Seokmin
Dünkü yorucu ama güzel geçen bir iş saatlerinden sonra eve gidip dinlenmiştim. Joshua hakkında çıkan son dedikodu gerçekten canımı sıkmıştı ama yapacak bir şeyim yoktu bu dedikodu hakkında. Canımın sıkkınlığını atmak için her zaman yaptığım gibi disney filmlerinden rastgele bir tanesini açıp izledim. Bu beni kendime getirmişti. Sabah sonbahara uyan bir şekilde giyindikten sonra işe gitmek için arabama bindim.
Arabayı sürerken içimi aniden saran heyecanla direksiyonu sıktım. Bugün Joshua ile onun odasında yiyecektik. Aslında çok normal bir şey olsa da ona karşı olan hislerim göz önüne alındığında normal bir şey olmuyordu benim için. Ona karşı hissettiğim sevgi çok büyüktü. Joshua'yı kaybetmemek için sonsuza kadar saklamam gerekse bile saklardım.
Onunla ilk yemek yiyişimiz hala aklımdaydı. O andan bu yana neredeyse her öğle aralarında beraber yemek yiyor ve sohbet ediyorduk. Joshua dışarıdan soğuk gözükse bile içi sıcacıktı. Bunu onunla her konuştuğumuzda hissedebiliyordum. Joshua hakkında buradaki diğer çalışan arkadaşlarım dışında daha çok şey bilmem bana kendimi özel hissettiriyordu.
Arabamı park edip iş yerime doğru yürümeye başladım.-Seokminie bekle beni beraber girelim!
Kimin bağırdığını duymak için arkama dönmeme gerek yoktu. Yeri'nin koluma girmesiyle ikimiz beraber iş yerine girdik.
-Nasılsın Seokminie?
-İyiyim Yeri sen nasılsın?
-Aşırı iyiyim dün güzeller güzeli Joy ile mükemmel bir yemek yedik. Sonrasında beraber film izledik. Çok güzeldi dün akşam.
-Sevindim senin için Yeri ve sevgilin olduğunu bilmiyordum.
-Bilmemen normal daha yeni yeni açıklıyoruz sevgili olduğumuzu. 2 yıldır çıkıyoruz ama arkadaşlarımıza açılmak bizim için zorlu bir süreç oldu ama şuan açıldığımız için mutluyuz.
-Bunu bana söylediğin için mutlu oldum şuan. Bazenleri sizden uzak kaldığımı biliyorum ama aslında buradaki tüm çalışma arkadaşlarımı gerçekten çok seviyorum.
-Biliyorum Seokminie ve dert etme bunu biz seni biliyoruz ve bizde seni seviyoruz. Hem burada ilk söylediğim kişi sensin ama ek olarak en çok Joshua'yı seviyorsun ama değil mi?
-Ne! Ne demek istiyorsun?
-Seokminie yapma böyle ona bakarken gözlerinin içi gülüyor ama merak etme bunu farkeden sadece benim ve sizin ikinizin öğle yemeklerini beraber yediğinizi biliyorum.
Hiçbir şey söyleyemedim. Bu kadar belli ediyorsam Joshua da anlamıştır yüksek ihtimalle. Daha dikkatli olmalıydım.
-Hey Seokminie bunu çok kafana takma tamam mı? Seni üzdüğümü hissediyorum ve seni üzmek istemiyorum ve aslında sana Joy'u anlatmamın bir sebebide buydu. Senin bu konularda kimseye kolay kolay söylemeyeceğini biliyorum. Eğer öyle bir şey varsa da gelip bana anlatmanı, benimle dertleşmeni istiyorum. Bana güvenmeni istiyorum. Çünkü sende benim en zor zamanlarımda yanımda oldun. Bu yerdeki en sevdiğim insan sensin ve ben senin bazı konularda zorluk çekmeni hiç istemiyorum.
-Ben ne diyeceğimi bilemiyorum şuan Yeri. Dediğin şeyler çok güzel ve bende sana çok güveniyorum. Seni anlıyorum ne demek istediğini ama açıklaması çok zor bazı şeyleri. Nasıl açıklamam gerektiğini bilmiyorum ama bildiğim tek bir şey var bazı şeyler bana zor geldiği zaman kime gideceğimi biliyorum ve bu kişi sensin. Öyle bir şey olduğu zaman sana geleceğime emin ol.
-Ovv Seokminie çok tatlısın.
Diyip hızlıca sarılmıştı. Duygu yoğunluğu ile bende kollarımı ona sardım. Bir süre sarıldıktan sonra yavaşça benden ayrıldı. Gözleri dolmuştu. Benimde dolduğunu biliyordum çünkü onu bulanık görüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until I Found You ||Seoksoo
FanfictionJoshua ve Seokmin öğle vakitlerini beraber geçirirlerdi ve bunun sonucunda ne olacağını ikiside tahmin etmiyorlardı