Geldimmm.. Çok uzatmadan sizi bölümle baş başa bırakayım...
Bölüm müziği yarınım yok...
Karakola geldiğimizde ne olduysa aynen anlattım. Kaya ve Derya'yı oturmuş bekliyordum. Aklımda deli gibi dönen düşünceler. Nasıl oldu? Kim yapar? Kim kıyar? Neden? Niye Semih? Niye ben değil? Orada bende vardım. Özellikle neden Semih? Çıldırıcam. Biri koluma dokunduğunda olduğum yerde sıçradım.
Karşı da bana su uzatan Derya 'yı gördüm. O kadar hüzünlü bakıyordu ki bir kez daha gözlerim doldu. Ağlamamaya güçlü durmaya çalîşıyordum ama olmuyordu. Buydum işte ben hep güçsüz olan birinden destek almadıkça ayakta duramayan bencil bir insandım.Ben Yaren. Bencil. Sürekli kendini düşünen en olmadık yerlerde ağlayarak güçsüzlüğünü gösteren,Yaren, Yaren Taşçı. Kendi hikayemde figüran olan başkalarının hayatında başrol alamayacak o kız Yaren Taşçı.
Hiç bir zaman kendimi suçlamadım ama şuan tamamen suçlu hissediyorum. O korku evine gitmemekte ısrar etseydim gitmeyeceklerdi. Onları tanıyorum, benim gelmediğim yere onlarda gitmezdi. Hepsi benim suçum. Benim yüzümden oldu herşey. Kendimi yiyip bitirirken karakoldan çıkmıştık hepimiz tam anlamıyla bir harabeydik. Hiçbirimizden tek bir kelime duyulmuyor. Donmuş kalmışız. Peki ne olacak?Bundan sonra ne yapacağız? Semih'e ne oldu? Ve en önemli soru o sokak lambasının altında gördüğüm yüz,gerçekten Semih'in yüzü müydü dü?
Tam on gün,herşeyin üstünden tam on gün geçti. Ne bir haber var ne bir şey. Ne ölüsü var ne dirisi. Nerede kafayı yemek üzereyim. Kaya ve Derya bende kalıyorlar aileleri bile Semih'i arıyorlar. Yok yer yarıldı içine girdi. En azından ölüsü bir yerden çıksa. Siz hiç birinin ölü olsada bulunmasını istediniz mi? Ben Yaren.
"Hayır ne olmuş olabilir abi?" dedi Kaya "Ne ölüsü var ne dirisi" dedi Derya. Ben gözlerimi bir yere dikmiş öylece oturuyorum. Telefonumun cebinde titreyen sesiyle yerimden sıçradım.
"Alo" " Alo Yaren Taşçı ile mi görüşüyorum?" " Evet buyurun benim" " Ben asayiş şube müdürü Sedat Keskin, Semih Varol davası hakkında bir gelişme oldu karakola gelmeniz gerekiyor." " Tamam tamam hemen geliyoruz" Derya ve Kaya bana beklentiyle bakıyorlar, " Semih olayında gelişme olmuş çabuk kalkın karakola gidiyoruz" Her şey çok hızlı oldu, apar topar hırka almam, taksi tutmamız, karakola gitmemiz...
Şimdi ekranın başında o akşam gözlerimle gördüğüm halüsinasyon mu değil mi? Anlayamadığım görüntüleri tekrar bilgisayardan izliyorum . Semih'miş. Halüsinasyon değilmiş.
Eğer söyleseydim onu kurtarabilir miydik? Ağlamaktan harap olmuşum, hatta olmuşuz. Hâla kendimi suçluyorum. "Görünüşe göre Semih bey yaşıyor, aramayı daha da genişletiyoruz, bütün ekipler Semih beyi arıyor" dedi komiser. Ben ben ne yaptım? Allah benim belamı versin ben eğer söyleseydim onu kurtarabilir, Allah'ım ne yaptım ben ne yaptım
Eve geldiğimizde direkt odama geçtim çok yorgundum bütün olanlar beni çok yormuştu . Artık katlanamıyorum. Bir insan halüsinasyon bile olsa söylemez mi ya? Ah mal kafam ah mal kafam. Söyleyene söylene uykuya daldığınma saat ok ikiye geliyordu gözlerimi kırpıştırarak açtığımda hava çoktan aydınlanmıştı.
Gözlerim ağlamaktan kısılmıştı artık kendime biraz bakmak zorundayım. Yataktan kalktıktan sonra elimi yüzümü yıkadım beyaz bir tişört altına mavi bir kot şort üstünede kırmızı bir hırka giydim.
Mutfağa doğru giderken yumurta kokusunu alabiliyordum. Derya çoktan kalkmış olmalıydı. " Günaydın" tahmin ettiğim gibi Derya kalkmıştı. "Günaydın, Kaya hâla uyuyor mu?" "Yok ekmek almaya gitti o" kafamı sallayıp bir bardak su aldım.
Çalan kapı ziliyle ayakkanıp kapıyı açtım. "Hoşgeldin" dedim Kaya'ya fısıldar gibi. "Hoşbuldum" kahvaltı yaptıktan sonra gündelik işleri yapmaya başladık. Hâla Semih'ten bir haber yoktu. Ne zaman gelirdi? İyi miydi? İnanın hiçbir fikrim yok ama içimden bir ses gelecek diyor...
*
*
*
Sakin bir sonla bitirmek istedim, bu bölümden sonra olaylar karışacak. Çok heyecanlı bolümler bizi bekliyor. Hızlı büyürüz inşallah
Amin
Amin
AminBir kaç sorum var size...
Sizce nasıl ilerliyor hikaye?
Semih gelir mi?
Bölüm uzunluğu yeter mi?