8

141 21 18
                                    

bunu kaldırmıstım ama sonradan bırakamadım

umarım beğenirsinizz

iyi okumalar

~~~~

Jisung, Jeongin'le uzunca bir süre takılmış ve yine sabaha doğru evine geçmişti. Babası uzun bir süre işlerle meşgul olacağından sorunsuz bir şekilde odasına geçip güzel bir duş aldı. Yorgunluktan bayılma seviyesine gelmeden kendini yatağa attığında telefondaki birkaç bildirime göz gezdirdi.

Minho'dan cevapsız aramalar vardı. Onlara göz devirip bazı arkadaşlarının mesajlarına göz gezdirdi. Aralarında Hyunjin'i görünce sohbete girdi.

Hyunjin
Neredesin
akşam erken gel
changbin güzel hazırlık yapmış

Jisung
tamam.

Verdiği kısa cevabın ardından da gözlerini kapattı.

~~~~

Uyandığında çoktan akşam olmuştu. Yattığı yerden doğrulup Jeongin'e mekanda olacaklarını haber verdi ve hazırlanmaya başladı. Kendini o kadar bomboş hissediyordu ki haline şaşırdı. Bu gece Minho'yu görecekti. Ondan etkilendiği bir gerçekti ama çocuğun son hareketleri fazlaca soğumasına sebep olmuştu. Jisung, kontrol edilmeyi sevmezdi. Henüz yeni tanıştığı birinin de onu böyle kontrol etmeye çalışması hevesinin azalmasına neden olmuştu.

Öte yandan Minho'nun samimi olduğunu ve gerçekten babasına sinirlendiğini anlamıştı. Karakteri ona yaklaşmasına izin vermese de içten içe hak veriyordu. Bu yüzden Jisung olayları akışına bırakmaya karar verdi. Minho'dan gelen adımı bekleyecekti.

Evden çıkarken de çocuğun kendisini affettireceğinden oldukça emindi.

~~~~

Yanıldığını anlaması için ne yazık ki Minho'yla aynı ortama girmesi yetti. Minho, seri bir galibiyet alıp bütün tezahüratları toplarken yanlarına gelmiş ve kısa bir selam vermişti. Bu esnada asla Jisung'la göz göze gelmemiş hatta o tarafa dönmemişti. Jisung bozulduğunu saklamaya çalışsa da Jeongin ve Hyunjin'in radarından kaçamadı.

Üçlü yavaşça diğerlerinden uzaklaşırken ilk konuşan Hyunjin oldu.

"Bunun tavırlar ne iş?" Jisung iyice kaçan tadıyla omuz silkti.

"Bilmem, trip atıyor sanırım. Sanki aile meselelerine burnunu sokan bendim!" Jeongin kınayan bakışlarla kafasını iki yana salladı.

"Piçe bak peşinde koşmanı bekliyor heralde..." gözleri Minho'nun olduğu yere değince bakışlarına şaşkınlık yerleşti. "Lan öptüğüm çocuk neden Minho'nun yanında?!" şok içinde o tarafa bakmaya devam etti. Jisung içlerinden hangisi olduğunu anlamaya çalışacaktı ki kahverengi, bakımlı saçlarında elini gezdiren çocuk Jeongin'in olduğu yere baktı. Gözlerini çekti, sonra tekrar baktı. Artık onun bakışları da şaşkınlık doluydu. Yavaşça çatılan kaşlarıyla Jeongin'i tanıdığı kesinleşirken Jisung kafasını öne eğdi.

"Cidden birimizin şansı olsa zaten götümü açacağım!" Hyunjin, yavaşça ona döndü ve arsızca sırıttı.

"Görmek isterim kardeşim. Ayrıca Jeongin, senin bebe köpeğe benziyor la!" Jeongin'in ensesine bir tane patlatıp gülen Hyunjin'le Jisung da kendini tutamadı. Jeongin sinirle Hyunjin'e dalaştığında Jisung ikilinin boğuşmasını kahkaha atarak izlemeye başladı. Çok da uzakta olmayan Chan ve Changbin de onların olduğu tarafa döndü. Chan, Jeongin'le sevgilisinin yakınlığına kaşlarını çatarken Changbin sırıttı.

"Çoluk çocukla uğraşıyoruz." kafasını iki yana sallayarak Chan'a baktı. Adamın ciddi bakışlarıyla karşılaşmayı beklemiyor olmalı ki sırıtışı iyice genişledi. "Şu çocuğa azıcık alan tanı amına koyayım! Kaç yıllık arkadaşından bari kıskanma!" Chan'ın delici bakışları kendisine döndüğünde sırıtması silinmedi. Chan'ın korkutamayacağı nadir insanlardandı. Nitekim Chan da bunu bildiğinden omzuna yavaşça vurmakla yetindi.

race or fight | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin