TOKAT

13.4K 709 66
                                    

Odanın dışarısında çılgına dönen bir anne ile Çağla Çakır konuşuyordu. Sanırım onu sakinleştirmeyi başarmıştı bu yüzden çok geçmeden bağırış sesleri sakinleşti. 

Sol gözümden istemsizce dökülen göz yaşım yanağımda kuruluk hissi bırakırken elimin tersiyle hızla sildim yanağımı. Ardından yüzümü sıvazlayıp bir olmuş iki yüreğin önüne geçtim. Berkcan şuana kadar benim burada bulunduğumu unutmuş gibi gözlerini benden kaçırıp Aren'den ayrıldı. Bir adım geri çıktıktan sonra Aren'in ellerinden tutup kendime çevirdim.

''Sana top atan abi senden özür dilemeye geldi.'' 

Aren şaşkınlıkla yanımızdaki yüze baktı ardından yeniden bana döndürdü bakışlarını. 

''O yüzden sana sarıldı. Affediyor musun onu?''

Başını evet anlamında salladığında yerden kalktım ve Berkcan'a döndüm. Dudaklarımı aralamıştım ki hızlıca konuşmaya başladı. 

''Abla ben hem senden hem Aren'den çok özür dilerim. Ben çok pişmanım. Bundan sonra sana yemin ederim hep Aren'in arkasında olacağım. Hatta işaret dili bile öğreneceğim! Söz veriyorum sana.'' 

Omzuna elimi yerleştirdim ve gülümsedim. Birkaç saniye sonra elimi omuzundan çektim ve odadan çıktım.

 Kapıyı kapattığım anda sırtımı kapıya yaslayıp içerideki masum kızı düşündüm. Böyle mi hayatına devam edecekti? Hayattan sadece insanların bildirdiği kadarıyla mı haberdar olacaktı? Ah, bu çok acımasızca. 

''Hah bak çıkmışlar.'' dedi Çağla Berkcan'ın annesini bilgilendirmek istercesine. Gözlerimi yavaşça araladığım ve Aren'e sarılmak için eğildiğimde elimden düşen çantayı kapı eşiğinin kenarından aldım. Salonda oturan iki kadını umursamadan elimdeki çantayla iki yüreğin bulunduğu odaya girdim. 

Odanın penceresinin önünde durmuşlar etrafa bakıyorlardı. Onların yanına gidip çıkmalarını istediğimde sözümü ikiletmeden ikisi de odadan çıktı. Ben de çantamı bırakıp gardırobun önüne geçtim ve  kapakları açtım. 

Üzerimdeki rahatsız edici kıyafetlerden biran önce kurtulmam gerekiyordu. 

Gözüme, koyu mor kollarını çizgilerle belirleyen ve iki yanında da bir karışlık fermuarlar bulunan yuvarlak yaka kazağı çarptığında onu kazaklarımın arasından çıkarttım ardından kot pantolonlarda gözüm gezindi. 

Gri bol paça pantolonu elime aldığımda gözlerimle süzdüm. Sağ bacağının diz kapağının yarım karışık üzerinde ve diz kapağında bulunan yırtmaçtan sol bacağında sadece bir karış yukarısında vardı. Güzel bir uyum olacaklarını düşünüp onu da kenara ayırdığımda gardırobun kapaklarını kapattım ve üzerimdeki kıyafetlerden teker teker kurtuldum. 

Rahatlayan vücuduma ayırdığım kıyafetleri geçirirken kapının tıklamasıyla işimi hızla hallettim. 

''Gel!'' Tıklayan kişi içeriye girmediğinde kapıyı açtım. Cübbemi astığım sandalyenin başına geçtim. Cübbemi alıp dolabın içindeki bir askıya astım ve Aren'e döndüm.

''Abla! Nereye gidiyorsun?''

Gülümsedim ve düşünüyor gibi yaptım. Ardından parmaklarımla, 

KARADUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin