"Ahh! Cidden çıldırıcam artık! Lanet olası sözlerin devamını getiremiyorum!"
Kaçıncı buruşturup attığı kağıttı bilmiyordu artık. Saatlerdir stüdyo odasına kapanmış, belirsiz sayıda kahveyle yeni şarkısının nakarat kısmını yazmaya çalışıyordu. Evet, Jeon Jeongguk şarkı yazmak konusunda eşsiz olmasına rağmen bu şarkısında takılıp kalmıştı.
Her zaman gökyüzünün özgürlüğünden ilham aldığını söyleyen Jeongguk'un gökyüzü tutsaklaşmıştı sanki.
Elinde çevirip durduğu kalemi masaya fırlatıp, deri koltuğunda geriye yaslandı. Kasları saatlerdir kambur şekilde durduğu için kasılmıştı. Gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı.
"nal seuchineun geudaeui yeoteun geu mogsoli
nae ileumeul han beonman deo bulleojuseyo
eoleobeolin noeul alae meomchwo seoissjiman
geudae hyanghae han geoleumssig geoleogallaeyo
Still With You,
eoduun bang jomyeong hana eobsiigsughaejimyeon an doeneunde
geuge tto igsughae,
najimagi deullineuni eeokeon soli
igeolado eobseumyeon
na jeongmal muneojil geos gata" sinirle gözlerini açıp stresle bacağını sallamaya başladı.
4 yıldır bu işi yapıyordu. Az bir süreçte herkesin favorisine dönüşmüştü. Bundan 4 yıl önce üniversiteyi bitirip sokaklarda şarkı söylemeye başlamıştı. Hayattan umudunu o zamanlar kesmişti. Çünki, kimse değer vermiyordu onun müziğine ve sesine. Taa ki, bir gün yine güzel sesiyle sokakta şarkı söylediği sırada, onun sesini duyup mest olan başarılı menajer Kim Namjoon ile tanışana kadar. Hayatı 1 gün içinde 180° değişmiş, içinde umut kırıntıları oluşmuştu. Namjoon ona sadece menajer değil, hem de hyung olmuştu. Beraber sohbetler eder, bazen beraber şarkı yazmaya çalışır, bazen de beraber içki arkadaşı olurlardı. İkilinin ilişkisine kısa sürede Namjoonun eşi Kim Seokjin dahil olmuştu. Kendisi Jeongguk'a anne edasıyla yaklaşmış, sürekli güzel yemekler ve tatlılarla miniğinin kalbini fethetmişti.
Gün geçtikçe sevenleri artmış, Jeongguk daha da başarılı olmuştu. 7-70'e hayranları onun her yaptığına dikkat ederdi. Erkekler ona benzemeye çalışmış, kadınlar da erkek değil, Jeon Jeongguk istemeye başlamıştı. Eh, elbette bu yakışıklı müzisyenin sadece egosunu tatmiş eden bir şeydi. Çünki, o, erkeklerden hoşlanıyordu.
Her ne kadar çalıştığı şirket bu konularda kendisine saygı duysada, magazine sızdığı an büyük olay çıkacağını çok iyi biliyordu.
Tanrı aşkına! İnsanlar öyle bir zihniyete sahiplerdi ki, Jeongguk'un yazdığı aşk şarkılarında geçen mısraların iki erkek arasında yaşanabilen şeyler olduğunu asla anlamazlardı.
Ama öyleydi işte. Belki şuan kimseye adamıyordu şarkılarını. Ama ileride bu mısraları adayabileceği bi adam istiyordu.
Hayatı film şeridi gibi gözünün önünden gelip geçti müzisyenin. Bu kadardı işte. Kalabalık olduğu düşünülen hayatında sadece 2 kişi ve tanımadığı sevenleri vardı. Yetmezmiydi? Elbette yeterdi. Yetmek zorundaydı.
"Kahve içmem gerek" yeni single olduğu zamanlarda sağlığına asla dikkat etmezdi. Yemek yemez. Uyku uyumaz. Sadece kahve ve vape içerdi.
Sanırım bu yüzden şarkı çıkarmasından nefret eden tek kişi Seokjin'di.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Foreigner
Fanfiction"Senden nefret etmek bile sana aşıkmışım gibi hissettiriyor" ~First Fic~ Güncel