" Sevgili dünürlerim , sizlerin böyle aile içi bir ... Olaya tanıklık etmenizi ben de istemezdim. Ama Dicle eğitimi için uzun zamandır şehir dışındaydı. E malumunuz karar berdel çıkarsa evin en büyük kızı evlendirmek gerekir. Ben de hem yılların özlemini gidermek hem de adetlerimize uymak adına Dicle'yi uygun buldum... Ee? Diyeceği olan yoksa yoldan geldiniz, açsınızdır . Buyurun , sofraya geçelim."
Konağın bahçesindeki herkes bunun normal bir geliş olmadığını anlamış olmasına karşın Nesrin Hanım öyle bir ifade etmişti ki Sema bile ağzı açık kaldı.
Fırat burada dönen hikayeden sıkılsa da merak ediyordu: Acaba peri kızı buna nasıl bir tepki verecekti?
Dicle ise hem hayrete düşmüş hem de pişman olmuştu. Bu kadının sırf kendisinin kopyası olan kızını kurtarmak için kendisini çağırması , o kadar çok onun gibi birinin yapabileceği bir şeydi ki. Ama bir yandan bunca yıldan sonra bile ... Gerçekten büyük bir kin vardı bu kadının içinde .
Cihan... Bu hikayeye ilk kıvılcımı yakan adam . Ablasına bunu yapmak istememişti. O , Sema ve Fırat evlenir , bir şekilde de mutlu olurlar diye düşünmüştü. Yıllardır görmediği yolda görse tanımayacağı bu kızcağızın hayatını yakmak istemememişti. Zaten kendi öz kardeşine ve sevdiği kadına yapacakları şeyler içini yakarken bunun bir de ablasına olacağı... İçindeki ateşi körüklüyordu.
Dicle kafasını kaldırdı babasının gözlerine dikti bu sefer omuzları dik bakışları mağrurdu .
"Ee? Haydi konuşalım bakalım malum evliliği. Ama benim karnım çok aç . Malum 'şehir dışından' geldim ya. Ben çorba almayayım ablacım."Dicle ,Hafran ailesini şaşkınlık denizinde dalga üstüne dalga gibi geliyordu. Bu kızın sanki zoraki bir evlilik yokmuşçasına rahat davranması , utanmaz tavrı , öte yandan dobralığı ... Ayşe Hanım'a göre bu kız Sema'ya göre bulunmaz hint kumaşıydı. Tavrını net çiziyordu. Ali Cengiz oyunlarıyla uğraşmıyordu. Hem sempatik bir kızdı. Konuşması, duruşu, bakışı zaten buralı olmadığını belli etse de Sema'dan daha çok Hafran ailesinin gelini olmaya layıktı.Ayşe Hanım da sofraya doğru yürüdü tam da kızın karşısına oturdu ki daha rahat inceleyebilmek için . Kocası Mehmet Bey ise tam karısının soluna otururken Fırat ise annesinin sağına oturdu. Simay Cihan'nın yanına gideceği sırada abisinin bakışları altında Dicle'ye doğru bir u dönüşü yaptı. Masaya herkes oturduktan sonra kimse çıt çıkarmadan hizmetlilerin koydukları yemeklerle ilgileniyordu.
Dicle darmadağınıktı. Ne hissetmesi gerektiğini bilmiyordu. Yıllardır görmediği öz ailesi-annesi hariç-karşısındaydı fakat içinde bir özlem yoktu. Buna rağmen içindeki hüzne karşı koyamıyordu. Babasının gözünde o kadar da mı değeri yoktu? Evet, yıllarca arayıp sormamıştı fakat böyle bir cezayı niye kendisine kesilmesine müsaade etmişti? Karısını bu kadar tanımamış olması imkansızdı. Yine de susup masadaki herkesi incelemeye koyuldu. Babası kendisinden de şaşkındı. Böyle bir adam nasıl bu koca toprakları yönetmişti?
Nesrin Hanım ise zafer kokuyordu bakışları. İsteği yerine gelmişti hem ilk göz ağrısı ölmeyecek hem de biricik kızı Fırat denilen delinin elinde heba olmayacaktı.
Hafran ailesinin her bir üyesinde büyük bir merak vardı. Hepsi büyük bir merakla yeni gelinlerini inceliyorlardı. Ailenin büyükleri Aslanlılar hakkında bir takım gerçeklere elbetteki hakimdiler. Yine de yıllar sonra işlerin bu raddeye gelebileceğini onlar da tahmin edememişti. Fırat dikkatle kızı inceliyordu. Dicle gibi kızları iş seyahatlerinde ve okul hayatı boyunca görmüştü fakat hiçbiri şu an olduğu kadar dikkatini çekmemişti.Mehmet Bey söze girdi."Kızım gerçekten emin misin? Bak , bu işlerin dönüşü yok."
"Özür dilerim ama kızınızın ölümünü mü yoksa oğlunuzun... Mutsuz bir evlilik yapmasını mı tercih edersiniz?"
" Öh- öh ... Dicle'ciğim, Sema ve Fırat'ın evliliği neden mutsuz olsun ki?"" Valla orasını ben bilemeyeceğim. İçimden bir ses eğer bu evlilik mutluluk içerecek olsaydı değil beni düğüne davet etmek adımı bile hatırlamazdınız Nesrin Hanım." Dedi ve manidar bir bakış attı. Söze Mehmet bey girdi ve konuyu kaldığı yerden toparladı.
"Bize sorsan ikini de tercih etmeyiz...Ama bazı gerekçeler bizi tercih etmeye zorluyor."
"Tamam o zaman. Problem yok.Ben de sizden farklı düşünmüyorum."
"Cemal, Cihan ve Simay için düğün olmayacak. Çocuklar da kabul ettiğine göre aile içinde anlaşma sağlandı diyebiliriz. En yakın zamanda diğer ağalara haber verip bu işi bitirelim."
" Doğru konuştun Mehmet Bey. Siz nasıl uygun görürseniz öyle olsun."
O akşam daha da başka bir şey konuşmadılar. Dicle'nin içine bir taş oturmuştu. Üvey annesinden hazmetmese de bu adam normal değildi. Gözlerinde farklı parıltılar vardı. Ayrıca zoraki olan bir evlilikten kim niye mutlu olurdu ki? Dicle hem yolun vermiş olduğu yorgunlukla hem de kafasındaki düşüncelerin ağırlığıyla söze girdi.
" İzninizle odama gitmek istiyorum. Malum yolculuk yordu. Babacığım izin verirsen yarın müstakbel eşimle beraber bir yere gitmek isterim ."
Cemal Bey şu akşam şaşırma kotasını doldurmuş gibi onayladı kızını. Zaten 'Aman biri mezara girmesinde bu çocuklar yaşayan ölü olsa da olur' gibi tavrı yüzünden sayın kayınbabası istese alıp kendi konağına götürmesine izin verecekti neredeyse.Dicle masada konuşulanları umursamadan kalkıp hizmetlinin gösterdiği odaya girdi. Cebindeki telefonu çıkartıp biricik arkadaşı Buseyi aradı.
"Alo. Dicle neredesin kızım sen ?Yangından mal kaçırır gibi gitmişsin . Altı üstü bir ameliyata girdim , ortalık çingene çadırına dönmüş."
" Ya kızım hiç bir şey bildiğin gibi değil. Babamlar karışmışlar bir evlilik mevzusu var . Bir evlenip gelicem ."
" Gerizekalı , bir evlenip gelicem ne yaa? Evlilik nereden çıktı? Ayrıca sen babanı günahın kadar sevmesin , niye onun işi görülsün diye evleniyorsun ?"
" Normalde haklısın. Bir şeyler var Buse . Normal değil bu. Bilmiyorum. İçimdeki ses Nesrin cadısından bir şekilde intikam almak istiyorsam böyle yapmam gerektiğini söylüyor."
"... Gelmemi ister misin? İzinlerim var. Kullanabilirim senin için."
" Gelir misin gerçekten ?"
" Deli , gelmez miyim? Ben senin ev işini falan hallederim. Buraları merak etme , ben toparlarım. Sen enişte beyi sor soruştur bakalım. Ne gibi bit yeniği çıkacak altından ?"
" Dur bakalım öğreniriz hepsini..."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONAK
RomanceBir Ağa Hikayesi... Not : Sevgili dostlarım ben doğulu olmadığım için doğru bildiğim kadarını yazıcam .Elimden geldiğince orijinal olmaya çalışcam .