını biliyordu. Zaten fark etmişti Barış'ın ortama yaydığı gerginliği, fakat bunun Sasha'yla olan ilgisini bilmiyor, merak ediyordu.

"Önemli değil canım, biliyorum zaten belli her halinden. Sen yine de bana anlatmak istediğin bir şey olursa anlat yalnız."

Büge Zeynep'in ne kast ettiğini bal gibi de biliyordu, fakat şu anlık kimseye bir şey söylememenin daha iyi olacağına karar vermişti. Bitirdiler tatlıları kesip servislemeyi, Zeynep Fırat'a bir mesaj çekti "gelin alın tabaklarınızı" diye, hizmetçi yoktu sonuçta burada. 

Hepsi gelip aldı, herkes terasta oturup birer bira eşliğinde sohbet ediyor, tatlı yiyordu, Barış dahil. Her ne kadar dostça bir ortam olsa da, kimse inkar edemezdi havada bir gerginlik olduğunu, yanlış söylenen bir kaç kelime sonrası kesinlikle kavga çıkacak gibiydi. 

Yarım saat sonra Sasha'nın telefonu çaldı, arayan Cemre'ydi ve onu kalabalıktan dolayı bara çağırıyordu. Müsaade isteyip kalkan Sasha'yı ilk Fırat durdu, birbirlerinin telefon numaralarını aldıktan sonra herkesle vedalaştı Sasha. Onu ikinci durduran kişi Büge oldu, geç olduğunu ve eve gitmesi gerektiğini bahane ederek. İlk başta kalabalıktan bir kaç itiraz gelse de sonunda herkes pes etti, Zeynep ve Fırat ikiliyi geçirdi.

"Bunların arasında bir şey mi var?" 

Diye sordu Fırat Zeynep'e içeri geçerlerken.

"Bende ilk öyle düşünmüştüm ama zannetmem, Barışla Büge ayrılalı çok olmadı."

--

Büge'nin evine dönmüşlerdi kısa bir yolculuktan sonra, kapının önünde durdurdu motoru Sasha. İkisi de indi motordan, Büge çantasında anahtarını arıyordu. Sonunda anahtarı bulup kapıyı açtı, arkasında kalan kadına döndü;

"Gelmiyor musun?"

"Yok, gelmeyeyim. Gerçekten de işler yoğunmuş, kız beni bekliyor. İstersen gel ama?"

Arkasında kalan Sasha'ya doğru yürüdü Büge, bu geceyi onun kolları arasında geçirmek için katlanmıştı tüm akşam Barış'ın onu ezmeye çalışırcasına bakışlarına. Kırıldığını belli etmemeye çalışarak konuştu;

"Yok, gerçekten çok yorgunum, yatacağım. Başka bir zaman artık."

"Benim evimde de yatak var"

Gülümsedi Büge Sasha'ya sıkıca sarılıp.

"Git hadi"

Ona sıkıca sarılan kadını ayırdı kendinden Sasha, kavradı uzun ince parmaklarıyla çenesini. Kendine çekip öptü uzun uzun, tüm gece onu tekrar öpebilmek için beklemiş, özlemişti. 

"Emin misin kalmak istemediğine?"

Yaramazca sırıttı Büge Sasha'nın pantolonunun düğmesinde parmağını gezdirirken. 

"Hiç emin değilim Büge, ve bana dokunup öptüğün zaman daha da emin değilim. Ama-"

"Ama?"

"Ama işe gitmem gerek bebeğim, 'the show must go on' "

Beklemiyordu onun bebeği olmayı, ve çok sevmişti. Gerçekten bebeği olabilirdi, her şeyi olabilirdi, onun olması yeterliydi. O'na ait olabilirdi.

"Of tamam git hadi"

Oflaya poflaya bir kez daha öptü anneciğinin dudaklarından Büge. Gerçekten işe gitmesi gerekmese içeri şimdiye çoktan on kez öpüşe öpüşe, sırtları duvarlara çarpa çarpa girmişlerdi bile. 

"Yarın uğra bana" deyip motoruna bindi Sasha, 'hayır' cevabını kabul etmemeyi bırak, duymamak için hızlıca hareket ediyordu.

"Tamam, dikkatli git"

Cilve yaparak el salladı Büge ona, Sasha ona karşılık olarak gülümsemekle yetinmişti. Kaskını kafasına geçirip motorunu çalıştırdı, gazı çevirdi. Ortalığı dumana boğarak ışık hızında hareket etmişti sanki, duman dağılırken ortalıkta esamesi kalmamıştı. 

Kendi kendine kafasını sallaya sallaya girdi içeri Büge, Sasha'nın bu kadar hızlı gitmesine sinirlenmişti, korkuyordu bir kazaya karışacak diye. O arkasında olduğunda çok dikkatli ve daha yavaş gidiyordu fakat arkası boş olunca adeta motoru altında atmış da çatlayamaya and içmişçesine sürüyordu. 

Sağ salim bara varmasını umarak odasına geçti Büge, üstündeki elbiseyi sıyırıp attı. Büyükçe bir tişört geçirdi üstüne makyaj masasına otururken. Makyajını temizlerken aklından bir kaç saat öncesi geçiyordu, -burada o şu an sildiği makyajı yaparken Sasha da saçlarını yapıyor, arada konuşup gülüşüyorlardı-. Engel olamadı dudaklarının kıvrılmasına, şimdiden çok özlemişti onu..

Umarım beğenirsiniz, birtakım sorunlar yüzünden tamamen odaklanıp yazamadım, gerçekten telafi etmek istiyorum ama, kafamda bir kaç güzel şey kurgulayıp uzun ve güzelce yazacağım..   






Zift ~sasbügHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin