6

174 23 77
                                    

selamm

neye bolum atacagima yine karar verememistim

umarim begenirsiniz

iyi okumalar🐿🐇

~~~~

"Gelmişsin." Minho ringten iner inmez bir duş almış, hemen ardından da giyinip soluğu Jisung'un yanında almıştı.

"Evet," Jisung sessizce mırıldanarak onu onayladı ve elindeki alkolü işaret etti. "Sen ne içersin?" Minho kararsız bakışlarını Jisung'un elindeki hafif kokteyle dikti.

"Sert bir şeyler alayım." barmene dönerek konuştu ve odağını Jisung'a çevirdi.

"Sessizsin, bu hâlinle dün gördüğüm çocuğa benzemiyorsun." Jisung, tebessüm ederek önceki geceyi düşündü.

"Eh, bugünüm dünüm kadar iyi geçmemiş olabilir." sessiz itirafı Minho'nun ciddileşmesine neden olurken gözleri Jisung'un vücudunu kontrol etti. Bir hasar olmadığına karar vermiş rahat bir şekilde yüzüne bakmıştı ki donup kaldığını hissetti.

"Yanağına ne oldu?!" yükselen sesine engel olamadan eli yanağına gitmiş olan Jisung'a baktı.

"Önemli bir şey değil." omuz silkerek konuşup kokteylinden bir yudum aldı. Bugün sarhoş olmamalıydı. Hatta vakitlice eve gidip kimsenin gözüne batmasa daha iyiydi.

"Bugün erken ayrılacağım." Minho verdiği sinirli nefesin ardından Jisung'un kolunu tuttuğu gibi oturduğu yerden kaldırdı.

"Hey!" ne olduğunu anlamayan Jisung bağırsa da oralı olmayan Minho sessiz bir yere çıkana kadar da durmadı.

"Bunu sana kim yaptı?!" tek tek ve üstüne basa basa dediği şeyler Jisung'un gözlerini kaçırmasına neden olurken birden oluşan bu gerilimi anlamlandırmaya çalışıyordu.

"Ailevi meseleler Minho, seni ilgilendirmez!" sert sesi Minho'yu geri iter diye düşünmüştü ama onu şaşırtarak kafasını eğen Minho tekrar baktığında daha sakin görünüyordu.

"Ah, afedersin. Ben dışarıda bir sorun yaşamış olabileceğini düşünüp yükseldim. Tahmin edemedim." Jisung, karşısındaki adamın ani değişimine şaşırmış, çok az da bozulmuştu. Bu kadar kolay kabullenmesini beklemediği de açıktı.

"Sorun değil. İçeri girelim mi artık?" Minho kafasını sallayarak elini beline yerleştirdi ve içeri girer girmez gözü Jisung'un arkadaşlarını aradı.

Çoğunu tanımasa da Changbin'i biliyordu. İçinden bir ses de bulması gereken kişinin o olduğunu söylüyordu.

Doğru bir seçim yaptığını anlamasını sağlayan şey olup, Changbin onlara el sallarken Minho'nun aklındakinden habersiz olan Jisung arkadaşlarının yanına ilerledi.

Hyunjin, oldukça mutsuz bakışlarını ona diktiğinde hemen dibinde oturan ve bakışlarını Hyunjin'den çekmeyen sinirli bir Chan gördü. Arkadaşının bakışlarındaki mutsuzluğun nedenini anlarken hemen onun yanına çöktü.

"Geldim işte dostum, yüzün gülsün!" neşeyle elini Hyunjin'in omzuna attı. Zor da olsa sırıtan Hyunjin de ona karşılık verdiğinde Chan, sinirli bir nefes daha verdi. Neden tartıştıklarını bilmese de Chan'ın herhangi bir hareketinin -özellikle de kıskançlığının- soruna neden olabileceğini biliyordu.

Kendi derdini unutmuş arkadaşını güldürmeye çalışan Jisung'u izleyen Minho, sonunda bakışlarını Changbin'e çevirdi.

"Oturabilir miyim?" Hyunjin denen çocuğun rahatsız olmayacağını tahmin etse de yanındaki için aynı şeyi söyleyemezdi. Bu yüzden müsaade almakta fayda var diye düşündü.

race or fight | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin