Seokmin
Boyamamın bitmesine çok az kalmıştı. Shua bitirmişti ve beni izliyordu. Onun izlemesiyle elim ayağım birbirine giriyordu. Son bir iki fırça dokunuşu sonrasında sonunda bitmişti boyaması.
Hemen fırçayı masaya bırakıp Shua'ya döndüm.-Bitti hadi fırına atalım.
Beni kafasıyla onaylayıp önce üstündeki önlüğü çıkardı. Bende hemen onun hareketlerini takip edip önlüğümü çıkardım. Kurumuş yerinden dikkatlice tuttum ve fırına doğru adımladım. Shua'nın arkamdan geldiğini hissediyordum. Fırına bizim koymamız tehlikeli olduğu için oradaki masaya bıraktım. Shuada koyduktan sonra şimdi çıkabilirdik seramik kursundan. Geri kalanı onlar halledecekti.
-Çıkabiliriz geri kalan işi onlar halledecekler ve şimdi senin evine gidiyoruz değil mi?
-Evet Seokminie ama önce markete uğrayıp yemek için birkaç malzeme almamız lazım.
Onu kafamla onaylarken çoktan ceketlerimizi giymiştik bile. Omuzlarımız birbirine değecek şekilde yakın yürüyorduk. Elini tutmak istiyordum hemde aşırı derecede. Elimi hafifçe eline değdirdim. Sıcacıktı elleri benimkiler ise buz gibiydi.
-Ellerin niye bu kadar soğuk senin?
Diyip elimi tutup kendi eliyle birlikte cebine sokmuştu. Artık ısınan sadece elim değildi çünkü bu hareketinden dolayı yüzümde yanıyordu şuan. Kalbim ona sesini duyurmak istiyormuş gibi hızlanmıştı. Bu anın hiç bitmemesini istiyordum ama biz çoktan arabaya varmıştık bile.
Arabaya biner binmez Shua klimaları açmıştı. Isınmaya başlayan arabayla üşüdüğümü farkettim. O sırada Shua sürmeye başlamıştı bile.
Klimadan vuran sıcak hava çok iyi gelmişti hatta mayışmış bile olabilirdim. Kafamı koltuğa yaslayıp araba süren Shua'yı izlemeye başladım.Yüzü gerçekten çok güzeldi yani şöyleki yüzü aşırı karakteristikti ve bu onun yüzünü sürekli inceleme isteği uyandırıyordu bende.
Bu isteğime hayır demeyip doya doya onu izlemeye devam ettim.
Göz kapaklarım yavaş yavaş kapanıyordu ama bu manzarayı izlemek istiyordum ben.Kapanacak olan göz kapaklarıma inat gözlerimi açık tutmaya çalışıyordum ama saçımda hissettiğim elle gözlerimin kapanması bir olmuştu.
-Uyu güzelim bu hafta yorucu geçti.
Uykuya dalmadan önce duyduğum cümleyle yüzümde bir gülümseme oluşmuştu.
______________________________________
Yanağımda hissettiğim elle yavaşça gözlerimi açtım. Shua karşımda oturmuş bir eli yanağımda beni seyrediyordu. Rüyada falan mıyım acaba? Eğer bu bir rüya ise hiç uyanmamak istiyorum.
-Günaydın Seokminie.
-Ne kadardır uyuyorum ben?
-Birazcık oldu ama sorun değil. Sen uyurken ben market alışverişini yaptım ve şuan evin önündeyiz.
-Ama yardım edecektim sana. Niye uyandırmadın beni?
-Çok güzel uyuyordun uyandırmak istemedim. Hem yemek yaparken yardım edersin olmaz mı?
Kafamla onu onaylayıp hala yanağımda olan eline yüzümü biraz daha bastırdım. Tüm bu konuşmalar olurken eli yanağımı okşamaya devam etmişti. Kalbimi uçuracak kadar hızlandırıyordu bu hareketleri.
-Arabadan inelim ve yemek yapmaya başlayalım çünkü senin acıktığına eminim. Bir süredir yoldayız çünkü.
Beraber arabadan indik. O evinin kapısını açıp benim geçmem için kenara çekilince sırıtıp hızlıca içeri geçtim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Until I Found You ||Seoksoo
FanfictionJoshua ve Seokmin öğle vakitlerini beraber geçirirlerdi ve bunun sonucunda ne olacağını ikiside tahmin etmiyorlardı