0.5

170 20 65
                                    

Seokmin

Elimde sıkı sıkı tuttuğum kupayla arabama bindim. Dün kupayı almıştım seramik kursuna gidip. Çok güzel olmuştu. Şimdi ise öğle yemeğinde bunu Shua'ya verecektim.Umarım Shua bunu kullanırken aklına hep ben gelirim.
Kupayı düşmeyecek şekilde yan koltuğa koydum ve arabamı sürmeye başladım.

Yarın seramik kursum vardı ve Joshua'ya soracaktım kursa gelmek ister mi diye? Onunda kursta çok eğlenceğine emindim. Hem bende onunla hafta sonu vakit geçirmek çok istiyordum.

Ben bunları düşünürken çoktan iş yerine varmıştım bile. Arabayı park edip kupayla arabadan indim.
Yukarı çıkmadan önce kafeteryaya gidip kendime kahve aldım. Bir elimde kahve bir elimde kupayla yavaş adımlarla yukarı çıkmaya başladım.

Kapının önüne geldiğimde içeriden gülüşme sesleri ile meraklandım. Kapıyı açıp içeri girdiğim gibi herkes birinin etrafında yuvarlak olduğunu gördüm. Yeni biri mi gelmişti acaba? Kupayı masama bıraktım ve ceketimi de çıkardıktan sonra onların yanına gittim. Geldiğimi gören Yeri hemen koluma girmişti. Daha soru sormama kalmadan

-Yeni çalışan ismi Yoona ve çok iyi birisine benziyor ama yinede dikkatli olalım. Ve dürüst olmak gerekirse fazla güzel.

Hem Yeri'yi dinleyip hemde Yoona'yı inceledim. Gerçekten de güzel bir kadındı. Fazla bakmış olmalıyım ki kafası aniden bana dönmüştü. Bana elini uzatıp

-Merhaba ben Yoona yeni çalışma arkadaşınızım. Tanıştığımıza memnun oldum.

-Bende Seokmin ve hoşgeldin aramıza. Bende memnun oldum bu arada.

Tanışmamız bitince tekrar diğerleriyle konuşmaya başladı. Bende kolumdaki Yeri'ye dönüp

-Gel bak sana ne göstericeğim.

Onu masama doğru çekiştirip masamdaki kupayı gösterdim.

-Seokmin bu çok güzel. Nerden aldın bunu söyle bende alıcam kendime.

-Kendine alamazsın çünkü bunu ben yaptım. Seramik kursunda ve bugün bunu ona vericem.

-Seokmin seramik kursuna gittiğini bilmiyordum ve gerçekten çok yeteneklisin. Ve beğeneceğine eminim.

-Zaten ona gösterdiğimde çok beğendiği için ona bunu verme kararı aldım. Normalde daha önce o bana hediye vermek istemişti ama ben reddetmiştim. Şimdi ise ben ona bunu hediye ediyorum ve bana dedi ki artık sana bir hediye aldığımda onu kabul etmek zorundasın. Ondan hediye almak veya vermek beni sevindiriyor ama aynı zamanda da utanıyorum nedense.

-Seokminie çok tatlısın. Ve bunu dedikten sonra sana kesin hediye alacaktır veya kendi hazırlayacaktır o hediyeyi. Ve aranızdaki şey güzel ilerliyor umarım bir sorun çıkmaz. Sırf sorun çıkmaması için ritüel yapacağım. Senin mutlu olmanı çok istiyorum çünkü bunu hak ediyorsun. Sen mutlu olmayı ve sevilmeyi sonuna kadar hak ediyorsun.

-Yeri iyi ki senin gibi bir arkadaşa sahibim. Ben çok teşekkür ederim dediklerin gerçekten kalbimde bir yer edindi bile. Gel buraya sarılmam lazım sana.

Diyip hızlıca onu kollarımın arasına aldım. Buradaki herkesle aram iyi ama nedense hep Yeri'ye daha yakın hissetmiştim kendimi. Belki de onun bu güzel kalbinden tertemiz ruhundan kaynaklıdır ama gerçekten iyi ki onun gibi bir arkadaşa sahibim. Sarılmamız açılan kapıyla son bulmuştu.

İçeri giren Joshua ile yüzümdeki gülümseme büyümüştü. Gördüğüm mavi gömlek giyinmiş bedene bir kez daha hayran kalmıştım. Kalbimin hızlanmasına engel olamadan ona bakmayı sürdürdüm. Onunda bakışları bana dönmüştü. Dümdüz yüzü beni görünce öyle bir gülmüştü ki bir kez daha ona aşık olmuştum.

Until I Found You ||SeoksooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin