Şeytan Kucağı

58 10 0
                                    

Bahçedeki çiçeklerin arasında dolaşırken parmaklarım da çiçeklerin taç yapraklarına naif dokunuşlar yapıyordu.

Anılar zihnimde dolanırken burukça gülümsedim.

Annemle ilk burda uçmuştum. Uçmayı o öğretmişti bana. Şimdi ise ayaklarıma mahkumdum.

"Çok güzeller değil mi?"

Yanımda beni teselli etmek için çabalayan arkadaşım Fiora ya soğuk çıkan sesimle cevap verdim

"Bembeyaz. Sanki kimse ellememiş ve kirlenmemiş gibi."

"Öyle tıpkı senin gibi Allen."

Gülümsedim.

"Evet benim gibi. Ama solmaya mahkum..."

Gözlerim kısılırken taç yaprağını okşadım beyaz çiçeğin.

"Yapma böyle ne olursun. Hem iyi tarafından bak-"

Alayla güldüm. Daha çok acı dolu bir gülüştü bu

"Bunun iyi tarafı mı var Fiora? Annem öldü... Babam beni siyasi işlerine karıştırıp bir mal mışım gibi pazarlık meselesi yaptı... Şimdi cehenneme gideceğim için sevinmeli miyim?"

Sesiz kalarak üzgünce bana baktı.

"Ona yalvardım... Eteklerine kapanıp ağladım konseyin önünde. Beni hiçe sayarak yanımdan geçip gitti. Şimdi soruyorum sana hangi baba evladından vazgeçer? Senin baban aynısını yapar mıydı?"

Yine sesiz kalarak konuşmadı. Dudaklarım titrerken gülümsediğimde dokunduğum çiçek birden solmuştu.

"En azından yaptığın bu fedakarlık ile daha fazla kayıp vermeyeceğiz. Böyle düşünemez misin?"

Ona dönerek suratına baktım. Kanatlarım sırtımdan çıkarak yere yine alışık olduğum ve beynimde çalan sesle düştüğünde elimi yumuşak tüylere sürttüm.

"Sence yeterince fedakarlık yapmadım mı? Özgürlüğüm alındı Fiora... Bir meleğin uçamaması ne demek biliyorsun..."

İlerleyerek bağçenin ortasına bindirilmiş çardağa ilerledim. Kanatlarım yere sürterken düşen tüylere acı ile bakmıştım.

"Boyun eğmekten başka çaren yok ama Allen."

"En çok canımı yakan da bu ya... Sesimin çıkmaması."

"Belki iyi biridir?"

Suratına nasıl bir ifade ile baktım bilmiyorum ama bu söylediğine pişman olmuştu.

"Şeytandan bahsediyoruz."

Bakışlarını kaçırdığında aramızda bir süre sesizlik oldu. Daha sonra Mia titrek ve üzgün sesi ile konuştu.

"Abim kafayı yedi..."

Bu sefer ben bakışlarımı bahçeye çevirmiştim. Bu mevzuyu konuşmak istemiyordum.

"Felix çok öfkeli. Kalbi çok kırık..."

Benden hala ses çıkmazken elime dokundu.

"Seni sevdiğini biliyorsun Allen..."

"Beni sevmesi artık bir şey değiştirmez Fiora. Yarın evleniyorum. Şu saraya bak."

Donuk bakışlarla sarayı işaret ettikten sonra devam ettim.

"Şuan orda bir kargaşa dönüyor, hepsi istemediğim biri ile olacak düğünüm için."

Bir daha sesi çıkmayınca hava kararana dek orda oturduk. Daha sonra Fiora gitti ben ise odama çekilmiştim.

GÜNAHLARIN KANATLARI (GAY) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin