7

169 22 51
                                    

Iyi okumalar🐇🐿

~~~~

Minho, duyduklarıyla bir süre sessizce Hyunjin'e bakmış, ardından da çocuğu kolundan tuttuğu gibi kaldırıp masaya doğru ilerlemeye başlamıştı.

Hyunjin, her ne kadar Minho nazik davranmaya çalışsa da aniden kaldırıldığı için ne olduğunu anlamamış, sadece onun adımlarına ayak uydurmuştu.

"Çok içti, uyusa iyi olur." konuyu uzatmadan Chan'a açıklama yapmış, Chan da gereken mesajı alıp kafasını sallamıştı. Elini Hyunjin'e uzattığı an hem Jisung hem de Hyunjin bağırmıştı.

"Hayır, onunla gitmiyor!"

"Hayır, seninle gelmiyorum!" ikisi de aynı anda bağırırken Jisung, Chan'ın karşısına geçmiş meydan okuyan bakışlarını üzerinde gezdirmişti.

"Geçen sefer ne olduğunu hatırlıyorsun değil mi? Sabah uyandığında kendini yine senin yanında çıplak bulmasını istemeyiz!" Chan çatık kaşlarıyla Jisung'a doğru bir adım atmıştı ki Minho araya girdi.

"Şu an ondan başka bir seçenek yok!" o da sinirli görünüyordu. Sadece Hyunjin'le vakit geçirdiğini düşünürsek neye sinirlendiğini anlamamıştı Jisung.

"Ben ne güne duruyorum burada!" hırsla konuşup tekrar Chan'a dönmüştü ki Minho kolunu tutarak kendine çevirdi.

"Sen benimle geliyorsun! Konuşmamız gereken şeyler var!" Jisung, Minho'yla tanışalı çok kısa bir süre olmuştu ama onu ilk defa bu kadar sinirli gördüğünden olsa gerek biraz gerilmişti.

"Hyunjin'i bıraktıktan sonra konuşabiliriz!" ona karşı gelmektense bir çözüm bulmaya çalışarak konuşmuştu.

"Jisung, o dediğin bir kere olur. Siz gidin konuşun. Ben de Hyunjin'i direkt evine bırakacağım." Chan konuşunca az önceki uzlaşmacı tavrının gittiğini hisseden Jisung aynı öfkesiyle geri döndü.

"Peki birden seni çekip öperse kendini tutabilecek mısın?! Geçen sefer bahane olarak kullandığın şey buydu! Sarhoş bir çocuğun seni öpmesi!" Chan sıkıntıyla bir nefes verirken ne dese haklı çıkamayacağını biliyordu.

Bu yüzden en iyi bildiği şeyi yaptı.

"Ben bırakıyorum dediysem, ben bırakıyorum! Bitti." Hemen ardından da Jisung'u Minho'ya doğru ittirip Hyunjin'i yakaladığı gibi kalabalığın arasına karıştı.

"Vay adi piç, ananı bir sikeyim de gör lan!" peşlerinden gidecekken bugün belki bininci kez kolundan tutularak Minho tarafından durduruldu.

"Önce biz konuşacağız." sert sesiyle konuşup mekanın çıkışına yürüdü.

"Minho, sana n'oluyor amına koyayım ya!" Şu sıralar tanıdığı tek normal insanın Minho olduğunu düşünüyordu ama şu anki siniri Jisung yine manyağını buldun der gibiydi.

"Ne zamana kadar sessiz kalacaksın?" kuytu bir köşe bulmuş, Jisung'u da önüne ittirdikten sonra konuşmuştu.

"Ne?" tam olarak neye sesini çıkarması gerektiğini bilmediğinden öylece karşısındakine baktı.

"Babana diyorum, ne zamana kadar sessiz kalacaksın? O evde huzurlu bir şekilde büyümen, aile sevgisi görmen gerekirken gördüğün şey sadece şiddetmiş!" ellerini saçlarının arasından geçirdi. "Üstelik sadece fiziksel de değil, psikolojik şiddet de varmış!" Jisung sonunda olayı anlamanın verdiği farkındalıkla sakince arkasındaki duvara yaslandı.

Kollarını da önünde birleştirirken dikleştirdiği başı, Minho'ya korkunç şekilde tanıdık geldi.

"Nasıl bir ortamda büyüdüğüm de yediğim dayak da seni ilgilendirmez! İki gün takıldık ve daha arkadaş bile sayılmayız. Kendinde beni böyle sorgulama hakkını nasıl buldun anlamıyorum." buz gibi sesiyle konuşurken Minho duraksasa da bozuntuya vermedi.

race or fight | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin