11

3.5K 286 157
                                    



***



Jungkook:
Bunu neden kabul ettin ki??

Yoongi:
Annenin ne dediğini duydum|
Size yük olamam ki|
Sürekli sizin evde kalamam ya

Jungkook:
O ne demek ha!
Sen benim kardeşimsin saçmalama

Yoongi:
Biliyorum kookie ama neyse ne önemli değil.

Jungkook:
Annemin söylediklerini duydun değil mi??

Yoongi:
Evet|
Hayır
Ne dedi ki

Jungkook:
Hiç bir şey
Yoonie yapma lütfen böyle

Yoongi:
Bir şey yaptığım yok ki

Jungkook:
Baban ne olacak?

Yoongi:
Kendim idare ederim

Jungkook:
Burada olsan sana yardım ederdim ama orada güvende bile olmayacaksın

Yoongi:
Konuyu kapat kook lütfen

Jungkook:
Tamam bu seferlik bir şey demiyorum
Ama o sikik çocuğun sana bir şey yaptığını duyarsam öldürürüm onu

Yoongi:
Sakin ol çocuk
İyi olacağım
Jimin'in yanında olsam da

Jungkook:
Annem sesleniyor görüşmek üzere 

Yoongi:
Peki hoşçakal
*Görüldü

****

                             Jimin x yoongi

Jimin:
Hey yoonie

Yoongi:
Bana böyle seslenme

Jimin:
Peki bir daha olmaz

Yoongi:
Neden yazdın ?

Jimin:
Ne zaman geleceğini sormak istedim çünkü.

Yoongi:
Neredeyse vardım

Jimin:
Tamam kapının önüne çıkıyorum valizlerini taşımana yardım ederim

Yoongi:
Gerek yok.

Jimin:
Var.

Yoongi:
Neyse seninle tartışmak istemiyorum

Jimin:
Bekliyorum



***

Kapısının önüne vardığımda Cidden dışarı çıkmış beni bekliyordu. Aslında ondan asla böyle bir şey beklemezdim. Üzerinde beyaz bol bir T-shirt ve altında gri bir eşofman vardı. Böyle bile yakışıklı duruyordu.

"Ver bana ben taşırım." Dedi elimdeki valizleri eline alırken. İtiraz etmeden eline verdim iki valizi de.

Önce büyük salondan geçtik ardından yan yana olan iki odanın önünde durduk.

"Şurası senin odan." Dedi soldaki odayı gösterip. Kafamı sallayıp odaya geçtim.
Eşyalarımı yerleştirip duş aldıktan sonra salona girdim.

Yemek kokuları geliyordu. Mutfağa 
Girdiğimde Jimin masayı hazırlamış beni bekliyordu.Benim için ayırdığı yere oturup yemeği yemeğe başladım.

Bir süre hiç konuşmadan sadece yemek yedikten sonra konuşmaya girdim.

"Kira ne kadar vermem gerek?" Ciddi misin der gibi baktı suratıma.

"Saçmalama kira falan vermene gerek yok" bir süre dalga geçtiğini sanıp duraksadıktan sonra ciddi olduğunu anlayıp konuşmaya başladım.

"Saçmalamamıyorum kira ödemek zorundayım"

"Değilsin" dedi emir verir bir ses tonuyla.

Çok uzatmak istemediğim için yine sessiz kaldım. Ama bir süre sonra tekrar konuşmaya başladım.

"Ben burada yokmuşum gibi davran. Benimle hiç konuşma. Kalacak yer bulduğum zaman buradan gideceğim zaten."

İfadesiz yüzü ile suratıma baktı ve kafasını tamam anlamında salladı.Onunla birlikte kaldığım onu affettiğim anlamına
gelmiyordu. Asla affetmemiştim ve affetmeye de niyetim yoktu zaten.

Yemekten sonra birlikte ayrı yerlere oturup film izlemye başladık. Asla konuşmadı benimle. zaten böylesi daha iyiydi.

Film bittikten sonra suratına bile bakmadan yerimden kalktım ve odama girdim.

Görmezden gelmek çok zordu.

Eskiden o beni üzerdi şimdi de ben onu üzuyordum.

Hoş üzüldüğünü de pek sanmıyordum da neyse.

Yatağımda gözlerimi tavana dikmiş öylece uzanırken kapının arkasından gelen sesler ile dikkatimi oraya verdim. Jimin biri ile konuşuyor olmalıydı. Kiminle konuştuğunu merak etsem de yerimden kıpırdamadım. Gözlerim hâlâ kapıya dikiliyken bu defa seslerin kapının hemen önünden geldiğini anladım.

Kapıya bir şeyin çarpması ile en sonunda dayanamayarak yattığım yataktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Elimi kapının kulbuna atacağım sırada bir kıkırdama duydum. Jimin'di bu.

Jimin'in hemen ardından bir de miyavlama sesi gelirken bir kedi ile oyun oynadığını anlamam zor olmamıştı. Kedileri çok severdim. Onlar hayatımdaki en güzel yaşayan canlılar olabilirlerdi. Kedi sevdama yenik düşerek kapıyı açtım. Odamın kapısının biraz daha ilerisinde kedi Jimin'in kucağına çıkmış kendini ona sevdiriyordu. Jimin ise kedinin bu hallerine gülerek bakıyor arada bir de kafasını okşuyordu.

İçimden gelen kediye dokunma isteği yüzünden odadan çıktım. Jimin tam önünde durduğum an beni fark etmiş olacak ki şaşkınlık ile kafasını yukarı kaldırarak bana bakmaya başlamıştı.

Bir şey demeden sağ elimin işaret parmağı ile kediyi işaret etmiştim. Ardından yere tam karşısına otururken bir an bile tereddüt etmeden isteğimi dile getirmiştim.

"Kediyle oynamak istiyorum"

Jimin bu isteğime karşılık daha da şaşırmış fakat kendini hemen toparlayarak kediyi bana doğru uzatmıştı. Elinden aldığım siyah tüylü yumuşak kedi kalbimi fethederek bacaklarımın üzerine uzanmış ve sevimli hallerini bana göstermeye başlamıştı.

Ben kediyle oynarken uzun zaman sonra bir kediye dokunduğumu fark etmiştim. Gözlerim arada sırada karşımda oturmuş beni izleyen jimine kaysa da onu pek takmamış ve burada yokmuş gibi davranmaya özen göstermiştim.




***


Nasılsınız?

Bölümler kısa oluyor üzgünüm düzenlemeye çalışsam da istediğim gibi yapamıyorum









FREAK -Yoonmin- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin