Bankta olan yakınlaşmadan sonra konuşmayan ikili donmamak için sonunda kalkıp eve doğru yürümüşlerdi. Bir kaç kere düşme durumu yaşanacak esnada Jeongguk tarafından kurtarılmıştı Jimin. Şimdiyse Jeongguk stüdyo odasında çalışıyor, Jimin ise mutfakta sıcak çikolata yapıyordu. İki bardak sıcak çikolatayı salonda minik sehpaya bırakıp Jeongguk'u davet etmek için yukarı çıktı. Kapısını tıklatıp açılması için bekledi. Bir kaç saniyenin ardından saten pijama takımıyla Jeongguk kapıda belirdi.
"Efendim Jimin?"
"Size sıcak çikolata yaptım. Kendime de yaptım. Sever misiniz?"
"Severim"
"Güzel, o halde ben sizi salonda bekliyorum"
"Pekala" Salona inip sıcak çikolata kupasını eline alıp geniş koltukta bağdaş kurup oturan Jimin'in ardından Jeongguk salona giriş yaparak aynı işlemi yapmıştı. Bir kaç saniye sessizce karşılıklı içkilerini yudumlamışlardı. Jimin ise istemeden olan gülümsemesi ile Jeongguk'un haraketlerini takip ediyordu.
"Beğendiniz mi?"
"Evet. Eline sağlık"
"Cevabını biliyorum ama yinede sormadan edemiyorum. Şarkınız nasıl gidiyor?"
"Berbat" kendisine cevap vermeyi es geçeceiğini düşündüğü için böyle bir cevap küçük olanı şaşırtmıştı.
"Ah, böyle bir cevap beklemiyordum"
"Sadece 2 haftam kaldı. Ama hala sözlerini tamamlamış değilim"
"Üzgünüm, üzüldüyseniz özür dilerim"
"Aksine, kabullenmem gerekiyor belkide. Artık hiç bir şey yazamıyorum"
"Böyle düşünmeyin. Siz çok yetenekli birisiniz. İnanın bana, şarkılarınızı ne zaman dinlesem içimde anlamsız bir rahatlama hissi yaranıyor. Eminim ki, herkes için de böyledir" sözlerini dikkatle dinleyen müzisyen kırık bir gülümseme gösterip daha sonra bardağındaki bir kaç yudumu tek seferde içip sehpaya bıraktı.
"Hayır. İnsanlar benim sesimi falan beğenmiyorlar. Onlar sadece şarkı dinlemek için dinliyorlar. Bana olan sevgileride onlar gibi olduğumu sandıkları için. Eğer, onlardan farklı olduklarımı bilseler, müziğim, sesim, yazdıklarım, bunlar bir hiç haline gelir"
"Erkeklerden hoşlandığınızı öğrenirlerse sizden nefret ediceklerini mi düşünüyorsunuz?" sorduğu soruyla Jeongguk'un kaşları çatılmıştı.
"Erkeklerden hoşlanmıyorum. Seni öpdüğüm için bunu düşünüyorsan, yanılıyorsun. Sadece istedim ve yaptım" bu sefer Jimin gülerek elindeki kupayı sehpaya bıraktı.
"Kendinizden korkmayın Bay Jeon. Siz olduğunuz halinizle çok güzelsiniz zaten. Beğendiğiniz cins ve ya yöneliminiz yüzünden kendinizden korkmamalısınız. Çünkü, bu yanlış bir şey değil. İnsanlara sadece dıştan gösteriyorsunuz kendinizi ama gerçek kişiliğinizi bilseler gerçek sevenleriniz hala sizin yanınızda olur"
"Fazla iyi düşünüyorsun Jimin. İnsanlar sandığın gibi değiller. Beni sevenler ne kadar çoksa, beni saniyesinde linç edecek şekilde sevenlerde çok. Sen de öylesin. Sen de beni bir şeylerim yüzünden beğeniyorsun. Değil mi?"
"Hayır. Sizden kendiniz olduğunuz için hoşlanıyorum. Bana olan sert tavırlarınız, kaba sözleriniz bunun karşısını alamaz Bay Jeon"
"Sana gıcık kapıyorum Park" homurdanarak söylediği şeye Jimin kahkaha atmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Foreigner
Fanfiction"Senden nefret etmek bile sana aşıkmışım gibi hissettiriyor" ~First Fic~ Güncel