𝙋𝙝𝙖𝙚𝙙𝙧𝙖 | 𝚂𝚊𝚝𝚘𝚛𝚞 𝙶𝚘𝚓𝚘

10. Bölüm

Elleri hâlâ aynı yerdeydi. Sabırlı bir şekilde cevabımı bekliyordu. Ben ise kendi içimde çoktan bir savaş başlatmıştım. "Satoru..."
Tek yapabildiğim onu adını sayıklamaktı.

"Efendim bebeğim." O beni beklerken hislerimi dışa vuramadığım için büyüyüp duruyordu ve ben bu yükün altında eziliyordum. Şuan söyleyememek kendimi kötü hissetmeme sebep oluyordu.

Yavaş yavaş değişen yüzümde gözleri geziniyordu. Bense utancımdan artık yüzüne bakamıyordum. Tırnağımın yanındaki etleri kopardım. "Ben.. yapabileceğimi sanmıyorum. Ben çok üzgünüm Satoru."

Hayal kırıklığına uğradığına emindim. Gözümden bir damla yaş aktı. Devamı gelmemesi için dudağımı ısırdım. Keşke bende onun gibi hislerimi söyleyebilseydim.

Dudaklarını yanağımda hissettim. "Tamam sevgilim, seni bekleyeceğim."

Şaşkın gözlerle ona baktım. Nasıl yani? Hayal kırıklığına uğramamış mıydı? Sesi hiç öyle gelmemişti.

Bana sevgilim demişti değil mi? Yanaklarım anında kırmızıya dönerken sessizce konuştum. "Sevgilim mi?"

"Ben seni seviyorum sen beni seviyorsun? Bence daha fazla beklememize gerek yok."

Kafamı aşağı eğip gülümsedim fakat onun ifadesini de merak edince göz ucuyla ona baktım. O da gülüyordu.

"Airi Mizuki, Satoru Gojo'nun kız arkadaşı olma şerefine erişmek ister misiniz?" Elini bana uzatmıştı. Bu sefer onu yanıtsız bırakmamıştım.

Elini tuttum. "Elbette Satoru Gojo." Kollarımı boynuna sardım ve ona sarıldım. Boy farkımız olduğundan dolayı fazlaca eğilmek zorunda kalmıştı. Sanırım canını acıtmış olacak ki doğruldu fakat o doğrulunca benim ayaklarım yerden kesildi.

"O zaman bu gece burada kalabilirim."

☕︎

Satoru tüm ısrarlarıma rağmen benimle aynı yatakta yatmak istemişti. Onunla tartışmak beni yorduğu için onu orada bırakarak duşa girdim.

Sıcak su başımdan aşağı akarken bugünkü olanlar aklıma geldi. Beni seviyordu. Daha birkaç saat öncesinde bunun tersini düşünürken şimdi ise sevgilimdi. Sevinçle duşumu almaya devam ettim.

Bornozumun kuşağını bağlarken odaya girdim. "Neden beni çağırmadın?"

Odada Satoru'nun sesini duyunca şaşırdım. "Neden seni çağırayım?" Bir kaşımı kaldırarak sordum.

"Eh benle duş alma hakkını kaybettin." dedi ve telefonuna geri döndü. Yatağımda uzanmış elini başının altına koymuştu. Gülerek kıyafetlerimi aldım ve lavaboda giyindim. Tarağı aldım ve odama geçtim. Yatağın kenarına oturdum. Saçımı yavaşça düğümlerden kurtardım.

"Bana ver." dedi tarağı göstererek. Tarağı uzattım. Sanki tarak beni öldürebilecekmiş gibi çok yavaş hareketlerle saçımı tarıyordu. Kendimi saçımı çok sert taradığımı düşününce beni benden daha çok düşünüyordu. Mayışmaya başladığımı hissediyordum. İşini bitirince saçıma bir öpücük kondurdu.

Dolaba gittim ve battaniye, yastık aldım. "Onlar ne için?"

"Benim için." dedim ve oturma odasına geçtim. Heyecandan olsa gerek uykuya dalmak uzun sürmüştü. Her ne kadar kendimi zorlasamda kafamdaki düşünceleri atamıyordum. Odamdan gelen sesle dalacağım uykudan uyandım. Cam kırılmıştı sanırım. Odama doğru yürüdüm.

Hafifçe açabildiğim gözlerle etrafa baktım. Sanırım kırık eşya yoktu. "N'oldu? İyi misin?"

"İyiyim ama su yere döküldü. Eğer peçete falan varsa silebilirim." Bardağı yerden kaldırdım ve komidindeki peçeteliği ona uzattım.

Uyumak için üstünü çıkarmıştı. Gözlerim onun kaslı göğsüne takıldığında bakışlarımı kaçırdım. "İşte bitti. Neyse ben uyumaya gidiyorum."

Gojo benden önce kapıya varmıştı. Kapıyı kapatıp sırtını yasladı. "Gecenin iyi olması için burada kalman gerek."

Tek kaşımı kaldırdım. "Tekrar tartışacak mıyız?"

"Hayır ama eğer sen burada benimle uyursan tartışacak bir şey olmayacak."

Tereddütle yüzüne baktım. Kendimi hâlâ bir ilişkiye hazır hissetmiyordum ama onu da kırmak istemiyordum.

"Tamam hadi uyuyalım."

                                     ☕