10

94 15 35
                                    

bu hikayeye asla oy vermemeniz hakkinda😩😩😩

yine de ybbb

iyi okumalarr

~~~~

Hyunjin, Jisung ve Minho yaklaşık iki saattir koyu bir sohbetin içindelerdi. Hyunjin ara ara Jisung'a sen bulmuşsun bakışları atsa da sorunsuz bir gece oluyordu. Bir aralar Minho'nun suratı aniden düşmüş ve etrafa bakınmaya başlamıştı ama kimse bunu fark etmemişti.

Seungmin de Felix'i almış, yaptıkları dövüş ve antrenman programını göstermek üzere Minho'nun yanına gelmişlerdi. Seungmin gelir gelmez Minho'daki garipliği fark ederek yanına oturdu.

"Selam!" hemen hemen herkes karşılık verince arkadaşına döndü. "Programını getirmiştik. Güzel bir tatil yaptın, artık ciddileşelim. Bir sorun yoksa tabi?!" gözlerindeki uyarıyı anlayan Minho derin bir nefes verdi.

"Dışarı çıkalım." Seungmin hemen kafasını salladı. Dışarı çıktıkları gibi bir sigara yaktı Minho.

"Onun adamları etrafımda geziyor." sakin sesiyle arkasına yaslandı. Sigarasından derin bir nefes alırken saatlerdir fark ettiği şeye yeni tepki verebiliyordu. Seungmin'e baktı. Şaşkınlığı gülmesine neden oldu.

"Ne?!" sadece bunu demeye gücü yeten Seungmin yutkundu. "Nasıl buldu bizi, hani artık bir tehdit değildi?!" Minho kafasını iki yana salladı.

"O piçin sözüne inandın mı cidden? Benim fark ettiğimi anlayınca adım atacaktır. İlk hedefi de kim olacak tahmin edebiliyorsundur." Seungmin mekanın kapısına baktı.

"Jisung..." Seungmin, ne diyeceğini bilemiyordu. Bu adamın tek derdi hala Minho'nun mutluluğuydu belli ki. Jisung'un yanında yüzünün güldüğünü görmek ona Jisung'u hedef yapmak için de yetmiş olmalıydı.

"Ne yapmayı planlıyorsun?" Minho'nun garip bir şekilde rahat görünmesi bir planı olma ihtimalini aklına getirmişti.

"Önce maçlara odaklanacağız, paraya ihtiyacımız var. Sonrasında yapacaklarımızı Felix'i de yanımıza aldığımızda konuşuruz. Var aklımda bir şeyler!" Seungmin kafasını salladı. "İçeri geçelim şimdilik." tam önden içeri geçecekken kolundan tutulunca Minho'ya baktı. "Jisung, hiçbir şey bilmeyecek!" kolunu çeken Seungmin alıngan bir bakış attı.

"Söyleme gereği görmen beni kırdı." arkadaşının dramatik tavrına sırıttı. İçeri geçerken de bir köşede kendisini izleyen adamın yansımasına baktı. Belki de işe daha çabuk başlamalıydı.

"Neredeydiniz?" Felix, onlara dönünce omuz silktiler. Eski yerlerine otururken de gayet güzel bir oyunculuk sergilediler.

"Ee Hyunjin, ne zaman reklam yüzüm olacaksın?" Jeongin'in sorusu ortama bomba gibi düşerken Jisung göz devirdi.

"Her gün Hyunchan tantanası dinlemeden yapamıyorsun değil mi Jeongin?!" Jeongin kırdığı potu farkına varırken ağzına fermuar çekiyormuş gibi yaptı. Chan çatılan kaşlarıyla bir ona bir Hyunjin'e bakarken Hyunjin asla onunla göz teması kurmuyordu.

"Ne yüzü, ne reklamı?" Chan'ın fırtına öncesi sessizlik edasındaki sakin sesiyle gözlerini kapattı Hyunjin. Bu işi ondan gizli yapmayı planlamıştı. "Hyunjin?!" bir cevap alamayacağını anlayan Chan da kendine bir muhattap buldu.

"Seni ilgilendirmez!" sonunda kafasını kaldırıp göz teması kurdu. Bütün bu olan biteni sakin ve umursamaz gözlerle inceleyen Minho'ya takıldı Jisung. Bir şeylerin ters gittiğini anlamak zor olmamıştı. Yine de kendisinin bilmesini istemediğini de anlayabiliyordu. Sonuçta yeni yeni sağlıklı iletişim kurmaya başlamışlardı.

race or fight | minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin