24

2.4K 184 153
                                    



Smut uyarısı!!

...

Yoongi'den

"Yoongi"

Jimin'in seslenmesi ile onun olduğu tarafa baktım. Çok yakışıklı görünüyordu. "Efendim" dedim yüzüne gülümseyerek bakarken. Dudaklarına benim nemlendiricilerimden birini sürmüş ve bu ona çok yakışmıştı. Gözlerimi dudaklarından ayırırken cevap verdi.

"Yemek hazır sevgilim."

Sevgilim dediğinde çok mutlu oluyordum bunun için bana sürekli sevgilim diye sesleniyordu. Bunu aslında daha önce birkaç kere daha dile getirmiştim. Bir bakıma sırf bunun için de bana sevgilim diyordu.

"Geliyorum."

Yavaş yavaş mutfağa doğru adımladım. Düştüğüm için hala kalçam biraz ağrıyordu. Jimin'in yardımıyla yerime oturdum. Tek başıma oturabiliyordum fakat Jimin fazla abartıyordu.

Yemeğe başladık. Jimin usta bir aşçıydı. Yemekleri daima mükemmel oluyordu. Buraya geldiğim ilk zamanlar birlikte yemek yemezdik ancak birlikte yemeye başladıktan sonra bütün yemekleri de o yapmıştı. Bana neredeyse hiçbir şey yaptırmıyor her şeyi kendi hallediyordu.

"Ellerine sağlık, yemek çok güzel olmuş." dedim kısık ama sevgi dolu bir sesle. Gözlerindeki ışık ile tekrar bana bakmaya başlarken gülümsemiş ve cevap vermişti.

"Afiyet olsun sevgilim. İstediğin başka bir şey var mı?" Sorduğu soruyla kafamı hayır anlamında sağa sola salladım.

Yaklaşık on beş dakikanın sonunda ikimiz de yemekleri bitirmiştik.

"Gel de yardım edeyim" diyerek tekrar koluma girdi ve koltuğa yöneltti beni.

"Jimin aşkım gerçekten fazla abarmıyor musun?" Abartmaktan daha öte bir şeydi bu resmen. Sonuçta alt tarafı yere düşmüş ve incinmiştim. Bunda bir şey yoktu. Herkesin başına gelebilecek sıradan bir olaydı.

"Neyi?" Dedi merakla.

"Ben gerçekten iyiyim. Yardıma ihtiyacım yok." Gülümsedim.

Koltuğa otururken konuştu.
"Bunu biliyorum fakat seninle ilgilenmek hoşuma gidiyor" dedi sonda göz kırparak.

Yanaklarım kızarmıştı. Gülümseyerek karşılık verdim.

"Bekle bulaşıkları helledip geliyorum o zamana kadar sen de güzel bir film seç." Kafamı salladım.

Hangisini seçeceğimi bilmiyordum.
Elime herhangi bir filmi aldım.
Romantik bir filmdi. Aslında romantik filmler izlemeyi sevmezdim. Daha çok komedi izlerdim. Ama sevgilimle romantik bir film izleyeceğim düşüncesi daha cazip geliyordu.

"Seçtin mi?" Yanıma otururken sordu Jimin.

"Evet. Bunu seçtim" dedim elimdekini gösterirken.

Gülümsedi. "Pekâlâ emin misin?" diye sordu birden.

"Neyden emin miyim?" Gözleri ima dolu bakışlar ile tekrar parlamaya baslarken ben anlamsız gözler ile onu izlemeye devam ediyordum.

"Bu filmi izleyeceğimizden"

"Evet. Neden ki?"

"Hiç."

Gülümseyip seçtiğim filmi açtı. Açtığı film gay filmiydi. İyi ki de öyleydi. Çünkü hetero filmler izlemiyordum pek.

Filmde baya bir kaos yaşandıktan sonra sıra malûm sahneye gelmişti.

Hayır neden bunu düşünmemiştim ki.
Jimin hiç bir şey olmamış gibi izlemeye devam ederken ben onun aksine onunla böyle bir şeyi izlediğim için utanmıştım.

"Sorun ne?" Jimin'in sorusuyla ona döndüm ve gülümsedim.

"Hiç bir şey." Dedim yapmacık bir ses tonuyla.

"Önündeki hiç öyle söylemiyor ama?"
Başta anlamamıştım fakat söylediği şeyi anladığım anda suratımın kızarmasıyla önüme döndüm.

"Ne oldu?"

"H-hiç bir şey dedim ya!" Hassiktir ya şimdi de kekelemiştim.

Jimin'in Aniden üzerime çıkması ile sırtım koltukla buluştu.

"Sence de zamanı gelmedi mi?"

Sorduğu soruyla afallamıştım. Şu ana kadar yaptığı imaları anlamamış gibi yapıyordum ama açık açık söylemişti. Nasıl anlamamış gibi yapabilirdim ki şimdi.

Yüzünü yüzüme yaklaştırıp üst dudağımı emmeye başladı. Öpüşmekte berbattım. Fakat yapabildiğim kadar karşılık vermeye çalıştım. Dilini ağzımın içine yolladıktan sonra ise ben resmen ne yapacağımı bilmediğim için karşılık vermeyi de bırakmıştım.

Dudaklarımdan sonra boynuma yöneldi.

"Odamıza geçelim mi sevgilim?"

Sevgilim kısmını bastırarak söylemişti hiç bir şey söylemeden kafamı salladım.
Birden bire kucağına alması ile şaşırmıştım. Tabi o benim kadar güçsüz değildi.

Yaklaşık iki dakika sonra sırtım yatak ile buluştu.

"Seni istiyorum." Parlak gözleri ile bana bakarken fısıldamıştı.

"İstemiyorsan söyle. Dururum. Fakat şimdi durmamı söylemezsen bir daha kendimi durduramayabilirim."

"Devam et." Emir verir gibi söylediğim şey ile anında tekrar dudakları dudaklarımı esir almıştı.

O üst dudağımı emerken ben de onu taklit ederek alt dudağını emiyordum.

Dudaklarımdan ayrılıp tişörtümü bir çırpıda üstümden çıkartıp görmediğim bir yere attı. Etraf karanlıktı ve bu benim işime geliyordu. Hiç değilse utanmam biraz da olsa azalırdı.

Göğsümden aşağı doğru öpücükler bırakırken pantolonumun düğmesini açmaya başladı. Her şey çok yavaş ilerliyordu.

"Biraz daha hızlan. Dayanamıyorum." Söylediğim şeyle aniden hızlanmış ve aynı benim gibi kendi üzerini de bir çırpıda çıkarmıştı.

"Zorlanırsan söyle." Kafamı salladım.

Kafasını deliğimin olduğu tarafa doğru eğip deliğimin etrafına dil darbeleri atmaya başladı. Şimdiden etkilenmiştim ve birazdan boşalacak gibi hissediyordum.

Dilini içime gönderirken kısık sesle tekrar inlemiştim.

Kafasını kaldırıp bu sefer de kayganlaştırıcı sürdüğünü parmaklarını içime göndermesi ile gözlerim hafif dolmuştu. Yavaş yavaş gelgit yaparken iki parmağını da aniden sokmuştu.

"Bu kadarı yeterli sanırım çünkü dayanamıyorum." Zorla konuşmuştu.

Elini aletine atıp çekiştirirken suratıma bakıyordu.

"Hazır mısın?" Sorusuyla "hıhı" gibi bir ses çıkarmıştım.

Birden aletini içime yollamasıyla yüksek sesli bir inleme bırakmıştım.
Çok büyük acı veriyordu.

Fakat bu acı hemen sonra yerini büyük bir zevke bırakmıştı. Ardı ardına yüksek sesle inlerken sabah sesimin kısılacağına kesinlikle emindim.

Hala gelgit yapmaya devam ederken gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı. Ama acıdan değildi zevktendi. Vücudum buna alışık değildi.

"Geleceğim" dedikten birkaç saniye sonra boşalmıştım. Jimin de gelmeye yakın içimden çıkıp kendini eliyle çekmeye başlamıştı.

O da boşalırken kendini hemen yanıma attı.

"Seni gerçekten çok seviyorum." Uykuya dalmadan önce söylediği şeyle
Gülümsemiştim.

***

Utaniyoerum şu bölümü okurkwn

FREAK -Yoonmin- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin